14 Haziran 2013 Cuma

Evim Güzel Evim #2 - Çekirge

Merhaba herkese,

Yoğun geçen bir iş gezisi için 4 gün Bursa' daydım. Yeni sürprizler için altyapı çalışmaları deyip susayım şimdilik :) Bu vesileyle de sıkı bir Decoridea takipçisi olan arkadaşım sevgili Ahu ve eşi Eren' in evinde çekime gittim. Önceden belli kıstasları sebebiyle mimlemiş olduğum bir evdi zira kendisi, fırsat bu fırsat da sizinle paylaşmak istedim.

Çekirge' de yer alan bu ferah ev normalde üç oda bir salon, çamaşır odası ve mutfağa bağlı yemek odasından oluşuyor. Hadi baştan başlayalım: Islak zeminlerde evin genelinde koyu renkler tercih edilmiş. Girişte yer alan sürgülü gömme dolabın genişliği ve iç dizaynı hayat kurtaran cinsten, tanıdık bir marangoza yaptırılmış (banyo dolapları da aynı ustadan çıkma).  Hep söylerim eski ustalardan iyi bir marangoz her eve lazım :)


Dresuar evin çoğunluk mobilyalarının yaptırıldığı İnegöl' den Yavuzlar Mobilya' da yaptırılmış. 


Salon epey geniş, yemek ve iki ayrı oturma alanı olmak üzere üç bölümden oluşuyor diyebiliriz. Masa ve konsol Yavuzlar Mobilya. Konsolun üstünü taçlandıran Ermeni işi gerçek taş ayna ise Ahu Hanım' ın babaannesinden yadigar, tam tamına 63 yıllık mazisi var. Bu değerli parçanın bir özelliği ise taş ayna olması. Bu zamanda az bulunuyor gerçekten. Uzun zamandır kendisini bekleyen bu ayna çok iyi durumda olduğundan çok ufak detaylarla elden geçmiş ve salonun hakim rengine boyanmış.




Salonun çeşitli köşelerine çiftin düğün resimleri kanvas tablo üzerine basılmış ve salona spor şık bir hava katmış. (Yeni trend dijital baskı kanvas tablolarla ilgili de ayrıca bir yazı gelecek, meraklısına dipnot.) Bunun dışında aşağıda gördüğünüz mavili tablo babadan hediye. 




Kristal kelebekler Deco Center. Aşağıdaki tablo Adnan Çoker' in 100 adet  orijinal kopyasından biri. 



Evin tüm aydınlatmaları Deniz Avize, halıların tamamı ise Asos Halı' dan seçilmiş. Salondaki iki tane el dokuması, diğeri de sheggy model. 


Tv bölümü ise iyice sıcak bir atmosfere sahip. Salonun ana bölümünden bir nebze uzak olması samimi sohbetlerin TV' deki çoğu yersiz programlarla bölünmemesi adına çok iyi fikir olmuş; aynı zamanda TV izlemek isteyen için yine de ortamdan kopmaması adına çok isabetli olmuş. L koltuklar ise bu alanların vazgeçilmezi ve en rahat seçeneği, bu takımda açık renk tay tüyü kumaş kullanılmış. Televizyon ünitesi de Yavuzlar Mobilya' da yaptırılmış. Ayrıca evin çeşitli yerlerinde gördüğünüz tablolar ise Ahu Hanım' ın annesine ait. 


Mutfak ankastreleri ise Bosch. Bu verev davlumbazlara bayılıyorum. Alelacele yemek hazırlığı yaptığımız zamanlarda başı çarpma ihtimalini sıfırlıyor ve klasik muadillerine göre ise ultra modern bir görünüm sunuyor. Ev sahiplerinin uzun boyları göz önüne alınarak tezgah yüksek tutulmuş ve dolaplar Nolte Küchen' den seçilmiş.



Yemek bölümü için marangoza yaptırılan Amerikan masa  ve İnegöl' den alınan sandalyelerin tercih edilmesi ekstra bir oturma grubuna da yer bırakmış. 



