21 Mayıs 2013 Salı

Bahar Geldi Ama Bahçem Yok!

Bahar geldi ama bahcem yok..!
Siz de benim gibi her bahar geldiğinde bir sene sonraki bahar için bahçeli ev dileğiyle yanıp tutuşanlardan mısınız? Cevabınız evet ise aynı kaderi paylaşıyoruz, ama gelin kaderimize küsmeden kendi bahçemizi kendi balkonlarımızda yaratalım...
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki çiçek bakmak hem sabır hem de sevgi işi. 6 ay sadece sap kalan 4 saksı orkidemizin coşarak açmasıyla birlikte bizim de evde çiçek sevgisi coştu. Ve sonunda gördük ki bu iş hakikaten sevgi de istiyor. Onlarla konuşmak, onlara dokunmak bu işin büyük bir parçası.
Bu sevgimizi gören ailelerimiz de bizlere gelişlerinde ellerinde birer saksı çiçekle evimizi şenlendirdiler sağolsunlar. Biz de bir tatil dönüşü Sapanca' dan "achmean" adında olduğunu duyduğumuz pembe bir saksı çiçeği aldık. Renkleri salonumuza ayri bir hava katti. 
Gelelim balkonumuza; limon ağacı isterken bulup aldığımız kumkuat ağacı bizi önce hüsrana uğrattı aslında. Aldıktan 2 hafta sonra tüm yapraklarını ve meyvelerini döktü ama dediğim gibi sabırla suladık, bekledik ve şimdi tekrardan yaprak verdiğini görmek bizi heyecanlandırıyor. Şimdi ise bir türlü renk beğenemediğim, genelde Avrupa' da komple blokların bir ahenk içinde sıraladığı balkon demirine asılan rengarenk petunyalarda gözüm. İnşallah mevsimi geçmeden bir renk beğenip balkondaki yerine asabilirim. 
Balkonunuz müsaitse yerleri çim halıyla kaplatıp bahçe efektini yükseltebilirsiniz ama bu yapay bir görüntüye de sebep olabilir; dengeyi iyi kurmakta fayda var.
Balkonunuzun büyüklüğüne göre bahçe mobilyaları tercih edebilirsiniz. Her bütçeye uygun teak, okaliptüs ağacı gibi çesitli ağaçlarda 2-4-6 ve daha fazla kişi için ideal mobilyalar mevcut. Eğer ağaç kullanmak istemiyorsaniz hem sıcaklık katmak hem de klasik metal renklerinden uzaklaşarak yeşille en güzel uyum sağlayan sıcak renk, enerjisi yüksek kırmızıyı tercih edebilrisiniz.
Ve son günlerde beni en çok etkileyen, dinlendiren çiçeği sizinle paylasmak istiyorum; mimoza... Aslında ağaç da olan bu bitkinin 4 en popüler türü var. Aslında bu bir akasya türü ama evde bakabileceğiniz saksı tipi de mevcut kumkuat gibi. Hemen her toprakta yetişir, sıcağa ve susuzluğa da dayanıklıdır ancak buna aldanılmamalı çünkü çok sıcakta veya susuzlukta çiçek açmaz ya da hemen döker. Yarın ilk işim Bahçeşehir botaniğe gidip saksi türü mimoza sormak olacak. 







Evim Güzel Evim #1 - Acıbadem

Ve nihayet ev çekimi postum hazır tastamam. Acıbadem' de misafir olduğumuz sevgili Sabahattin ve Saadet'çiğimizin ( Saadet-i Blog ) bu sıcak evi çok yakında yeni ferdini karşılamaya hazırlanıyor. Ama o gelene kadar annesi ve babası bu eve ne emekler dökmüş hep beraber inceleyelim.

Aylarca süren tadilat ve onarımlardan sonra baştan aşağı yenilenen bu çatı dubleksi eşyaya boğulmamış ama her alan çok güzel değerlendirilmiş.

Biraz dömi klasik biraz avangard tarzın birleştiği bu ev çoğunlukla krem ve kahve tonlarında dekore edilmiş. Çift başta iş yoğunluğu nedeniyle mimarla çalışmayı düşünmüşse de sonradan tamamen kendi zevkleri doğrultusunda hareket edebilmek adına kolları sıvamışlar...



Yatak odası mobilyaları ve avizesi Kervan' dan alınmış. Giyinme odası ayrı bir odayken yatak odasıyla birleştirilerek girişi değiştirilmiş. Ayakkabılı aydınlatma da uzun arayışlar sonucu Şişhane' de bulunmuş ve her ayakkabı delisi bayan gibi sadece ayakkabının şekli bile onlarca ayakkabı almış gibi bir keyif vermiş kendisine :) 




Banyo, mutfak, evin tüm kapıları ve üst kattaki kütüphane tasarımları için Best Design - Turgut Özdemir ile çalışılmış. Banyolarda Villeroy & Boch ve Vitra seçilmiş, banyo aksesuarlarında ise Vitra İstanbul serisi, Primanova ve Jua tercih edilmiş.



Mutfağın yemek bölümündeki guguklu saat yine evdeki nostaljik havaya katkı sağlaması amacıyla internetten sipariş edilmiş... 


Mutfaktaki yine Özartaş Avize' den alınan kuş ve bulut aydınlatmalar ortama son derece sevimlilik katmış.


Mutfak mobilyasında eski Amerikan tarzı mutfakları beğenen çift tüm dolap ve tezgah düzenlemeleri için yine Best Design firmasından Turgut Özdemir ile çalışmış.


Ev alındığında düz ve kısa basamaklardan oluşan merdiven ve mutfağı ayıran duvar yıkılarak koridorun da ışık alabilmesi için içten aydınlatmalı cam duvarla değiştirilmiş ve hole ferahlık kazandırılmış. Duvar önündeki çekmeceli dolap Kervan' dan, saat ise kuzen hediyesi. 


Cam bölme burada daha net görünüyor. Bu ferforje askılık ise geçen yılki mobilya fuarından alınmış. Fuarlarda ürün satışı olmadığı için epey dil dökülerek alınmış bir obje ev sahibimizin kardeşi tarafından.


Salonun bu cumba kısmında yer alan koltuklar Sabahattin' in ailesinden yadigar. Ne varsa eskilerde var diye boşuna demiyoruz :) Oymaların zerafetine dikkatinizi çekerim. Ceviz ağacından el oyması olan takım salonun diğer mobilyalarının rengine boyanmış, döşemelik kumaşı ise Persan' dan kadife damask ile değiştirilmiş. 


Salondaki krem chester koltuklar ve masa Vatan Mobilya' da özel olarak yaptırılmış. Çift kalabalık misafirleri de düşünerek yemek masasını 2,90 x 1,40
ebatlarında yaptırmış. Tüm salon aydınlatmaları Şişhane' deki Özartaş Avize' den İtalyan üfleme cam olarak seçilmiş. 





Kuğu cam aksesuarlar Swarovski' den. Tepsideki parfüm şişeleri yurtdışında farklı seyahatlerden anılar... Üzüm salkımı ise Herend' den bir arkadaş hediyesiymiş. 


Ev sahibemiz atları ve binicilik sporunu çok sevdiğinden onlarla ilgili aksesuarlara ayrı bir ilgisi var. Bu yüzden salondaki at tablosu babasından ev hediyesi gelmiş. Aşağıdaki at heykeli de yine diğer ferforje gibi geçen yılki mobilya fuarından kardeş hediyesi. 



Girişte yer alan ayna ve tırnak da yine Vatan Mobilya' dan. Geniş duvarları hareketlendirmenin en güzel yolu doğal taş döşeme veya duvar kağıdıdır. Holdeki bu uzun duvar da krem ve bejin yumuşak tonlarındaki taşlarla kaplanmış. 


Gelelim üst kata. Merdivenin sağında kalan bu bölüm kütüphane olarak ihtiyaca yönelik olarak tasarlanmış Best Design' ın katkılarıyla. 



