organizasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
organizasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2015 Cuma

Silverline Ankastre ile Mutfak

Geçtiğimiz hafta Silverline Ankastre' nin davetiyle Mama Shelter Hotel' de bir araya geldik. Otelin 4. katındaki alan bu tip organizasyonlar için biçilmiş kaftan, bunu zaten biliyorduk ama Silverline resmen mutfaklar yaratmıştı. Çağdaş ve gelenekseli buluşturduğu ürünlerinin en çarpıcı örneklerini enfes bir şekilde sergilemişlerdi.


Marka 1994 yılında Merzifon' da kurulmuş ancak bugün ünü ülkeleri kıtaları aşıyor. 2 kez en yenilikçi marka ödülleri de dahil olmak üzere 100' ün üzerinde tasarım ödülü almış ve 70 ülkeye ihracat yapıyor. Bu verileri neden mi veriyorum? Silverline' a marka olarak çok aşina olmama rağmen teknolojiyi bu denli odak noktasında tutan yeniliğe önem veren bir yanı olduğunu bilmiyordum. Açıkçası ürünleriyle tanışınca hepsini ayrı ayrı beğendim.



Designline ve Retroline olarak iki klasmanda üretimi var. #zamaniolmayantasarimlar dediğimiz ürünler country veya retro mutfak isteyenlerin rüyalarını süsleyen cinsten. Çizgileri çok net, yalın ve nostaljik.


Şirketin satış pazarlama müdürü Mehmet bey bize önce şirketten genel hatlarıyla bahsetti. Kalite-hizmet-tasarım üçgenindeki anlayışa mutfak kaskosu gibi farklı alanlarla katma değer kazandırdıklarına değindi. Ayrıca çok geniş bir yetkili servis ve satış sonrası hizmet ekibi olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Malum beyaz eşya alırken iyi hoş ama servise işin düştü mü asıl yüzünü belli eden bir sektör.  


Sonra da firmanın tasarımcılarından Beyza hanım ürünleri tek tek tanıttı.


Genelde ev içinde aşırı yoğun teknoloji kullanımını ve minimal görüntüleri sevmem. Ama Designline' daki tüm davlumbazlara bayıldım. Hepsi ayrı ayrı özelliklerde cezbedici. Kullanım avantajları bir yana görsel zenginlikleri de cabası.


Lift Up denen bu model yükseklik ayarıyla dumanlı pişirmede maksimum etkiyi göstermesi açısından bir deha diyebilirim. Özellikle mutfaktaki adalar üzerinde kullanımı daha rahat. Evde yoğun yemek kokusundan hoşlanmayan eşim bunu duysa o an gidip alır sanırım :)



Ama serideki favorim kesinlikle "to the point". Kullanıcı odaklı tasarlanan bu modelde kontrol paneli yok sezgisel tasarım var! İlgili alana şöyle bir dokunmak açıp kapamak için yeterli.


Instagram' da da paylaşmıştım bu bordo üçlemeyi. Bence herkesin bordo bir fırın-davlumbaz-ocak takımı olmalı. Aşırı sevimli değil mi sizce de?



Etkinlikte bizlere ekranlardan tanıdığımız şef Yağız İzgül eşlik etti ve "Hikayesi Tadında  Yemekler" kitabını imzaladı. "Dekorasyonu bırak yemeğe bak" diye imzalaması benim gibi boğazına düşkün bir insan için fazla tehlikeli oldu ama ben ilk fırsatta kitaptan tarifleri deneyeceğim, o gün bizler için yaptığı mis gibi tereyağ kokulu cevizli brittledan başlayarak.


White Country House blogun yazarı sevgili Ayşenur ile etkinliğin keyfini çıkardığımız doğrudur ;)

Geçmişten geleceğe uzanan yelpazesinin bir ucundan diğerine yapacağınız yolculuktan inanın siz de keyif alacaksınız. Geniş ürün skalasını görmek için mutlaka Silverline bayilerine bir uğrayın bu ara... Mutlu ve dopdolu bir haftasonu geçirmenizi dilerim.

