29 Eylül 2015 Salı

Viktoryen Bir Runner

Ve atölyeden tazecik çıkan bir sipariş daha... Yepyeni bir evin sofrasını süsleyecek 3' lü runner set çalıştık bu kez. Beton tonlarında olan vintage bir yemek takımı ile kullanılacak bu runnerlarda gri Fransız dantel tercih ettik.



Gri dantelin tok duruşu ve kıvrımları tam da Viktorya döneminin zerafetini barındırıyor.




Runnerları sofra düzenlemesinde bu şekilde kullanmayı ben de çok seviyorum. 3 veya masanın uzunluğuna göre 4 tane yan yana dizili kullanım hem şık hem zengin bir görünümle göz dolduruyor.


Gri dantelle bu kez krem fay kumaş kombinlendi.


Siz de bu veya buna benzer bir runner takımı ile sofralarınızda görsel bir şölen yaşamak-yaşatmak isterseniz benimle 0542 637 4998 nolu telefondan veya decorideatr@gmail.com adresinden iletişime geçebilirsiniz.

28 Eylül 2015 Pazartesi

Muhteşem Oteller #18 - Ngorongoro Crater Lodge

Bugün pazartesi, bayram tatili dönüşü ve yeni okul yılının ilk günü. Bağlantılı olarak da trafiğin tüm gün felç olacağı bir gün. Tüm bunlar üst üste gelmişken, tatile yine doyamamış, moraller yerlerdeyken "muhteşem oteller" miiii? diye hayıflandığınızı tahmin edebiliyorum. Hayır size kötülük yapmıyorum, tam tersi, tatilde keyif ve moralleri sıfırlayan ciddi bir trafik kazasını burnumuz kanamadan atlatmış olmanın şükrü ile bu hayatta her zaman güzellikleri paylaşmak isteyen yanımla yazıyorum bu yazıyı. Hayat her şeye rağmen devam ediyor, her şeye rağmen güzel ve o güzellikleri her an paylaşmaya değer.



Bu fikirden hareketle yolculuk kuzey Tanzanya' ya. Deniz tatillerini bir süreliğine bitirdiğimize göre dünyanın farklı noktalarındaki farklı tarz ve konseptlerde oluşturulmuş ve dekore edilmiş otelleri gezmeye devam edebiliriz. En büyük meraklarımdan biri de Afrika' da bir safari turuna katılmak. Oradaki el değmemiş yaşam, vahşi doğa beni oldukça cezbediyor ve sanırım gittiğimde kalacağım oteli de bulmuş durumdayım: Ngorongoro Crater Lodge.



Bu otel her adımında sizi şaşırtıyor. O vahşi doğanın göbeğinde otelin bahçesinde zebralar gezinirken (pardon onlar bahçeyi işgal etmiyor, biz onların yaşam alanına dahil oluyoruz aslında) ve sizin lükse dair neredeyse hiçbir beklentiniz yokken sizi içeri buyur ettiği andan itibaren bir konfor alanına sahipsiniz.


Dışarıdan gayet ilkel görünen yapılar topluluğu içeride size bir dağ evi sıcaklığı vaad ederken, bir şato şıklığını da sunmaktan geri kalmıyor.



Tüm odalar denizden 2375 metre yükseklikteki Ngorongoro krateri manzarasına sahip. Bahsettiğim şato ihtişamını odalarda kullanılan ahşap kapılardan, halılardan, perde braçollarına varana kadar anlayabilirsiniz.


Dağ evi izlenimi vermesinin yanı sıra bir av köşkü doğallığına da hakim aynı zamanda. Tabii ki böyle muazzam bir doğanın ortasında av düşünmek şöyle dursun, dikkat edin de safarilerde siz av olmayın ;)


Yumuşak kadifelerin kapladığı konforlu koltuk ve puflarla donatılmış ortak alanlar.


İhtişamlı avizeler, şamdanlar ve süsleriyle birlikte tepsiler tüm bu gösterişli dekorasyonu tamamlıyor.


Düşünün ki odanızdan dünya nimeti güzeller güzeli flamingoları izleyebiliyorsunuz.


