fikirler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fikirler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2015 Salı

Evin Anahtarları

Anahtarlarla olan bağım bundan yaklaşık 7-8 yıl öncesine dayanıyor. Belki bileniniz vardır dilek anahtarı diye bir inanışa göre 40 kişiden kesenize herhangi bir miktar para atmasını istiyorsunuz, bozukluk dahil, orada birikenleri de asla saymıyorsunuz. Sonra bu geleneği bilen bir kuyumcuya götürüp keseyi veriyorsunuz kuyumcu da saymadan keseyi alıyor ve size seçmeniz için elindeki anahtar kolyeleri sunuyor. 


Batıl matıl, ben inandım, yaptım, dileğim gerçek oldu. Onunla aldığım kolyemi hala severek takarım ve o günden sonra da anahtar şeklinde objeler ilgi alanıma girmeye başladı. 


Zaman zaman anahtar aksesuarları mağazalarda görmenin yanı sıra son 1-2 yıldır daha dikkat çekmeye başladı. Genelde vintage olanları daha makbul durumda.




Fazla mı alaturka kaçar bilmiyorum ama banyo duvarlarında tablo veya benzeri aksesuarların kullanılmasını çok şık buluyorum.





Çerçeveye bile gerek yok, böylesi şık modeller varken sadece duvara asmak bile yeterli...


Yeri gelir bir sofranızın bile  temasını oluşturabilir...


Duvar saatleriyle de güzel bir kombin oluşturabilirsiniz.


Yastık ve kumaşlarda da anahtar detaylarına son zamanlarda sık rastlar oldum, yani sadece duvarlarda kullanmanız şart değil.





Vintage temalı bir dekorasyonunuz varsa yardımcı dekorasyon öğeleri için anahtarlardan faydalanabilirsiniz. Bunların bir kısmını geçen gün gittiğim antika festivalinde de görmüştüm.


Bu da bizim evden anahtar detayı. Kendisine Dubai seyahatimizde vurulmuş, anında atmıştık sepete. Eee sizde var mı anahtarlı objeler, dekoratif aksesuarlar?

4 Kasım 2015 Çarşamba

Duvar Saatlerini Nerede Nasıl Kullansak?

Diyorum ya bazen bir fotoğrafın detayı bile ilham oluyor yazılarıma... Yine öyle bir yazı bugünkü. Geçtiğimiz günlerde Instagram' da gezinirken şu linkte yer alan tabakları gördüm ve resmen vuruldum! Sonra birden şimşek çaktı, evlerimizin demirbaşlarından olan, her an gözlerimizin onu aradığı bu dekoratif objeyi daha önce yazmadığımı fark ettim ve kolları sıvadım.



Saatler her daim değerli bir aksesuar olmuştur ister ev için ister kolunuz için olsun. Öyle her gün saat alınmaz, alındı mı da en kıymetlisi en afillisi tercih edilir. En azından benim için hala öyle, sık sık saat değiştirmekten hoşlanmam.


Ancak ev oldu mu orası biraz daha değişken. Artık saatler asıl fonksiyonunun yanında dekoratif zenginlik katmak için de tercih ediliyor. Özellikle birkaç farklı tipte saatle duvarda kolaj oluşturmak oldukça yaygın.


Devasa saatler de bu trendin bir parçası.


Sadelik, minimalizm ve simetri... Bazen başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok...


Sıradışı formlardaki saatler yine umulmadık yerlerden sarkıtılarak dekorasyonunuza sihirli bir dokunuş kondurabilir. Kapı eşiğine asmak gibi...



Her şey yerli yerinde güzel, kombini ile güzel. Şimdi siz bu halat duvar saatini tekne dışında nereye asarsanız asın emanet duracaktır.


Pragmatist bir yaklaşımla estetikten uzak ama işinizi sonuna kadar görecek dijital bir saat de olabilir tercihiniz. Önemli olan geri kalan dekorasyonun tümü bu modernliğe uyum sağlayabilsin.



Adet haline gelen şömine üzerine tablo, ayna veya televizyon koyma işine saatle bir çeşitlilik katabilirsiniz. 




Guguklu saati unutursak hatrı kalır elbette :) şu saatten olmayan ev yoktur herhalde. Benimki ise taa Hollanda seyahatimden kalma.



Ve Dali... Bir guguklu saat kadar atlanmaması gereken de Dali' nin "eriyen saatler" tablosuna yapılan gönderme. Özellikle Barcelona' ya gitmiş herkesin illa ki aldığı.



Yaratıcı olmak ancak böyle mümkün.




Duvarları bir yana bırakırsak temalı sofralar yaratırken de kullanılabilecek bir parça. Bir örneğini daha yazımın başındaki linkte paylaşmıştım.



Mutfak dekorasyonunuzu tastamam bitirecek bir parça. Bunun ayrıca çatal bıçak ve kaşıklı versiyonları da bulunabiliyor.



Vintage aşkına alınabilecek bu devasa ayaklı saati ise başlı başına sergileyebilecek alan lazım evlerde. Ama şıklığına laf yok, o ayrı.



Her şey bir yana, benim için duvar saatinde tek gerçek babaannemin evindeki yüz yılı aşkın bu duvar saatidir, başka diyeceğim yok, sevgiler, saygılar :)

7 Ekim 2015 Çarşamba

Evinize Sonbahar Kostümü

Eskiden hiç sevmezdim sonbaharı. İlkbahar ve yaz geçtiği an yağmur, çamur, karanlık aylarıydı benim için. Karanlık kısmını hala sevmesem de yaş 30'ların başına geldi mi insan daha bir keyif alır oluyormuş yaşadığı her andan, daha kıymet bilip farklı bir gözle bakıyormuş. Loş havada bile olsa doğanın büründüğü güzelliğe daha farklı bakıyormuş, yağmurda ıslanmak istemiyorsa evde battaniye-kitap-film üçlüsünün daha bir tadına varıyormuş. 


Durum bu olunca sonbahar yazılarına da ayrı bir şevkle yaklaşır olmuşum farkına varmadan. Üstteki görsel ise bu yazıya sebep olan ilhamın ta kendisi. Değişen mevsimlere, bayramlara göre evde yapılacak küçük değişikliklerin büyük keyif verdiğini düşünüyorum. Birkaç objenin yer değiştirmesi, kırlent kılıflarının yenilenmesi, yeni bir koku, yeni bir mum ve hatta canlı/yapay çiçek gibi ufak çaplı koordinasyonlar ruh halimizi tümüyle değiştiriyor. 


Evlerimize yeni bir kimlik kattığı gibi ruhumuzu da yeniliyor aslında. Sorarım size, hepimizin evinde yok mu kocaman koridorlar veya antreler boyu boş duvarlar? Peki resimdeki gibi kuru dallardan bir görsel hazırlamak çok mu zor? "Duvara ne ile yapıştıracağız Sibel, ya iz yaparsa bir de badana işi çıkarma bize" demeyin hiç? Koçtaş, Bauhaus gibi yapı marketler iz bırakmayan yapışkanlarla dolu. 

Her evde yok mudur bir kahverengi battaniye? Katlayın atın o koltuğun kolçağına? Uymuyor mu rengi? Kremi de vardır kesin, hadi onu çıkarın.


Bu ayların çiçekleri bile mevsime uyumlu. Bordolar, hardal sarıları, koyu yeşil ve haki tonları toprağın değişimini yansıtıyor adeta. Bu minik çiçek tanzimlerini kuruyemiş veya nohut, mercimek gibi baklagillerle süslemeyi denediniz mi hiç? Hayırsa cevap, hemen alın yapılacaklar listesine.


Buğday başakları hasat edilmişse bir demet de evlerimize bereket katsın o halde. Hem gözü hem mideyi doyuran balkabağını da atlamamak lazım tabi.


Mutfaklarda genelde meyve sebze istiflediğimiz geniş çanaklar bu kez süse püse ev sahipliği yapsın. Birkaç kuru dal ve her bahçede bu ara görebileceğiniz minik turunculardan bir dal bile havanıza sonbahar rüzgarını ekleyecek.


Daha tematik olmak gerekirse... ;)


Çocuk odasının kapısına bir baş harfiyle bile gelir mevsimin güzü.


...Ya da bu kadar sadesiyle...



Bu arada sonbahar temalı bir sofra hazırlamak istiyorsanız bu ve bu ve bu sofralarıma bir göz atın derim.


Doğanın kabuk değişimi dedik ya, o zaman yazıyı bu güzellikle bitirelim. Hadi bugün iş çıkışı atın kendinizi bir parka, sarıya dönüşen yeşil alana ve ekim ayının tadını çıkarın.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...