Çamaşır odasında bol dolap demek deterjan, kova her türlü estetik olmayan unsurun yok olması demek, mis gibi derli toplu bir görüntü demek. Gelelim yatak odasına; oymalı Josephine koltuk Yavuzlar Mobilya' nın klasik bölümünde, özel yapım yatak başı ve tüm detaylar modern bölümünden.





Yatak odası takımlarından kopup artık kendi krallığını etmiş olan gardroplar burada da giyinme odasında yerini almış. Yatak odasının iç tarafında olması sebebiyle ne gözümüzü işgal ediyor ne de sürgülü kapağa ihtiyaç doğuruyor. Sürgülü kapağın tek dezavantajı dolap karşısında "ne giysem" diye kara kara düşünen biz kadınların bir kapıyı açmak için diğerini kapatmak gerektiği ve her şeyi önümüzde göremememiz :)


Ebeveyn banyosu ve misafir banyosunun tüm detayları Vitra' nın kendi koleksiyonundan seçilmiş. 




Ve dekorasyonla ilgili bayıldığım bir nokta daha. Her ne kadar gerçek güzelliğini fotoğrafta bir türlü yansıtamamış olsam da bakır rengi eloksal kaplamalı bu alüminyum seramik çıtasını gidip Vitra bayilerinde görmenizi tavsiye ederim. Kombini olacak seramiklerle o kadar şık duruyor ki, görmekten yorulduğumuz mat ve parlak çeşitleriyle sarı ve gümüş tonlu olanlarının yerine mükemmel bir alternatif. Titiz ev sahipleri montaj ustasını son anda bir hatadan kurtarmış ve piyasada az bulunan bu rengi ve dokuyu azimle buldurmuş :)

Nice keyifli günlerde oturmanızı diler, misafirperverlik için tekrar teşekkür eder Decoridea blog ;)

7 Haziran 2013 Cuma

Fabrika Görünümlü Evler - Rustik Endüstriyel

Son birkaç yıldır ağırlıkla cafelerde, ofislerde ve hatta artık evlerde sıkça karşımıza çıkan bir dekorasyon akımı var: Rustik endüstriyel. Geçen gün de Decoridea Facebook beğeni sayfasında örneklerini paylaştığımız bu akıma bir göz atalım. 

Nedir bu fabrika görünümlü evler ve rustik endüstriyel? Bir mekan düşünün ki içine girer girmez göz yormayan net bir dizayn karşılasın sizi; bir yandan köşedeki davetkar ham ağaç masa (eskitilmiş) sizi kendine çağırsın ama o sırada tepeden sallanan alüminyumdan yapılma bir aydınlatma tüm ciddiyetiyle araya mesafe koysun. "Cool mu cool" bir tarz yani. Hatta annelerimizin baktığında "kızım/oğlum ne biçim usta buldun sen aaaaa duvarın sıvasını bitirmemiş, sen de geçmiş oturmuşsun!" diye azarlayarak müdahale edebileceği bir akım :) Kendi adıma konuşacak olursam çok elektriğimin tutmadığı bir dekorasyon trendi ancak kesinlikle bir ruha sahip. Öyle ki bahsettiğimiz bu sıvayla bırakılmış duvarlar veya tuğla duvarlar, siyaha boyanıp iyice belirginleştirilmiş, dekorasyona dahil edilmiş tesisat boruları, salonun bile bir köşesindeki eski tip seramiklerin kullanımı, eğer restaurant ise uluorta geçen havalandırma boruları hep bu tarzın olmazsa olmaz unsurları.





Neden böyle bir stilin oluştuğunu sorgularsak kırsal hayatın konforunun, her geçen gün endüstrisi gelişen büyük şehirlerin ve orada yaşayanların hayatlarının sadeleşmesi ve pratikleşmesiyle birleşmesi adına başladığını söyleyebiliriz. 