Toz, kir, ter ve adrenalin yüklü bir safari turundan sonra tam da olmak isteyeceğimiz bir banyo hazırlamışlar.


Otel her etapta şaşırtıyor demiştim ya bu yemek salonunda da geçerli. Kaslı bir gövdeyi andıran tavan revakları Gaudi-vari bir mimariyi de çağrıştırıyor. 


Yeni tatillerin plan programları yaşama sevincimizi hep diri tutsun, gezip görmediğimiz yer kalmasın, zevkin doruğunda döşenmiş mekanlarda bol keyifler nasip olsun hepimize ;) şimdi bu dopingle muhteşemmmm bir hafta diliyorum hepimize.  

22 Eylül 2015 Salı

Sonbahara Direnen Flamingo Trendi

Herkese enerjik, bol güzel haberli, bal gibi bir hafta diliyorum. Ya da bal, zencefil limonu hiç karıştırmayalım zira bir haftadan fazla süründüren gripten ancak başımı kaldırdığımdan bala doymuş durumdayım :) Ee nerede kalmıştık? Yazdan kalma bir haftasonu, tekrar ısınan hava ve kısalan günleri reddeden bir moddayız. O halde bugünün konusu bir diğer direnen olarak flamingolar olsun.


(mevsime uygun olarak etrafını kuru dal ve yapraklarla donatın)


Belki yükselen trend olarak ilkbaharda yazmış olmalıydım bu yazıyı doğa yeşerir, flamingolar pespembe tüyleriyle her köşe başında karşımıza çıkarken. Tam vakti geçti derken bu kez gerçek renklerine yakın somon-kiremit tonlarıyla kış ayları için de gözde olacağının sinyalini verdiler ve şimdi değinmenin tam sırası.



Meyveler, sebzeler, hayvanlardan kısacası doğanın her aşamasından ilham alan dekorasyon, dışarıdakini içeri misafir etme konusunda oldukça hevesli. Özellikle de böyle sıradışı, her gün görmediğimiz türler oldu mu ona olan ilgi daha da kabarıyor.   




Aksesuar olarak kullanabileceğiniz gibi mobilya ve duvarlarda çizim olarak yer verebilirsiniz.




Tarz sofralar yaratmanın yolu önce tarz aksesuarlardan geçiyor. Porselenlerde görmeye alışkın olmadığımız desenleri kullanmayı ben çok seviyorum. Sofralar şüphesiz şenleniyor.





Beğendiğiniz bir çizim flamingoyu duvarınıza asabilirsiniz. Bir türlü içinize sineni bulamadıysanız da bastırın deseni götürün çerçeveciye, olsun size en basitinden "kendin yap projesi".



Bahçelerinizdeki kuğulara ördeklere bir alternatif olması için flamingolar kullanılabilir.


Trend olduğu için tekstillerde de yoğunlukla karşımıza çıkıyor. Evdeki küçük değişikliklerden vazgeçemiyor ama pratiğini arıyorsanız yastıklar en rahatı. 



Standart parti fikirlerinden sıkıldıysanız işte size yepyeni bir tema. 


İncecik bacakları, pamuk şeker rengiyle bu zarif ve güzel yaratığa evlerinizde yer açın, kıyısından köşesinden yakalayın. Daha bir süre onlarlayız ;)

18 Eylül 2015 Cuma

Keşif: Karaburun

Yaşasın Cuma!

İnsanın home office çalışırken eşinin devamlı dışarıda oluşu hafta sonunu bir ayrı iple çektiriyor insana. Hemen yapılabilecek programlar, gezmeler akılda uçuşuyor, o mu bu mu seçiliyor. Hele ki sonbahara son hız giriş yaptığımız bu günlerde insan farklı arayışlara giriyor.



Doğma büyüme İstanbullu' yum, gezmeye meraklıyım ve 31 yaşımın şu gününde hala ayak basmadık o kadar çok yeri var ki bu şehrin, sanmıyorum ki dünyada başka bir şehir kolay kolay kapışabilsin.



