Güzel bir
haftayla merhaba,
Kasıma
girdik mi derin bir romantizm çöker herkese. Ünlü filmden de miras kaldığı
şekliyle “kasımda aşk başkadır”, “ahh, olsa da havamızı bulsak” nidaları sarar
her yeri. Eylülde sararıp ekimde kahverengiye dönen yapraklarda, doğada daha
bir kızıl, bordo hakimdir artık, sanki ünlü söze daha romantik bir ambiyans
yaratmak istercesine. İşte bu yüzden bende de bordodur kasımın rengi ve ilhamın
kaynağı.
Evimize ilk
kez gelecek olan eşimin kuzenlerine yine içinde bulunduğumuz aydan sebep
sonbahar temalı bir sofra hazırlamaya karar verdik eşimle. Menüyü oluşturduktan
sonra aklımdaki fikirle çiçekçinin yolunu tuttum. Yolumun üstüne düştüğü için
fırsat bu fırsat deyip gelin buketimi de hazırlamış olan, elinde her zaman
farklı çiçekler bulunduran eski çiçekçime (çınar çiçek - 0212 441 3747) uğradı
m. Sıradan bir
gün olsa çeşit çok ama ben aklımda ille de bordo-mor olacak diye gidince seçenekler azalıyor.
Elindeki
bordo-vişne çürüğü tonlarındaki iri gülleri yeşil-pembe minik çardak gülleriyle
birleştirmeye karar verdik. Elinde bulunan minik siyah tomucuklu dallar, şu an
için Latincesini hatırlayamadığım lahana da denen yeşil bitkiyi ve yaprağından
yaprak açan diri yeşil ruskuslarla kombinleyip buketi tamamladık.
Kaynaklar
kısıtlıysa ve içime sinmiyorsa her koşulda kendi kaynağımı yaratmakta üstüme
yoktur :) Rahat duramadım yine, annemi de alıp Bahçeşehir Gölet’ te biraz
turladım. Gözüme kestirdiğim bordoya kombin olabilecek her türlü kökünü terk
etmiş bitki benim hedefimdi. Bu şekilde algınızı açtınız mı yapamayacağınız şey
yok.
Eve gelip
bitkilerin temizliğini de yaptıktan sonra çiçekçiden aldıklarımla karıştırarak
yeniden tanzim ettim. Pembe örtümüzü serince de arka plan tamamlanmış oldu ve
işte bu sofra çıktı meydana. Önceki sofrada peçetelik yaptığım kahverengi çınar
yaprakları bu kez bordolarıyla yer değişti ve asıl peçeteliğe yardımcı oyuncu
olarak geldi. İşte ortaya çıkan soframız.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder