30 Ekim 2014 Perşembe

Düğün Dosyası: Chintemani Mücevher ile Röportaj #10

Bir düğün dosyası mücevherden söz edilmeden tamamlanmış sayılabilir mi? Hiç sanmıyorum. O ışıltılı dünya, pırıl pırıl taşlar, göz alıcı montürler ve hayalgücü sınırları neyse oralarda dolaşan estetik...

Bu sebeple geçen gün Instagram' dan duyurduğum mücevher söyleşisi için sizi çok özel bir yere götürüyorum. Nuruosmaniye' deki Chintemani Mücevher' e. Ortakları Aret Gültaşyan ve Aynur Güven ile tanıştırayım sizi...



Decoridea: Sizi tanıyabilir miyiz? Kaç yıldır bu işin içindesiniz? Takı eğitimi almış mıydınız?

Aynur Güven: Güzel sanatlar seramik bölümünden mezununum. Mezuniyetimden beri bir şekilde bu sektörün içindeydim. 10 yıldır da Aret bey ile de beraber çalışıyoruz. Firmanın hem ortağı hem tasarımcısıyım. 

Aret Gültaşyan: Yaklaşık 40 yıldır bu sektördeyim, bu benim baba mesleğim esasen, o yüzden ben işin alaylı kesimindenim. Kapalıçarşı zaten malum hayat üniversitesi olarak bilinir.



D: Neden Chintemani? 

Aynur Güven: Chintemani bir Osmanlı motifinin ismi, padişahları koruduğuna inanıldığı için kaftanlarda da sıkça kullanılmış. İlk çıkışımız "İstanbul" ve "3 İstanbul" Koleksiyonlarıyla olmuştu. İsim ve yine motiften esinlenmiş olduğum logomuz bu konseptle çok uyuştuğu için Chintemani isminde karar kıldık.



D: Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Aynur Güven: Aslında şu an ilk olarak başladığımızdan biraz daha farklı bir çizgideyiz. Daha günlük, trendleri takip eden, modern kadının günün her saatinde taşıyabileceği farklı malzemeleri buluşturan bir tarzımız var.

D: Tasarımlarınızı ortaya çıkarırken nelerden ilham alıyorsunuz?

Aynur Güven: "İstanbul" ve "3 İstanbul" koleksiyonlarında her bir parça için tarihten esinlenilmişti, herbirinin ayrı hikayesi vardı. Şu an hazırladığım koleksiyonlarda çıkış noktası genellikle tek temalı. Trendler de tabi bu konuda önemli bir yol gösterici bizim için.

D: Koleksiyonlar bir temadan mı yola çıkıyor yoksa ayrı hikayeleri mi var?

Aynur Güven: Genellikle şu an bir temadan yola çıkıyoruz. Ancak İstanbul gibi çok profilli bir koleksiyonda hepsinin kendi öyküleri var elbette.



D: Diğer mücevher tasarımcılarından farkınız nedir?

Aret Gültaşyan: Bir kere herkes kendini tasarımcı ilan etmiş durumda! :) Gerçekten farklı bir şeyler yapabiliyor olmak önemli. Örneğin, Aynur Hanım akla gelmeyecek malzemelerden takılar üretip taşlarla onları buluşturur.

Aynur Güven: Kendimi ve tasarımlarımı objektif olarak anlatabilmek her zaman zor gelmiştir bana. Böyle bir soruyu dışarıdan biri yanıtlasa daha doğru bir cevap alınır belki. Ama bir yandan trendleri takip ederken bir yandan da zamansız mücevherler tasarlayabilmek önemli diye düşünüyorum. Düşünülmemiş olanı düşünüp uygulamak, ilk olabilmek, farklı malzemeleri en doğru şekilde bir araya getirebilmek çok önemli. Bunları yapabildiğime inanıyorum, belki de farkım budur.

Aret Gültaşyan: O yüzden diyorum ya herkes "tasarımcıyım" diyor ama o tasarımcıların çoğu gelip Aynur Hanım' a fikir danışır. 



D: Kişiye özel tasarımlar da yapıyorsunuz bildiğim kadarıyla?

Aynur Güven: Evet, müşterinin talebi ve beklentileri doğrultusunda eskiz çalışmaları yapıyoruz. Beğeni durumuna göre tekrardan eskizler şekilleniyor ve nihai halini alıyor.

D: Gelin adayları düğün takısı seçerken nelere dikkat etmeli? Gelinlikle uyum mu önemli her zaman kullanılabilecek bir model mi olmalı?


Örneğin bu iki model kişiye özel çalışmalarımızdandı.