10 Nisan 2015 Cuma

Derin'in Hastane Odası Süslemesi / Mevlüdü

Kızımız Derin' in dekorasyona dair dokunduğu her detayını sizlerle her daim paylaşıyor olacağım. Biliyorum odası merakla bekleniyor ancak onun öncesinde fotoğraflara dökülen başka bir detayı paylaşacağım sizlerle: Hastane odası süslememiz. Daha doğrusu süsleyemememiz. :) Neden mi?



Bizim kızımız 19 şubat günü sabaha karşı bu yılın en yoğun karının yağdığı günde alelacele geleceğim deyince bizim tüm planlar alt üst oldu. Doğumdan 1 ay önce tüm hazırlıklarımızı bitirmiş bir şekilde kolileri arabalara dağıtmıştık. Her şey hazırdı yani. Ancak o gece ambulans bile siteye giremeyince bizim araçları ve kolileri çıkarmamız hayal oldu. Zaten de normal doğum yapıp hastanede 1 gece kalınca tüm süsleri mevlüdümüzde kullanmaya karar verdim.

Konseptimiz periydi. İlk fotoğrafta gördüğünüz de kapı süsümüz olarak düşünülmüştü. Biz onu mevlütte beşiğin başını süslemek için kullandık. 



Periler genellikle ormanda yer aldığından arka planımız da orman oldu haliyle. Bereketi temsil eden bol yeşilli, kelebekli, pembe mor çiçekli cıvıl cıvıl bir bir ortam yarattık. Orman arka planını masada çimle devam ettirip örtüde doğal tonlarda bir ketenle tamamladık. 



Misafirlere hediyelik olarak yine CNC kesimli ahşap kelebek ve spiral desenle süslenmiş oda kokuları dağıttık. 



Peri sihirli değneğiyle balkabağını şahane bir arabaya dönüştürmüyor mu? E onu da masamıza koymasak olmazdı. Şeker ikramlarını koyabilmeleri için bu kutuları tercih ettik. Lohusa şerbeti için pratik kadehlerden hazırladık.




Şerbete tat vermek için kullandığımız çam fıstıkları cam balkabağı arabasına koyduk. Benim için masanın en cici detaylarındandı. 


Temamızla uyumlu kelebekli rengarenk cupcakelerimiz yine her organizasyonumun vazgeçilmezi Circus Bakery tarafından hazırlandı. Hamilelik günlerimi hatırlamak ve kızımın ilk görüntülerini paylaşmak adına üçlü bir çerçeveye de yer verdik.



Misafirlerin Derin' e güzel dileklerini yazdıkları defterimizi ise masa örtüsünün keten kumaşıyla kapladım. 



Bu arada beşikte kullandığım takı yastığını da sonrasında karyolasındaki yatak örtüsüyle kombinledim. Onların da detayları yakında blogta olacak. 

İşte doğdu, yemek, tuvalet, uyku döngüsü derken mevlüt organizasyonumuzu da böylece atlattık. Siz de böyle özel günleriniz için benzer kurulumlar talep ederseniz benimle 0542 637 4998' den iletişime geçmeniz yeterli. 

5 Mart 2015 Perşembe

Baby Shower' ımız...

"Günlerden 38+4. Kızımızın gelmesine çok az zaman kaldı. Hazırlıklarımız artık bitti sayılır, kalanlar da kararsızlıktan bir türlü neticelenemeyen ufak tefek şeyler. İçimize sinen olsun diye hiçbir şeyi aceleye getirmemeye çalıştık." diye başlıyordu aslında bu yazı... O sabaha karşı sancım tutup hastaneye gitmesek 19 şubatta yayınlanacaktı bu baby shower postu :) Şimdiye kısmetmiş. 

İşim gereği bebek odasının ev tekstillerine ve hastane odası süslemelerine ağırlık verdiğimden çok istesem de baby shower organizasyonuna ayıracak pek vaktim kalmamıştı. Ama meğer kardeşim ve eşim bir şeyler düşünmeye başlamış bile. Bana da çıtlatınca hazırlıklara ben de dahil oldum.



Hemen davetli listesini netleştirdik. Fazla vakit kalmadığından pazar günü olarak belirlediğimiz tarihte kahvaltı buluşması yapmaya karar verdik. Mekanı Bahçeşehir Limonata olarak belirledik. Bir dipnot vereyim, çok başarılı bir kahvaltı menüsü var. İster bu tip organizasyonlar için ister pazar kahvaltılarınıza renk katmak için tercih edebilirsiniz.


Masalara renk vermesi açısından özel baskı üzerinde "Derin Geliyor" yazan amerikan servisleri ve peçeteler hazırladık. 

Sonrasında baby shower organizasyonunun olmazsa olmazı oyunlar başladı. İlk oyun anne adayının bel çevresini tahmin etmekti. Son 38. haftanın ilk gününde bir hamile olarak 105 cm olan göbeğime 140 gibi tahminler yapanları selamlıyorum :))) 


İkinci oyunumuz a' dan z' y bebek eşyaları yazmaktı. Bunda kural 1.5 dakika içinde her harfe bir bebek eşyası yazarak en çok harfi doldurulması. Kıran kırana bir mücadele sonucu kazanan da hediyeyi kaptı. :) Totalde 3 oyun hazırlamıştım, kazananlara da kozmetik ve takı içerikli hediyeler dağıttım. 



Burada kronometre tutulmuş, herkes yetiştirme telaşı içinde :)


Üçüncü oyun ise herkesin soruları zor bulduğu ama bence beni 9 ay boyunca dikkatlice dinlemiş olan herkesin yanıtlayabileceği kolaylıkta bir anketti :)) "Anneyi en iyi kim tanıyor?" anketi.


Tüm misafirlerimize yine aynı tasarımlı PVC kaplı kitap ayraçları hediye ettik. Benim gibi bir kitap ayraç koleksiyoneri için de harika bir hatıra oldu kızımdan...




Baby shower pastamızı Pelit hazırlamıştı. 



Ve gün sonunda da misafirlerimiz bu kartlara Derin' imiz için iyi dileklerini yazıp bıraktılar. Bu güzel günümde yanımda olan herkese, organizasyon için de kardeşim ve eşime teşekkür ediyorum :)

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Düğün Dosyası: Mori Events ile Röportaj #9

Onların adını duymayan kaldı mı bilmiyorum ama yaptıkları işler bu 5 başarılı Mori kızını çoook ilerilere taşıdı. Doğumgünleri, babyshower, bekarlığa veda organizasyonlarıyla çıktıkları bu yolda artık birbirinden şahane düğünlere de imza atıyorlar. Nişantaşı' ndaki şık ve cool ama aynı zamanda da sizi saran bir sıcaklığa sahip ofislerinde ziyaret ettim Mori Events' i. Yazı içinde bu ferah ofisten dekorasyon detaylarını da bulacaksınız. Lafı fazla uzatmadan sizi tanıştırayım: İşte Hande, Sena, Hüma, Şeyma ve Gamze...



Decoridea: Mori Events nasıl oluştu, isminizin anlamı nedir? 

Hande: Hepimiz zaten 20-25 yıllık arkadaşlarız ve her zaman kendimiz için yaptığımız işlerde hep çok özenir, detaylara önem verir ve titizlenirdik. Daha o zamanlar "organizasyon" ismi yokken biz bunu ortaya koyuyorduk. Yine kendimiz için yaptığımız bir işin ardından bir araya gelme fikri ortaya çıktı çünkü kendi adımıza bunun boşluğunu hissettik. İlk işimiz Gamze' nin bebeği içindi, bir baby shower yaptık, o ilk günün heyecanını hala hissederiz. İsim aşamasına geldiğimizde yine ortak noktamızdan yola çıktık. Hepimiz göçmeniz, bizde küçük çocuklar "mori kız, mori çocuk" diye çağırılır, neden olmasın dedik, isim annemiz Şeyma' dır, hepimiz hemen benimsedik.