Yine böyle bir arayışta olduğumuz bir pazar günü, epeydir duyduğumuz bildiğimiz "Karaburun' a gidelim hadi" sözüyle başladı. Hiçbir şey araştırmadık bile. Atladık arabaya ve açtım Google' ı. Nereye gidilir ne yenir diye araştırırken Vedat Milor' un web sitesindeki Karaburun Hanımeli Restaurant yazısına tıkladım. Balık konusunda onun bile ilk 5' ine girdiğine göre herhalde serpme kahvaltısı da başarılıdır dedik ve yoldayken rezervasyonumuzu yaptık. 



Gittiğimizde aslında tam da istediğimiz gibi fazla curcunası olmayan kafa dinleyerek pazarımızı geçirebileceğimiz bir mekan bulduk. Ambiyansta tipik bir balık restaurantından hiçbir fazla yok, her şey olması gerektiği ölçüde. Serpme gelen kahvaltıda tabii ki binbir çeşit yok ancak sunulan her şey çok leziz, buna koca bir çanakta gelen salça basılmamış mis domatesli biberli menemen dahil.



İçerik abartı olmayınca fiyat da mütevazi kalıyor. Kişi başı 35 TL' ye muhteşem dalgalarına gözünüzün dalıp dalıp gittiği Karadeniz kıyısında, yoğun bulutlar arasına bir girip bir çıkan güneş eşliğinde bu kahvaltının lezzetine varabiliyorsunuz.



Kahvaltı sonrası sahilde şöyle bir turlamayı da ihmal etmeyin. Hoş, o ruhu okşayan dalga sesleri sizi çağıracaktır zaten. Rotanız ister Hanımeli olsun, ister başka bir yer, bu sakin kasabayı mutlaka görün bu sonbahar. Ne dediğimi, o virajı alıp yokuşun başında bir anda beliriveren mavi-yeşil denizi bembeyaz dalgalarıyla gördüğünüzde anlayacaksınız.


Dipnot: Şu an konudan kayıyorum ama değinmeden geçemeyeceğim. Kimse kusura bakmasın da bizim insanımız neden bu kadar pis? Evet resmen pis, sahildeki çere çöpe inanamazsınız. İnsanda dokunma hissi uyandıran o sapsarı caaanım kumda malesef görmeye alıştığımız maddeler. Hayır kardeşim, yine sen gelip burada vakit geçiriyorsun, sen at o at, hoşuna mı gidiyor çöpün üstüne oturmak??? Aah ah, içim acıyor gerçekten, bu doğa katliamlarına sessiz kalamıyorum, tahammül edemiyorum. Sen de kızgın mizacını koru KARADENİZ ki daha çok insan yanına yaklaşıp da seni kirletemesin, çılgın dalgalarına rağmen berraklığını hep böyle koru... 

16 Eylül 2015 Çarşamba

PUMA IGNITE XT İLE SPOR YAPMAK ARTIK ÇOK DAHA KEYİFLİ!

Ignite XT ile Daha Fazla Hareket Daha Fazla Enerji!

Spor ayakkabıları, spor ve antrenmanların en önemli olmazsa olmazlarından  biri. Onsuz bir spor düşünülemez bile. İyi bir spor ayakkabısı, sağladığı  konfor kadar tasarımıyla da  etkilemeli. Özellikle sporu, hayatlarının bir parçası haline getiren insanlar için doğru spor ayakkabıyı seçmekten daha önemli bir şey yok denilebilir.

Yoğun antrenman temponuza uyum sağlayan, enerjinizi ve hareket kabiliyetinizi en üst seviyeye çıkaran bir ayakkabıyı seçmek, yapacağınız sporun kalitesini de artıracaktır. 

PUMA Ignite ailesinin en yeni üyesi olan Ignite XT, bir antrenman  ayakkabısı olarak tüm beklentilerinizi karşılıyor. Modern ve şık tasarımıyla dikkat çekerken, sağladığı maksimum enerji ile enerjinizi zirveye taşıyor ve sporu daha keyifli hale getiriyor.