Aret Gültaşyan: Bence her zaman kullanabileceği bir şey olmalı ve kişinin genel tarzıyla da uyumlu olmalı. Ama kimileri elbette daha nadide parçalar isteyebiliyor.

Aynur Güven: Mücevher de giysi gibi kullanıcının kişiliğinin bir parçası, bu nedenle uyumlu olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak düğün sonrası tamamen kenara konup unutulan bir parça da olmamalı.

D: Bu yılın trendleri neler?

Aynur Güven: Barok tarz ön planda şu anda ve çok renkli. Arabesk parçalara ve mitolojiden esinlenen öğelere rastlıyoruz ayı zamanda. Tarihsel imgelemler çokça yer alıyor mühürler, madalyonlar, bayraklar, haçlar. Çok iri küpeler ve bilekliklerle de sonuna kadar gösteriş vurgulanıyor. Art-deco aslında hep vardı ama daha da parlamaya başladı renkli taşlarla beraber.

Aret Gültaşyan: Farklı materyallerin taşla birleşimi var. Altınlar renkten renge giriyor. Beyaz ve rose goldun yanında mor kaplama bile mevcut, metallerin renklendirilmesi ön planda.




D: Rose gold hakimiyetini sürdürecek mi?

Aynur Güven: Altının yanı sıra deriler, çelikler ve daha birçok malzeme modellere eşlik ediyorken rose goldun da hakimiyetinin sürdürmemesi için hiçbir sebep yok bence.

D: Üzerinde çalıştığınız yeni bir koleksiyon var mı? İpuçları alabilir miyiz?

Aret Gültaşyan: Yeni koleksiyon üzerinde çalışmalarımız başladı. Daha gündelik, her zaman takılabilecek ama aynı zamanda mücevheri günlük kullanımda daha da yaygınlaştıracak parçalardan oluşacak. 

D: Son olarak eklemek istediğiniz?

Aret Gültaşyan: Düğün hazırlığı yapan herkese kolaylıklar dileriz, biz her zaman buradayız, gelinlere seve seve yardımcı oluruz tercihlerinde.

D: Bu keyifli söyleşi için çok teşekkürler...

Chintemani Mücevher iletişim için 0212 519 05 15 nolu telefondan veya aretgultasyan@chintemani.com ve aynurguven@chintemani.com mail adreslerinden ulaşabilirsiniz.  Ayrıca Instagram hesaplarını takip etmek için buraya tıklayabilirsiniz. 
Adres: Şerefefendi sokak Altun Center No:24 Kat:2/3 Nuruosmaniye - Fatih / İsanbul

Şimdi biraz Chintemani modelleriyle baş başa bırakıyorum sizleri...









"Unutursam Fısılda"

Kültür-sanat köşem "kütüphanemizden" bölümü hariç bir süredir sessiz sakindi. Malum yaz ayları bu konuda kış kadar bereketli değil. Olsa da her zaman fırsat yaratamıyor insan. 

Dünkü pazar görünümlü çarşambamız tatil olunca biz de film izleyerek değerlendirmek istedik eşimle. Öncesinde hakkında hiçbir yorum okumadığımız Çağan Irmak filmi fragmanını görünce onu görelim dedik.


Ve doğru karar... Bir film Çağan Irmak' tan çıkıyorsa pek şaşırtmıyor ya da hayal kırıklığına uğratmıyor, yine uğratmadı. "Babam ve Oğlum" daki gibi içiniz dağlanmıyor veya "Issız Adam"daki gibi gözlerden yaşlar usulca süzülmüyor ama yine yüreğe dokunan çok naif bir film olmuş. 

Hanife ve Hatice birbirine zıt iki kardeştir. Hanife sağlık ocağında çalışan kendi halinde bir hemşireyken Hatice de bir o kadar kabına sığmaz yapıdadır ve şarkı söylemeye tutkundur. Bir gün kasabaya gelen kaymakamın oğluyla tanışmak iki kardeşin de hayatını bambaşka yönlere sürükleyecektir.


Işıl Yücesoy, Hümeyra ve Mehmet Günsur'un tartışmasız oyunculukları göz doldururken bir kez daha takdiri hak eden Farah Zeynep Abdullah oluyor. Gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış, kendini pür dikkat izletmeyi bilmiş.

Bu filmin bir başrol oyuncusu daha var ki onsuz hikaye eksik kalırmış: Kenan Doğulu' nun muhteşem müzikleri. "Ben Çağan Irmak filmi izlemem" filan bile diyorsanız sadece müzikler için gidilmeli. Parçaları dinlerken melodilerin pürüzsüzlüğünde kayboluyorsunuz.

