Modern sanat, mimari ve müzikte ağırlığını koymuş bu akım, spyut dışavurumculuğun biçime ve duyguya verdiği aşırı öneme bir tepki olarak doğmuştur. Amaç, nesneyi sadece nesne özelliğiyle benimsemek, onu sembolik ve tarihsel olabilecek tüm anlamlarından ayrı tutmaktır.
Renkler ille de beyaz, siyah, gri mi olmalı? Tabii ki değil. Ancak yalınlığı sadeliği vurguladığından büyük şeyler vaadetmeyen, kendi içinde bir netlik taşıyan bu renkler tercih sebebidir. Bunun yanında bu monotonluğu kırmak için düz ve abartısız aksesuarlarda canlı renkleri seçerek mekanı daha hareketli kılabilirsiniz.
Canlı yeşil burada hem düzlüğün sıradanlığını kırmış ve hem canlı bir hava katmış.
Koyu gri, açık gri, antrasit, beyazlarla ahşaplarla kombinlenirse daha günlük ama tarz bir hava yakalanır.
İşte yalınlığın son noktası... Bir duş, mazgallar ve su sıçramasını önlemek için tek, düz bir cam. Nesnenin nesneliğine en net vurgu ;)
Minimalizmin bir diğer eşlikçisi de metallerdir aslında. O net duruşu metal kullanımıyla destekleyebilirsiniz.
"Less is more, az çoktur" diyoruz ya bazen. İşte bu şık banyo tam da bu terimi doğrulamak için tasarlanmış sanki.
Yine metal kullanımına dikkat çekerim.
Ben bile her ne kadar minimalist tarzdan hoşlanmasam da zaman zaman bu akımın dinginliği beni çekmiyor değil... Sizce?