Ignite XT yüksek geri sekme ve Ignite Foam yastıklaması ile hareket kabiliyetinizi en yüksek seviyeye çıkararak darbe etkisini azaltıyor ve uzun süreli dayanıklılık sağlıyor. Ignite XT, koşu yaparken verdiğiniz enerjiyi size iade eden köpük teknolojisi ile sizi bitiş çizgisine taşıyarak bir sonraki hedefinize ulaştırıyor.

Ignite XT, bütün ayakkabı boyunca uzanan esneme kanalları sayesinde her yönde hızlı ve dinamik hareketi mümkün kılıyor.  Orta ve yan yüzlerde artırılan topuk kalınlığı yanal hareketleri desteklerken, dış tabanda yer alan sağlam kauçuk kapsüller ağırlık yapmaksızın zeminle tam temas ve tutuş sağlıyor. Dünyanın En Hızlı Adamı  Usain Bolt ve ünlü yıldız Rihanna da antrenman yaparken, uzun süreli performans vadeden PUMA Ignite XT’yi tercih ediyor. Ignite XT, sunduğu renk seçenekleriyle antrenmanlarınızı ateşliyor. 

Yoğun antrenmanları boyunca yüksek enerji isteyen sporcular için özel olarak tasarlanan PUMA Ignite XT, çok yakın zamanda bir ikon haline gelecek gibi gözüküyor.

Siz de en esnek koşu ve antrenman ayakkabısını deneyimlemek isterseniz, Ignite XT’yi tüm PUMA mağazalarında ve www.puma.com/ignite adresinde bulabilirsiniz.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

1 Eylül 2015 Salı

Ayçiçeği Tarlalarıyla Bir Eylül

Ne kadar dirensek de günlerin sonbahara döndüğü, yaz sıcağının yavaşça azaldığı şu günlerde doğanın değişimine tanığız. Instagram' da hoşgeldin sonbahar, hoşgeldin eylül paylaşımları şu saat itibariyle tavan yapmış olsa da ben daha yumuşak bir geçişten yanayım, şak diye yüzünüze vurmak niyetinde değilim yazın bittiğini. 

Az biraz şehir dışına doğru çevirdiğinizde rotayı, ayçiçekleri gözümüzü alıyor artık, hatta erken açanlar neredeyse solmaya bile başladı. Onların bu can alıcı renkleri yitip gitmeden evimize misafir etsek hiç fena olmaz. İster capcanlı çiçek olarak, ister objeleşmiş halleriyle yerlerini alsınlar.


Bu setle bir kahvaltı sofrası hazırlamak en şahane ayçiçeği sunumu olurdu sanıyorum...

Ayçiçekleri ya da karakteristik özelliği ismiyle günebakanlar genel yapısı itibariyle rustik dekoru çağrıştırır bize. Doğanın içinden kopup gelen toprak tonları ve koyu renkler en uyumlu tamamlayıcılarıdır. 



Biraz renk kombinasyonuna bakalım. Çiçek olarak kullanırsanız daha ağır renklere yönelmenizi tavsiye ederim. 





Bahçe fenerleriniz sararan yapraklara eşlik etsin. 


İlle de vazolarca çiçeğe gerek yok, desenlerini uydurabildiğiniz hatta belki kendi el işinizi ortaya koyabildiğiniz bir pike de evinize sonbahar sıcaklığını getirecektir. 


Apartmanda oturuyorsanız arada kapı süsünüzü değiştirebilirsiniz. Kapı süsünü sık değiştiren komşularımı seviyorum, bir sonraki sürprizi ne olacak diye bekliyor insan.



Cam boyalarıyla gözden çıkarmaya niyet ettiğiniz bardaklarınızı yeniden değerlendirebilirsiniz.



Hiçbirine fırsat bulamadınız mı? Canınız sağolsun, girin mutfağa biraz hamur yoğurun afiyetle yiyin sonbahar sofranıza yakışacak güzellikleri.



Peki böyle bir ayçiçeğiyle kapanışa ne dersiniz? :) Siz de ayçiçekleriyle dolu bir düzenleme yaparsanız evinizde, Instagram' da paylaşıp beni de etiketlemeyi unutmayın.

Sevgiler çok çok...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...