Verev Parkeler

Parkeler girdiğiniz ortamı belki en çok gösteren etken olmasa da arka planı oluşturup detaylarını verdiğiniz tüm dekorasyonu sunan en önemli basamaklardan biridir. Açık renk, koyu renk, silstreli, mat veya eskitme ve hatta marküteri (marküteri yazım için buraya bir tık); bu tercihlerin hepsi tarzınız hakkında ipuçları verir.

Daha az görülmüş, uygulanmışa her zaman daha meyilliyimdir bilenler bilir. Epeyce zamandır da gözümü alamadığım parkeler bu verev düzenlemeyle döşenmiş olanlar.

Modern kullanıma da vintage kullanıma da son derece yakışıyor. Aslında bu kullanımın tekrardan trend oluşu daha İskandinav ve minimalist düzenlemelerde karşımıza çıkıyor.

Eğer süpürgelik kullanılmayacaksa duvar bitimine yakın kontür görevi görecek tek çerçeve tercih edilebilir.

Mekana girdiğiniz anda size sonsuzluk hissi veren bu uygulama aynı zamanda mekanları olduğundan fazlaca geniş gösterme özelliğine sahip. 

Böyle bir uygulama yaptırdıktan sonra koyu veya açık renk seçmiş olmanın çok fazla bir önemi kalmıyor çünkü alan yeterince genişlemiş bir etkiye sahip oluyor.

Bir ufak tüyo da şurada: kullandığınız parke renginde detayları olan objeler veya orta büyüklükte mobilyalar seçerseniz farklı bir uyum ve kombinasyon yaratmış olursunuz.

Koyulu açıklı ton seçimine dikkat! Oldukça çarpıcı ve karakteristik. Kalıpların dışına çıkmaktan korkmayın, denemeden en iyiyi bulamazsınız.

Ve marküteriye şapka çıkarırız...

Verev kullanımın sadece en başında tek bir dezavantajı var. O da yerleşimden dolayı çok fazla fire veriliyor oluşu. Eh nihayetinde bu da normalde kullanılacak olan metrekarenin biraz daha üzerine çıkacaksınız demek. Ortaya çıkacak sonuç bu kadar göze gönle hitap ediyorken, bu fark fazla göze batmamalı diye düşünüyorum.

Siz de bu ve benzeri uygulamalar yaptırmak isterseniz, yaptıkları işleri bildiğim, tavsiye edebileceğim bir firma var: Genova Zemin Sistemleri. Firma ismine tıklayarak web sitelerini ziyaret edebilir, kendilerinden detaylı bilgi alabilirsiniz. 

Pijama Partisi Dekorasyonu

Okullar yaz tatiline girdi. Çocuklar tatilde belli bir mesafe katetti. Muhtemelen daha yaz ödevlerine hiç dokunulmadı ve dokunmamak için araya türlü bahaneler sokuşturuluyor :) Ebeveynler ve çocukların birbirine girmesi an meselesiyken ortalığı sakinleştirecek bir fikir benden size... Bunu ödevlerini yapmasının bir ödülü olarak da teklif edebilirsiniz: arkadaşlarla pijama partisi. Peki bir dolu çocuğa ev sahipliği yapacakken ilgilerini çekecek neler olmalı o gece? Hadi bir göz atalım.

Konumuz pijamaysa etrafta bolca yastık, yorgan, pike, terlik olacak demektir. İşe davetiyeyle başlayabilirsiniz. Yerin ve saatin, belki ufak bir notun eklendiği davetiyenizi uyku bandı şeklinde bastırabilirsiniz. Böylece davetliler ne kadar özenle hazırlanmış bir partiye geleceklerinin ilk tüyosunu almış olurlar.

Güneş batacağına göre en tatlı uyku eşlikçisi ay ve yıldızlar olacak. Afacanlara hazırlayacağınız sofra bolca ay yıldız içerebilir.

Peki ya masayı direk yatak olarak hazırlasanız? Eminim bunu görünce düşüp bayılabilirler :)

Hediyesiz olur mu hiç? Üzerlerinde isimlerinin ya da ufak notların yazdığı pijamalar, terlikler veya havlular bu geceden birer anı olarak verilebilir.

Baş harfli pike veya battaniyeler de sevimli bir seçenek olacaktır.