Çatı katının çok fonksiyonel değerlendirildiği bir ev burası. Rahat koltuklarda televizyon izleyebilmek için fasulye şekil bir grup seçilmiş Vatan Mobilya' dan. Pufla geniş koltuğun düz hatlarını kırmak içinse bu yılın en trend desenli kumaşlarından kaplanmış. Sallanan sandalye yine evde nostaljik unsurları seven çiftin Kervan' dan tercihi olmuş, hemen üstündeki geyik başı ise Amerika' dan alınmış. 



Üst katta terasa çıkmadanki bölüm bir kitchenette olarak değerlendirilmiş ve beyaz eşyalar yine nostaljik seçim ciciler cicisi Smeg' den :) Çekim günü aynı zamanda geniş çaplı bir çay partisi olduğundan ( Bebeğimi Beklerken Kız Kıza Çay Partisi ) bu kısım servis için rahatlıkla kullanılabildi. 



Bahçe mobilyaları Tepe Home' dan alınmış, müzik kutusu ise eşinden Saadet' e yılbaşı hediyesi.


Gusto sahibi çiftimize emeklerinden dolayı ellerine sağlık diyor ve güzel evlerinde huzur, sağlık, mutlulukla oturmalarını diliyorum. 

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Ünlü Tasarımcılardan 2014 Trend Notları

19. Evteks Ev Tekstili Fuarı kapsamında TETSİAD (Türkiye Ev Tekstili Sanayici ve İşadamları Derneği) öncülüğünde bir dizi seminer düzenlendi. Fuarın yanı sıra genel temanın 2014-2015 trendleri olan bu seminerleri de takip ettim, tasarımcılarla tanışma fırsatı buldum. Fuar kapsamında aynı zamanda İsviçre, ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya' dan dünyaca ünlü desen stüdyoları da stand açmıştı.

İlk gün konuşmacı listesi şu şekildeydi: Dokuz Eylül Üniversitesi' nden Prof. Dr. Nesrin Önlü, Renk Otoritesi Pantone' dan Mine Kalaylı, Lobster Concepts' ten Hollandalı ünlü tasarımcı Inkrit Berbee, İtalyan tasarımcı Bibi Ronchi ve Hollandalı ünlü tasarımcı Milou Ket idi. 

Önce Prof. Dr. Nesrin Önlü "Ev Tekstili Ürünlerinin Tasarımında Yaratıcılık ve İşlevsellik" başlıklı konuşmasında öğretilmiş renklerin kombini kırıldığında yaratıcılığın ortaya çıktığını vurguladı. Diğer yandan bir objenin işlevsel olması gerektiği görselliği arka planda bırakması gerektiği anlamına gelmiyor. Yaratıcılıkta ürünün değerinin özünde olduğunu savunuyor Nesrin Önlü. Kendisi aynı zamanda dokuma ve yarı transparan kumaşlarda paslanmaz çelik ve gümüş kullanımı hakkında makaleler yazmıştır. Paslanmaz çelik halılarda kullanıldığında vücutta biriken statik elektriği alıyor. Bu yüzden maliyeti yüksek olsa da giysilerde de kullanılması gerektiğini savunuyor. Gümüşün kullanımı ise vücutta enfeksiyon oluşumunu engelliyormuş. Dünyaca ünlü markaların evlerimiz için çelik ve gümüş içerikli ürünler üretmeye başlarsa evlerimizde resmen yeni bir çağa adım atmış oluruz sanırım :) "yakınçağdan sonra metal çağı".


Diğer konuşmacı dünyaca ünlü renk otoritesi kabul edilen Pantone' dan Mine Kalaylı idi. Biliyorsunuz Pantone renk ve renk sistemleri konusunda bir liderdir. Pek çok firma Pantone kartelasındaki renkleri ve kodları baz alır. 2014 için belirlenen yılın rengi ise hem lüksü hem doğayı temsil ettiğinden "zümrüt yeşili" olmuş. Yapılan araştırmalara göre satınalma kararlarımızda tercihi %78 renkler belirliyormuş. 2014 trendleri için 6 anahtar tema oluşmuş. İlki metalik ve şerbetli turuncular, ikincisi kırmızı, gri, beyaz ve lacivertin çevrelediği okul teması, üçüncü hardal ve koyu yeşilleri birleştiren bit pazarı teması, dördüncüsü çekimlerinin başladığı günden itibaren heyecanla beklediğimiz The Great Gatsby trendi ve beraberindeki kristal, gümüş, mor, mavi ve inci tonları; beşinci bayrağı da içine alan İngiliz teması ve sonuncusu ise gökyüzünün derin tonlarını barındıran mutlu Bahamalar temaları olmuş. 


