30 Kasım 2015 Pazartesi

Penti ile Aile İçi Şiddete Son!

Önceki hafta Penti' nin davetlisi olarak bir mandala atölyesine katıldım. Penti' nin aile içi şiddete son vermeyi destekleyen bu sosyal sorumluluk projesini duyduğumda mutlaka ben de katkıda bulunmak istedim. Günümüzde pek çok şeyin olduğu gibi şiddetin de cehalet ve sevgisizlikten kaynaklandığını düşünenlerdenim. Bu yüzden bunun karşısında durmaya çabalayan her türlü oluşumun destekçisiyim. 


Penti de kadın odaklı bir şirket olduğundan yıllardır sürdürdüğü bu kampanyada bu kez mandala eğitmeni Fulya Can Öçgüder ile çalışmış. Kendisinin tasarladığı mandalalardan oluşan bez çantaları Penti mağazalarında bulabilirsiniz. Çantaların satışından elde edilen gelirin bağışlandığını da belirtmeden geçmeyeyim.



İşin etkinlik kısmına gelirsek, daha önce herhangi bir mandala denemem olmamıştı. Hatta figürlerin oldukça nizami ve detaylı olduğunu gözlemlediğim böylesi bir çalışma benim sabır sınırlarım içinde pek de etkinlik gösteremez diye düşünüyordum deneyene kadar. Bir kere tek kural, kuralsızlık. Eğitimi veren sevgili Fulya Can Öçgüder' e ne zaman "böyle yapsam nolur?" diye sorsam her seferinde "hiçbir şey, yap, özgürsün, bu senin kalemin senin mandalan" cevabını aldım. Her şeyin, tüm enerjilerin kusursuz bir döngü ibaret olduğunu gösteren mandalanın kelime anlamı ise daire, merkez.


Esrarengiz Bahçe gibi boyama kitaplarıyla da iyice coşan mandala furyasında bizim farkımız hazırlanmış mandalaları boyamak değildi. Biz Fulya hanımın verdiği tüyolarla kendi mandalamızı kendimiz çizdik ve sonrasında boyadık. Açıkçası bu kadar keyif alacağımı tahmin etmiyordum. Vakit ayrılabildiği sürece muazzam dinlendirici. Size tavsiyem, sadece boyamakla yetinmeyin, kendi mandalanızı kendiniz oluşturun, inanın çok daha hoşunuza gidecek. Sonrasında boyadığınız bu mandalaları çerçeveletip asabilir, evinizde dekoratif olarak kullanabilirsiniz.


Fulya hanımın mandalalarından örnekler...


Penti' yi böyle anlamlı bir projeye destek verdiği için tebrik ediyor ve bu workshopa beni de davet ettiği için teşekkür ediyorum. Günün detaylarından hazırlanan videoyu izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Kütüphanemizden #9 - Bidigago ile Yaratıcı Zeka

Eski yoğunlukta kitap okuma fırsatım olmasa da bittikçe hemen sizinle paylaşmak istiyorum, bu ay bir istisna ile. "Kütüphanemizden" yazıları benim okuduklarımdan oluşuyor normalde ama önceki hafta Happy Nest Çocuk Kitabevi' nde katıldığım bir seminer neticesinde sizinle paylaşmaya karar verdim. 



Bidigago - Bir Dünya Fikir aslında bir çocuk romanı. Her ne kadar çocuk romanı desem de bildiğiniz roman kavramından ayrı bir köşeyi koyun onu. Çünkü daha okumaya başlamadan sayfaları şöyle bir karıştırmaya başladığınız an bambaşka bir dünya ile karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Okurken çocukları yaratıcı düşünmeye yönlendiren oyunlar yer alıyor. 



Yazarı sevgili Eda Albayrak diyor ki; "muhteşem bir zeka ile doğuyoruz ancak zaman içinde bize öğretilen/dayatılan 'bu öyle olmaz, şu şöyle olmalı' gibi yargılarla beynimizi ve düşünme kapasitemizi daraltıyoruz. Zaten kendimizi ne kadar kısıtladığımızı orada oynadığımız şekillerden T harfi yapma gibi oyunlarla fark ettik. Aslında çok basit bir formülü, sadece o şekli 45 derece çevirerek elde edebilecekken, sonucun aklımıza gelmeyişi bile bir hayli düşündürücüydü. 

Esasen bu tarz oyunları oynadıkça beyninizin jimnastik yaptığını hissediyorsunuz. Zorladıkça, üzerine kafa yordukça devamı geliyor. 2-3 çizgiden oluşan şekli tamamlayarak 5 dakikada yeni nesneler çizme oyunu beni en keyiflendirenlerdendi. 


Oyunları biz yetişkinler olarak oynadık, son derece de eğlendik ancak bu oyunların çocuklar tarafından oynanması onların iç dünyaları hakkında da ebeveynler için bir kılavuz görevi görüyor. Derin' in okumasına daha çok var o yüzden o kadar uzun süre beklemeyi düşünmüyorum ve ilk fırsatta kitabı da okuyacağım. ABM Yayınları' ndan çıkan bu romanı seçkin kitapçılarda ve Happy Nest' te bulabilirsiniz. Ayrıca www.happyshop.com.tr adresinden de ulaşabilirsiniz.

24 Kasım 2015 Salı

Evin Anahtarları

Anahtarlarla olan bağım bundan yaklaşık 7-8 yıl öncesine dayanıyor. Belki bileniniz vardır dilek anahtarı diye bir inanışa göre 40 kişiden kesenize herhangi bir miktar para atmasını istiyorsunuz, bozukluk dahil, orada birikenleri de asla saymıyorsunuz. Sonra bu geleneği bilen bir kuyumcuya götürüp keseyi veriyorsunuz kuyumcu da saymadan keseyi alıyor ve size seçmeniz için elindeki anahtar kolyeleri sunuyor. 


Batıl matıl, ben inandım, yaptım, dileğim gerçek oldu. Onunla aldığım kolyemi hala severek takarım ve o günden sonra da anahtar şeklinde objeler ilgi alanıma girmeye başladı. 


Zaman zaman anahtar aksesuarları mağazalarda görmenin yanı sıra son 1-2 yıldır daha dikkat çekmeye başladı. Genelde vintage olanları daha makbul durumda.




Fazla mı alaturka kaçar bilmiyorum ama banyo duvarlarında tablo veya benzeri aksesuarların kullanılmasını çok şık buluyorum.





Çerçeveye bile gerek yok, böylesi şık modeller varken sadece duvara asmak bile yeterli...


Yeri gelir bir sofranızın bile  temasını oluşturabilir...


Duvar saatleriyle de güzel bir kombin oluşturabilirsiniz.


Yastık ve kumaşlarda da anahtar detaylarına son zamanlarda sık rastlar oldum, yani sadece duvarlarda kullanmanız şart değil.





Vintage temalı bir dekorasyonunuz varsa yardımcı dekorasyon öğeleri için anahtarlardan faydalanabilirsiniz. Bunların bir kısmını geçen gün gittiğim antika festivalinde de görmüştüm.


Bu da bizim evden anahtar detayı. Kendisine Dubai seyahatimizde vurulmuş, anında atmıştık sepete. Eee sizde var mı anahtarlı objeler, dekoratif aksesuarlar?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...