Ben filmi övdüm diye aman diyeyim çıtayı yükseltip sonra beğenmedik demeyin. İddiasız ama yüreğe dokunan bir film, mütevazi ve iyi oyunculuklar izlemek ve başarılı müziklerle kalbinizi doldurmak için mutlaka gidin görün sonra da soundtrackini alın.

29 Ekim 2014 Çarşamba

Cumhuriyet Bayramımız!

91. Yılını kutluyoruz cumhuriyetimizin. Her geçen sene önemi daha da artıyor. Ne kadar büyürse yaşı, bizlere düşen sorumluluğu da bir o kadar büyüyor. Ulu önderimiz Atatürk' ümüzün büyük zorluklarla kurduğu bu emaneti her geçen gün daha da sahiplenmeliyiz...

Bugün cumhuriyetimizin doğumgünü, bayram günü...

Hepimize kutlu olsun, daha nice asırlarca dalgalanacak bayrağımızla...



28 Ekim 2014 Salı

Chester Koltukları Nasıl Kombinleriz?

Devamlı takipçilerim bilir, kardeşim evlilik hazırlıklarında. Chester koltuk almayı düşündüklerinden işi uzmanına bırakarak onları neyle nasıl kombinleyeceğini sorunca iş başa düştü, bana da bugünkü postun konusu çıktı :)

Hem dekorasyon detayı olarak hem de konfor olarak kullanımı en rahat koltuklardan biri chesterlar. Bol bol yastıklarla da desteklendiğinde yaşam alanlarınızın en keyifli eşlikçilerinden biri haline geliyor.



Her ne kadar maskülen bir iskelete sahip olsa da bir chester koltuğu her tarz dekorasyon akımına uydurmanız mümkün. 


İsterseniz ipekli kadife kumaşla kaplatarak ışıltılı yastıklarla süsleyin, isterseniz koyu renk derilerle kaplayın, ofisinizin baş köşesinde yerini alsın veya düz keten kumaşları tercih edip üstünü çiçekli yastıklarla donatın.


Tercihiniz hangisi olursa olsun hiçbirinin kötü durmayacağına emin olabilirsiniz. En risksiz kullanılabilecek parçalardır kendileri.


Bir chesterı genelde 2 berjer tamamlar, tercihen 2. chester da ilave edilebilir.


Diğer bir seçenek ise irili ufaklı puflar olarak çıkıyor karşımıza. Chesterın rahat ve kullanışlı doğasına pufun konforu da eklenince saatlerinizi geçirebileceğiniz mekanlara yer açıyor.



Biraz modifiye edilmiş torna ayaklı bu versiyona ise bayıldım, kesinlikle fark arayanlar için..




Üstte gördüğünüz klasik berjerle kombin ve altta gördüğünüz eklektik yapı bu koltukların ne kadar çok yönlü kullanılabileceğine kanıt!









Bu koltuklara karşı koymak önümüzdeki birkaç yıl daha zor olacak sanırım. Sizin favoriniz hangisi? 

27 Ekim 2014 Pazartesi

Bumerang ile Mixmondial Etkinliği

Geçtiğimiz cuma yine Bumerang' ın harika bir organizasyonuna davetliydim. Bu genç ve dinamik ekip Dude Table' ın gerçekleştirdiği Mixmondial etkinliğiyle bir araya getirdi bizleri. Marriot Hotel Şişli' de gerçekleşen bu davet oldukça renkliydi. 



Bilmeyenler için Dude Table' dan bahsetmem gerekirse kendileri birkaç yıldır yiyecek içecek sektörünü ciddi anlamda destekliyor. Ekip İstanbul, Ankara, İzmir' de en seçkin restoranlarını kapsayan özel menülerin servis edildiği Seasons of Love, kokteylin renkli ve uçsuz bucaksız renklerini hayata katan, Mixmondial ve geleneksel ritüellerin unutulmaması için saray yemekleri ve kahve kültürünü içeren konseptler belirliyor, organizasyonlar düzenliyor, farkındalık yaratıyor-arttırıyor.


Klasik Baileys' de Mixmondial dokunuşları vardı.