Üçüncü konuşmacı seminerde sempatik tavırlarıyla da ilgi toplayan konsept ve trend tasarımcısı Inkrit Berbee' ydi. Kendisi de 2014 ev tekstili trendlerini 4 ana akımda toplamış. Eklektik, miras, doğa ve sürreal gelecek. 50-60'ların sofistike tarzına gönderme yapan eklektik akım koyu mercan, çikolata, turuncu, bakır ve mavi tonlarını vurguluyor. Duvar kağıdı ve döşemelik kumaşlarda ise 3boyutlu yüzeyler ve kadifeler ön planda. Miras segmentinde romantik danteller, tüyler, altın yansımalar ve kobalt mavi öne çıkıyor. Doğa temasında su yansımaları, maviler, beyaz ve açık griler tanımlanmış. Son yıllarda minimalizmin de beraberinde getirdiği sürreal şekiller objeler popülaritesini 2014' te de sürdürmeye devam edecek. Seminer sonunda sohbet etme şansını bulduğum Inkrit Berbee gerçekten çok sıcakkanlıydı, kendisinin de blogları desteklediğini ve takip ettiği bloglar olduğunu belirtti ve hatta ilerideki projelerinde beraber çalışma fırsatı yakalayabileceğimizi söyledi. Vallahi bu teklife "EVET" denmez de ne denir :)  


İlk günün son konuşmacısı ise trend araştırmaları üzerine çalışmakta olan İtalyan tasarımcı ve sanat yönetmeni Bibi Ronchi idi. Kendisinin de sunum tarzı etkileyici ve farklıydı. Bize verdiği ana hatlar üzerinde imajlar oluşturmamızı istedi aklımızda. 2014 kışı için verdiği tüyolar ahşap ve ahşabın damarlarını ortaya çıkaran şeffaf cilalar ve hatta ilginç bir benzetme yapıp lazer kullanarak tahtakurusu yemiş etkisi verilen ahşaplar ön plana çıkıyor diye bilgi verdi. Trend de olsa "tahtakurusu yemiş efektli" bir mobilya ne kadar tercih edilir soru işareti :) Bunun dışında kararlı, sert renklerin baskın değil de lekelemeler şeklinde yosun yeşilini ve kırmızıyı da yoğunlukla içine alacak şekilde kullanılacağını belirtti. Altındaki diğer dokunun göründüğü yırtık efektler, iplik karışımlı örgüler, çatlamış porselen etkisi ve makro vurgular sıklıkla görülecekmiş. Aynı zamanda romantik ve klasik olarak algıladığımız çiçek motiflerini de pikseller ve dijital desenlerle kombinlenmiş olarak görmeye şimdiden kendinizi hazırlayın diyor. Sanırım kanaviçe görünümler yakalayacağız bolca.


Günün son konuşmacısı da Swarowski, Volvo, Ikea, Esprit Home, Walt Disney ve Türkiye' den Zorlu Tekstil' e tasarımlar ve danışmanlık yapmış olan dünyaca ünlü Hollandalı tasarımcı Milou Ket idi. Giyimi, tarzı ve sunumuyla gerçek bir yönetici ve tasarımcı duruşu vardı. O da 2014-2015 sezonunu 6 ana temaya ayırmıştı.
1. Zıtlar Çeker
2. Evim Güzel Evim
3. Tatlı ve Ekşi
4. Ful Renkler
5. Eksantrik ve Göçebe
6. Tarihi ve Lüks

İlk temada natürel dokularla endüstriyel parçaların birlikteliğini bambu ile metalik objelerle bağdaştırmış. Burada açık maviler, yeşil tonları ve sarıya gönderme var. Evim güzel evim temasında ise tam bir "country" havası esiyor. Romantik ve feminen olan bu temada vintage aksesuarlara bol ve büyük çiçek figürleri, mutfak ve pişirmeyle ilgili her şey pastel tonlarla birleşiyor. Genelde "provence" tarzında pasteline yer verilen sarının en canlı tonları da bu kez bu segmente katılmış, iyi de olmuş :) Nedense son 2-3 yıldır eskiden nefret ettiğim sarı renkten vazgeçemez oldum. 