Her ne kadar adı pijama partisi olsa da yatma saati kuralının epeyce delineceği bir gece olacak, orası belli. İlerleyen saatler için atıştırmalıklar hazırlamayı ihmal etmeyin. Süt içirmenin en güzel şekli, yanına iliştireceğiniz leziz kurabiyeler olacak.

Gece kuşu baykuş da konseptinizde genişçe yer alabilir. Vallahi böyle parti bana organize edilse o evden biraz zor dışarı çıkabilirim ne yalan söyleyeyim :))

Hediyelik demişken rahat uyumalarını sağlayacak lavanta keseleri de koyulabilir yastıklarının yanına.

Film izlemeden geçen bir pijama partisi düşünebiliyor musunuz? Ortak paydada buluşulabilecek birkaç DVD seçeneğini önceden ayarlamakta ve bolca patlamış mısır stoklamakta fayda var.

Çabuk sıkılma ihtimallerine karşı birkaç aktivite planlayabilirsiniz. Gece takacakları uyku bantlarını tasarlamak veya son günlerin favorisi boyama kitaplarından oluşan bir seçki eğlenceli olacaktır.

Ve uyku zamanı... Yatakları boşverin, gerisi onların hayalgücüne kalacağından derme çatma bile olsa organize edeceğiniz minik çadırlarda uyuma fikri için filmi, aktiviteyi bile erkenden bitirebilirler. Tabii ki gecenin en tatlısı çadırdan çadıra dedikodu eşliğinde... :)

O halde sizlere kolay gelsin, çocuklara iyi eğlenceler...

Fransız Balkon Şıklığı

Zarafet bir olguysa Fransızlar bu işin kitabını yazabilir, yazmışlardır, yazmalılar. Ellerinin değdiği her alanı nasıl güzelleştirmek gerektiğini çok iyi biliyorlar. Bana kalırsa bu DNA' larında kodlu bir özellik yoksa bu kadar da koca bir ulusa mal olmazdı. Uzatmadan bugünkü konumuza geçelim. Geçen hafta Instagram hesabımdan duyurduğum üzere Fransız balkonlarına değiniyoruz.

Yeni mimari uygulamalar da sağolsun Fransız balkon temasına aslında halk olarak epey alıştık biz. Peki nedir aslı astarı? Filmlerde görmeye alıştığımız yüksek tavanlı odalardan güne selam vermek, güneşi görmek, havayı koklamak için koca pencereleri iki elle bir hışım açılan, uçup gidecekmiş gibi bir edayla havayı ciğerlerine çekecekken kibarlık timsali demir ferforjeler tarafından tutulan balkon tipidir esasen :)

Varla yok arası bu küçücük balkonların yaratılmasının iki sebebi var aslında. Biri Fransa' da özellikle Paris' te ev kiralarının ve vergilerinin çok yüksek olmasından dolayıdır. Merkeze yaklaştıkça bizim evlerimizin sadece salonu kadar eve fahiş bedeller ödendiğini görürsünüz. Mesela 40m2 bir ev Paris için ciddi anlamda bir lükstür. Yerden tasarruf adına da böyle bir uygulamaya gidilmiştir. 

Çoğu zaman 50cm' lik bir çıkıntıdan ibaret olsa da yer yer alan biraz genişler ama yine de ufak bir masa ve sandalyeden fazlasını koymanıza olanak vermez. 

Dediğim gibi yeni projelerde de bu tip balkonları sık sık görüyoruz. 

Balkon dışa doğru genişlemiyorsa içe doğru genişlesin? :) İlle de balkon diyenler için yine de gönül ferahlatıcı bir uygulama değil mi? 

Hele bir de böyle rengarenk çiçekler eşlik etti mi değmeyin seyreylemeye... Gelelim ikinci sebebe. Fransızların Ekvator ve civarında elde ettiği sömürgelerde yaptığı yapıların havalandırma ve soğutma ihtiyacını karşılamak için yapılmıştır. Sonradan Fransa geneline de yayılmıştır.

Küçük, minik olanın zarif olması sadece bu balkonlardan dolayı bile olabilir, ne dersiniz?

Bir bloggerın balkonu mu acaba yoksa ben mi şu an orada olmak istedim?

Şimdi bu kadar güzel ve kibar örneklerini paylaştıktan sonra bu ruhsuz ve minimalist yeni-proje-balkonlarını nasıl beğenebiliriz ki? 

O halde kapanışı Notre Dame katedraline karşı Paris' in şu mevsimde hala serin sabahına güzel bir günaydın diyerek yapalım bir fincan kahvemizle...