Marriot Hotel' in dünya çapındaki hizmet kalitesi malumunuz. Girişteki lounge barda gerçekleşen etkinlik otelin son derece ilgili bar ekibi ve yüzünden gülücükler eksilmeyen tüm Mixmondial ekibiyle harika bir uyum içindeydi ve bize unutulmaz lezzetler tattırdılar. Öyle ki "bu hamile halde burada işin ne?" bakışları olmadan bana özel harika kokteyller hazırladılar en alkolsüzünden :)

Yeşil elmalı, bol ekşili Smirnoff Apple Bite' ın sunulduğu elma bardaklardan sonrasında bize hediye edilmese gerçekten aklım kalabilirdi :) Bana özel hazırlanan harika bir karışım da şeftali içerikliydi ancak koyu sohbetler sırasında fotoğraflamayı unutmuşum ne yazık ki...

Kimler vardı? Tabii ki Bumerang' ın en güleryüzlülerinden sevgili Hilal Meriç ve Ahmet Erten başta olmak üzere keyifle takip ettiğim bloggerlar Balköpüğü Merve Gizem Oluş, Melina's Mom Merve Öztürk, Dilimin Ayarı Yok ile Cem Özsancak, Pimood Pınar Öznur, Şuh-i Fidan ile Fidan Erdoğan Duman, grafikerler.org ve hizliadam.com katılımcılar arasındaydı.

Selfie' siz etkinlik olur mu? :) Şu an fark ediyorum ki iki Merve arasında dilek tutmayı unutmuşumm!


Gordon' s Fresh Hunt' ı hazırlarken salatalığın aromasını ve kokusu daha güzel verebilmesi için kabuğuyla beraber çok hafif dövmek gerekiyormuş. Gerçekten koku bir anda birkaç kat artıyor.

Bu gördüğünüz gösterişli sunumu olan kokteylin adı "Muhteşem Süleyman". Marriot barın spesiyallerinden olan bu kokteylin şanına yaraşır bir içeriği var, zencefil, yumurta akı, ayva reçeli diye özet geçeyim, gerisini siz düşünün :) Tadanların çok beğendiğini söylemeden geçemeyeceğim.

Bu da hazırlanma aşamasından bir video...

Marriot bu enfes kokteyllerin yanına çok lezzetli sıcak ve soğuk atıştırmalıklar hazırlamıştı.

Bu keyifli işbirliğinde emeği geçen Bumerang ve Dude Table ekiplerine, Marriot Hotel Şişli' ye tekrardan teşekkür ediyoruz.

24 Ekim 2014 Cuma

Tupppturuncu Cadılar Bayramı

Hey sen, güzel okuyucu, can takipçi! Bugün cuma, hava güneşli... Enerjik olmak için daha iyi bir sebebin var mı? Silkelen kendine gel, mis havayı içine çek ve haftasonuna hazırlan.

Ben de sana bugünkü postla enerji yüklemesi yapacağım. Turuncu enerjisi! Evet aylardan ekim, mevsimlerden balkabağı mevsimi! Yüksek antioksidanlı bu çok faydalı sebzeyi her türlü tüket! Tatlısı, çorbası, pastası, salatası, muffini, keki, nasıl isterse paşa gönlün...


"Yaz bitti, hiçbir şeye hevesim yok" diyorsan bu turuncunun enerjisini evine getir o halde. Belki de hiç yapmadığın bir şeyi yap ve bu sene bir Cadılar Bayramı partisi organize et.


İlle de büyük çaplı bir davete gerek yok, anlam yüklemeye de gerek yok. Maksat eğlenmek, kışa enerjik bir başlangıç yapmak. O zaman in bahçeye topla bol kızıl, kahve, turuncu yaprak, koş pazara markete bir balkabağı al ve çağır sevdiklerini.  


"Yok ben azla yetinmem, yaptım mı şanıma yaraşır bir parti yaparım" diyorsanız da işte gerçek bir şölen yaratabileceğiniz detaylar şimdi bu yazıda. ;) 



Kurukafa olmadan asla!

Az çoktur diye boşuna demiyoruz, basit ama şirin bir fikir.


O dantel her yere girecek! ;)




Bu sıcak ve güzel rengi daha da anlamlı yansıtabilecek soğuk renkler her zaman vardır; turkuaz-turuncu, kesinlikle denemeli. 




Çam ağacı görünümlü sonbahar ağacı, minnoş baykuşlar da cabası. Standarda takılma, uyarlamanın yollarını ara.



Bu da enerji kırıntılarını yatak odalarına taşımak için bir detay. 

Bugünkü bol dopingli yazının üzerine evde oturan kalmasın. Ben de kaçıyorum, önce tatlı bir dosta kahveye sonra da en genç en dinamik ekip Hürriyet Bumerang' ın davetine ;) detaylar için Instagram' dan takipte kalın.

NOT: Geçen yılki cadılar bayramı postuma ve bu temalı soframa göz atmak için linklere tıklayabilirsiniz.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...