Eğer bu trende kendinizi yakın hissediyorsanız dikkat etmeniz gereken en önemli unsur mekanın ana hatlarında (duvarlar ve tavan) sert ve çarpıcı dokular kullanmanız. Bu akımda damasklı duvar kağıtlarına, romantik pembelere, varaklı çerçevelere yer yok. Her şey mümkün olduğunca sade olmalı. Mobilya tercihinizde de koyu renk derilerle açık renk keten kumaşları kombinleyebilirsiniz, bir kenarına öylesine atılmış bir koltuk şalı veya battaniyeyle bu stili kuvvetlendirebilirsiniz. Sert etkileri renklerle yumuşatmak da diyebiliriz. Bol yastıklı rahat ve sevimli (!) bir koltuk koysanız bile hemen o şımarıklığı toparlayacak metal bir iskemle ya da berjerle durumu kurtarmalısınız veya başınızın üstünde metal bir aydınlatma nöbet tutmalı.




Ben bu tarzı ofis ve okullar için daha uygun buluyorum. Dikkat dağıtmayan ve yalın bir duruş. Örneğin, en başta yadırgamış olsam da Bilgi Üniversitesi' nin Santralİstanbul kampüsü tam da adına yaraşır bir uyumla rustik endüstriyel tarzda dizayn edilmiş. Eski elektrik santralinin üniversite kampüsüne dönüştürüldüğü bir alana daha iyi uyabilecek bir stil düşünemiyorum. Sade ama fonksiyonel. Yukarıda bahsetmiş olduğum tüm kriterleri de içinde barındırıyor. 



Beğenip beğenmemek size kalmış tabi ancak bu trende uyum sağlamak istiyorsanız yukarıdaki unsurlara mutlaka dikkat edilmeli.

Happy Birthday Melina

Mayıs ayında yakın arkadaşlarımız Emine ve Önder' in tatlı kızları Melina' nın 1. yaşını kutladık. Kendisi benimle aynı gün doğmuş olan dünya tatlısı bir boğacık :) Mayıs ayı etkinliklerinin yoğunluğundan ve ardından gelişen Gezi Parkı olaylarının yarattığı keyifsizlik ve hepimizin dikkatinin başka yönde olmasından dolayı bir türlü yazma fırsatı bulamamıştım. Minik Meloş' un 1. yaşının verdiği pozitiflik ve yaşam enerjisini size yansıtarak biraz olsun gözünüzü gönlünüzü ferahlatmak istedim. 

Baharın da gelmesiyle Sarıyer' deki evlerinin bahçesinde A Organizasyon' un katkılarıyla çok cici bir düzenleme yapılmıştı. Hem 1. yaşın özel olmasından, hem de ufaklıkların annelere pek nefes aldırmamasından dolayı catering hizmetini de beraberinde almışlardı. 

Fotoğraflarda göreceğiniz toz pembe süslemeler kız çocuklarına yakışan en güzel renk bence. Tüm detaylar oldukça zarif ve dozundaydı. 







Minik misafirler için onlara uygun oturma alanı da hazırlanmıştı ki bunun keyfini doya doya çıkardılar.






Gelelim ikramlara.. A Catering in hem sunumları hem de lezzetleri oldukça başarılıydı. Ne kişler tatmış bir insan olarak özellikle peynirli kişin yediğim en iyilerden bir tanesi olduğunu söyleyebilirim. Patlıcanlı kiş ise patlıcan nikotini bağımlıları için ideal tattaydı. (Patlıcanda az miktar nikotin bulunduğunu hatırlatmak isterim) Sigaradan nefret etmeme rağmen patlıcandaki nikotine olan bağımlılığımı inkar edemeyeceğim :) Bulgur salatası ve kalp börekler de günün diğer tuzlu lezzetleriydi. Süzme çikolatalı mini brownieler, diğer tatlılar ve bu çok şık tepside servis edilen çilekli pasta da bir alkışı hak ediyor.
Tekrardan doğumgünün kutlu olsun minik Meloş, kendin gibi tatlı, uzun ömrün olsun ailenle ve tüm sevenlerinle :)

Not: Yakında bu zevkle döşenmiş evin detay çekimlerini de blogda bulabileceksiniz.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...