Şeyma: Biz çocukluğumuzda oyun oynarken bile tam bir event ortaya koyardık, kostümlü senaryolu.



D: Öncesinde neler yapıyordunuz? Aldığınız eğitimler ne yöndeydi?

Hande: Ben marka yöneticisi, pazarlama müdürüydüm. Evlendikten sonra kariyerime arkadaşlarımla devam etmeye karar verdim. 

Gamze: Ben Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum, sonrasında sigortacılığa yöneldim, Yapı Kredi sigortada staj yaptıktan sonra kendi sigorta şirketimize geçtim. Akabinde hamilelik ve doğum izni sonrası Mori oluştu.

Sena: İnternet gazeteciliği okudum. Çok uzun bir çalışma hayatım yok zaten ben iş ararken Mori' ye dahil oldum.

Şeyma: Görsel iletişim tasarım mezunuyum. Saatchi & Saatchi' de junior art director olarak başladım. Doğan Yanıcı' nın ajansında sanat yönetmenliği yaptım. Evlendikten sonra yurtdışına gidip geldim birkaç yerde çalıştım ama içime sinmedi ve Mori süreci başladı.

Hüma: Ben şehir planlamacısıydım, 6 yıl bir proje firmasında çalıştım, işin alaylı kesimindenim. Evlendikten sonra benim de ara verdiğim dönemde ortak paydamızda buluştuk.

D: Bu bütünlüğü yakalayıp yeni bir iş ortaya çıkarırken görev dağılımınızı nasıl yapıyorsunuz?

Hande: Buradaki tüm parçalar hayatın direği, bir şeye odaklanırsanız zaman zaman sığ kalabilirsiniz. O yüzden Mori her açıyı farklı bir gözle ele alıyor ve neticede hepimiz bir puzzle tamamlar gibi elimizdeki işi tamamlıyoruz. Müşteri bize geldiğinde her zaman beşimiz toplantıya giremesek bile toplantı sonucunda bir fikir ortaya çıkıyor ve hemen onu şekillendirmeye başlıyoruz hem aklımızda hem gerçekten çizime dökerek. Sonrasında da atölye çalışması başlıyor.



D: Beyin takımı 5 Mori kızı. Peki arkanızda kaç kişilik bir ekip var?

Hande: Satınalmaları yaptığımız tedarikçilerimiz var, ofisimizde 2 arkadaşımız daha var biri tasarım olarak diğeri tüm ekibe yardımcı olan. Ama son 6 aya kadar her şeye beşimiz yetişiyorduk.

D: Piyasada bu kadar organizasyon firması varken insanlar neden Mori Events' i seçiyor?

Hüma: Sanırım insanlara biraz daha farklı geldik, aynı zamanda genç bir grup olmamız da onların kafa yapısına yakın olmamızı sağlıyor.

Şeyma: Bu sektörde büyük firmalarla çalışmaya başlıyoruz yavaş yavaş ve toplantılara girdiğimizde genel orta yaşsa biz daha genç kaldığımız için bu farklılığı yansıtabiliyoruz. Taze kan her zaman iyidir. Şu an her köşe başında satılıyor belki ama biz 1,5 yıl önce kavanoz pastayla çıktığımızda bu o zaman için bir yenilikti. Bunu görenler demek ki bunu böyle farklı ortaya koyanlar farklı işler de yapabilirler diye düşündüler sanırım.

Hande: Gelen çoğu mail de " siz hep farklı şeyler yapıyorsunuz, ben de farklı bir organizasyon istiyorum" şeklinde oluyor. 