Tatlı ve ekşi temasına ise ayrıca hayran kaldım. Burada hafif soldurulmuş neon renkler söz konusu. Ana renkleri ise; kavun, misket limonu, nane yeşili ve açık zümrüt. Bu renkleri barok tarz oymalı koltuklarla kombinlemek çok çok çok trendy olacak ki son bir yıldır bu akım iyice popüler olmaya başladı bile. Hemen örnekleyeyim: 


Pembe ve turuncu tonları da beyazla kombinlenecek. Bu akımda siyaha yer yok! Tabii ki önemli şartlardan biri de PATCHWORK!

Ful renklerde tabii ki gökkuşağı renkleri var tüm canlılıklarıyla. Egzotik çiçekler ve geometrik desenler de bu akımın tamamlayıcıları.

Eksantrik ve göçebe deyince akla direk Afrika kabileleri gelmiyor mu sizce de? Tüm tasarımcıların ısrarla üzerinde durduğu Afrika esintileri özellikle kış aylarına damgasını vuracak. Yapay hayvan postları, döşeme ve kırlentlerde zebra ve koyu renk tüylü kumaşlar, Aztek izleri, kavim simgelerini andıran işaretler, toprak tonlarındaki patchworkler esinlenilen temel özellikler. Yaza biraz ağır kaçsa da kışın evimizi ısıtacağına hiç şüphemin olmadığını, çok davetkar bir tema olduğunu söyleyebilirim rahatlıkla.

Son tema ise benim de asla vazgeçemediğim unsurları barındıran "tarihi ve lüks". Lacivert, bordo, mor, siyah ve çarpıcı kırmızıların hüküm sürdüğü görkemli altınların kristallerle ve şık gümüşlerle birleştiği bir ortamdan bahsediyoruz. Bu şatafattan etkilenmemek imkansız. Bu klasmandaki birliktelikleri ise şöyle belirlemiş Milou Ket: somut & çelik ve ahşap, kahverengi & bakır, siyah & beyaz, siyah güzellik & gizem.  


İkinci günün ilk konuşmacısı ise Türkiye' de ev tekstiline markalar doğuran tasarımcı olarak bilinen Cenk Mommarje idi. Kendisi daha önce Vakko, Unique Arts, Verdi Home, Sarev, Maisonette ile çalışmış. "Umudu Tasarlamak" başlıklı konuşmasında her geçen gün kaotikleşen hayatlarımızda önümüzdeki yıllardaki ana temanın "eve kaçış" olacağına değindi. "Ev, kalemiz o yüzden içinin en iyi donanımda olması lazım" diyerek eklektik tarzın daha önem kazanacağını düşünüyormuş. 


Ve yoğun seminer programının son konuşmacısı ise yine tasarımcı ve fotoğrafçı Ahmet Kayaer' di. Ev tekstili moda çekimleri yaptığı gibi bu çekimlerin sanat yönetmenliğini de üstlenmiş. O da tüm diğer tasarımcılar gibi ana temalarını soyut hayat, romantik, doğa ve etnik yaşam olarak sınıflandırmıştı. Kendisi konuşmasının sonunda bir de fotoğraf slayt gösterisi yaptı ki gerçekten etkileyici kareler yakalamıştı. 

Tüm bu seminerler o kadar yoğun ve bilgilendiriciydi ki bir sertifika programında olsam kesin bir sertifika almıştım :) Şaka bir yana dinlemesi ve paylaşımda bulunulması çok renkli kişilerle bir arada olmanın onlarla tanışmanın tadı bir başkaydı. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...