Gamze: Ya da var olan bir şeyi nasıl farklılaştırabiliriz ona yöneliyoruz. En güzel örneği de Buse Terim' e yaptığımız nişan tepsisiydi. Bundan sadece 6 ay kadar önce yüzük yükseltisi diye bir şey çıkardık, aslında endüstriyel bir tasarım, şimdi aldı yürüdü, artık biz yapmıyoruz.

Şeyma: Tükenen ve tüketilen bir sektör o yüzden her zaman birkaç adım önde olmaya çalışıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı fuarları takip ederek kendimize yatırım yapıyoruz, buralardan besleniyoruz.



D: Size belirli bir konsept veya taleple gelinmediğinde ilhamınızı nelerden alıyorsunuz?

Şeyma: İzlediğimiz bir filmdeki bir sahne bile toplantı sırasında bir anda gündeme oturabiliyor, bunu buraya uygulayabiliriz diye düşünüyoruz. Okuduğumuz bir yazı, kitap, gazete manşeti herhangi bir renkten bile ilham alabiliyoruz.

Hüma: Beşimiz yemeğe çıktığımızda bile dünyaya bakışımız, algımız çok farklı işliyor.

D: Organizasyonlarda size ne kadar zaman önce gelmeliler? Baby shower, doğumgünü veya düğün?

Sena: Fikir üreten bir takım olduğumuz için yaratıcılığın artabilmesi için biraz zamana ihtiyacımız oluyor. Önceden çalıştığımız bir şeyse 2 hafta gibi bir süreçte hazırlanabiliyoruz. Fakat bir doğum günü için 1 ay istiyoruz. Ama düğün söz konusu olduğunda olay tamamen değişiyor. Konsept çalışıldığı için daha uzun bir süreye ihtiyacımız oluyor.



D: Organizasyonlarda partilerde olmazsa olmazınız neler?

Hande: Kıstasımız yok aslında, maskesiz, çerçevesiz olmaz gibi bir durum yok. 

Hüma: Bir şeyleri kabataslak yapmaktan hiç hoşlanmadığımız için her şeyin detayına inerek çalışıyoruz.

Şeyma: Olmazsa olmazımız aslında her şeyin kendi içinde bir mantığının olması, buraya bir obje koyuyorsak o mutlaka bütünün bir parçasıdır, bir şeyleri tamamlıyordur. İnsanların dokunmaya kıyamadığı değil, hemen dahil olup dokunacağı, tadacağı, koklayacağı masalar ortaya koymaya çalışıyoruz.


Ofisin atölye bölümü

D: Bugüne kadar sizi en zorlayan ve en farklı hissettiren işler neler oldu?

Hande: Fatih Terim' in 60. yaş kutlaması. Öyle önemli birinin o çok özel gününü organize etmek bambaşkaydı. Sonrasında da çok büyük işler yaptık ama onun yeri ayrıdır.

Şeyma: Zordan kasıt fiziki değil aslında, tam tersi bizi kamçılayan daha güzel ne olabilir diye bizi düşünmeye, unutulmaza sevk eden bir yapısı vardı. Her gelenin ayrılmak istemediği bir alan yarattık soğuk bir otel odasından.


Bu kadar ilham veren renk ve görselle muhteşem işler çıkmaması tesadüf değil                                                    sanki ;)

D: Terim ailesinden laf açılmışken Terim Events ile bir araya gelme hikayeniz nasıl oldu?

Hande: İlk Buse Terim' e kavanoz pasta gitmişti geçtiğimiz yıl nisan ayında. Sonrasında Fulya hanımın evine Buse Terim' in arkadaşları gelecekti. Bir araya geldik nasıl bir hediye organizasyonu yapılabilir diye, tüm fikri bize bıraktılar. Kutular gitti ve biz Fulya Hanım' dan bizi çok heyecanlandıran bir telefon aldık. Çok beğendiğini detaylardan çok etkilendiğini belirtti bizi de çok duygulandırdı. Sonrasında Fatih hocanın doğumgünü derken devamı geldi. Aile olarak kariyerleriyle ilgili farklı bir yoldalar şimdi ama bizimle de kimyaları çok uyuştuğu için yaptığı işlerde bizi çözüm ortağı olarak görüyorlar.

D: Siz de artık düğün yaptığınıza göre birbirinin aynı olmaya başlayan bu organizasyon furyasında yol nereye gidecek? Ne gibi yenilikler göreceğiz?

Hüma: Şu an bir vintage furyası var düğünlerde.

Şeyma: Bundan sonrasında her şey daha "eğlence" temalı olacak bana göre. Gelenler bir sahne şovu izliyormuş hissine kapılacak. Dünyada da buna doğru bir yönelim var.

Gamze: Hem teknolojik eğlence hem de insanların içinde bulunduğu eğlence.


Ofisteki birbirinden güzel fotoğraflar Şeyma' nın objektifinden...


D: Gelin ve damat unutulmaz bir düğün yaşamak için sizce ne yapmalı?

Hande: Kendileri gibi olsunlar ve ne istediklerini bilsinler, illa trendlere bağlı kalıp birkaç yıl sonra hoşlanmayacakları seçimler yapmasınlar, "bak hala ne kadar hoş" dedirtsinler.

Hüma: Kendi hayallerini de iyi anlatmalılar ki herkes o hayalin içine dahil olabilsin.

D: Takipçilerime önerebileceğiniz evde kendileri bir parti/davet verirken dikkat edilmesi gereken noktalar neler?

Hande: Basit tutsunlar. Az çoktur fikri her zaman en iyidir. Belki bizim de hazırladığımız masalarda çok detay var ama mesaj net. Her noktada illa bir şey kullanılacak diye bir kural yok.

D: Son olarak vermek istediğiniz bir mesaj var mı organizasyonlar ve partilerle alakalı?

Hande: Hayal etmeyi bırakmasınlar bence. Hayal etmek her güzelliğin başlangıcı çünkü, ne düşündüysen ona varıyorsun. 



Bu keyifli röportaj ve içten misafirperverlikleri için Mori kızlarına çok teşekkür ediyorum ve sizleri onların yaptıkları birbirinden başarılı işlerle baş başa bırakıyorum.











Daha fazla detay için Mori Events Instagram hesabını veya web sitelerini inceleyebilirsiniz.


1 Ağustos 2014 Cuma

Hastane Odası Süslememiz

Bugünlerde farklı bir telaşım daha vardı. 2 ayrı bebek odası tasarımına koşuştururken bir de hastane odası süsleme talebi geldi. Daha önce çalışmadığım bir alan olunca hemen ön çalışmalara başladım. 

Öncelikle anne adayımız Firuze hanımın aklındakileri döktük masaya. Bebek odasında duvarda kullanılan balonları ve bu temayı hastanede de devam ettirmek istediğini söyledi. Bunun üzerine kolları sıvadık.  

Ve kapı süslememiz bulutlar arasında süzülen tombik bir balon oluverdi, tabii ki konsept renklerimiz olarak belirlenen lila, pembe ve inci beyazı tonlarında.


İkramlıkların koyulacağı kutularımız da balondan olmalıydı.


Kuşların uçuşmadığı, balonlara eşlik etmediği bir gökyüzü olabilir miydi?



Hediyelik olarak aileye yeni katılan meleğe uygun, keçeden melek kanadı magnetleri hediye edildi.

Beşik süslememize gelince, minik Talya' nın yatak odasında kullandığımız pembe şantuk kumaştan altın yastığı ve kurdele burada da tercih edildi. Yine fiyonk desenli dantelle de detayları tamamlandı.

Muhteşem tat ve görünümdeki mini cupcakelerimiz her organizasyonda yanımızda olan Circus Bakery' e aitti. 



Talya' ya hoşgeldin diyor, ailesi ve tüm sevenleriyle birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu uzuuun bir ömür diliyorum. 

Organizasyonla ilgili daha fazla detaylı bilgi için bana her zaman decorideatr@gmail.com veya 0542 637 4998' den ulaşabilirsiniz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...