16 Aralık 2013 Pazartesi

Bugün Benim Doğumgünüm :)

Evet bugün Decoridea' nın doğumgünü :) 1 yıl önce tam da bugün önce Instagram hesabını, hemen ardından Facebook hesabını ve sonrasında da blogu açarak girdiğim bu yolda şöyle bir dönüp bir yıla ve yaptığım postlara bir baktım, arşivden ziyade bir almanak olmuş neredeyse :) Ne ev çekimleri yapmışız, röportajlar, sayısız görsel, birçok dekorasyon akımı ve detayları, ardından gelen gezi yazıları ve onların yanındaki bonusu ülke bazında ev stilleri, ev tekstili cicilerimiz, onca masa örtüsü, runner, peçete vs ve son olarak yastık koleksiyonlarımız... Nasıl geçtiğini anlamadığım bu bir yıla aslında ne kadar da çok şey sığmış. İlk zamanlar günlük 30, 40, 100 tıkı geçti diye havaya uçan ben şimdilerde gördüğüm rakamlarla her gün ayrı bir ödül alıyorum aslında sizden. Demek ki bir şeyler doğru gidiyor ki bu rakamlar artıyor; ne mutlu, musmutlu bana :) Ben daha çok yazarım siz okuyun yeter :) Bir yıl sonra şu yazdığım bile anı olacak, "o zamana göre o büyük bir şeydi" diyeceğim inanıyorum. İlk günden itibaren beni en çok destekleyen eşime, anneme, yanımda olan, fikir paylaşan, eleştiren, katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkürler. Ben kendim de yazarım, ama sizinle daha güzelleşir her şey... O zaman Happy Birthday Decoridea! 

Bu da bugünün Google' ının doodle jesti ;)


12 Aralık 2013 Perşembe

Yakılsın Şömine Ateşi

İki gündür her yer bembeyaz olduğuna göre zaman şömine zamanıdır! Yakılsın o zaman ateşler, alınsın ele sıcacık salep dolu bir fincan ve şömine keyfi başlasın... İşte klasikten moderne pek çok tarz...


Tipik bir dağ evi şöminesi


Klasik bana göre değil veya evime uymaz diyorsanız da ultra modern dizayn edilmiş birer tasarım harikası olanları da tercih edebilirsiniz.



Hemen ateşin önünde böyle bir taş döşeme yapılması ateşten gelecek kül toz gibi şömine dezavantajlarını ortadan kaldırmasa da kendi bünyesinde tutacaktır.



Şömine bir başına kalmasın duvarda bir konseptin bir ilüzyonun parçası olsun derseniz manzara uygulatabilirsiniz.




 Beni az çok tanıyorsunuz artık, bu kadar modern ve düz hatlarda olan tasarımları sevmiyorum, sıcaklık duygusu eksik kalıyor gibi geliyor. Bu model de gayet yalın bir çizgide, minimalist sevenler hemen not alsın ;)





Cam boya uygulanmış bir duvara farklı bir şömine alternatifi daha...



Sizin favoriniz hangisi?

11 Aralık 2013 Çarşamba

Bumerang İyi İçerik Atölyesi ve Ödül Gecesi

Malum yastık koleksiyonunun satışa çıkmasından dolayı yoğun bir hazırlık sürecindeydim bu yüzden de geçen haftanın yazıları hala beni bekler. Hiç uzatmadan hemen Bumerang ile başlayalım. 

Bu yıl bildiğiniz gibi benim de katıldığım Bumerang Blogger Ödülleri' nde dereceye giremedim ancak 5 Aralık' taki İyi İçerik Atölyesi' ne ve  ödül törenine davetliydim.

Gündüz 13.00' te Hilton Convention Center' da başlayan içerik atölyesinin konuşmacı programı epey renkliydi. Alanında tecrübeli kişileri dinlemek biz bloggerlar için iyi bir tecrübeydi. 



Etkinliğin ana sponsorları Garanti ve Hürriyet' in ürün tanıtım ve aktivite standları gelenlere hoş dakikalar geçirtti.





Aslında tüm konuşmacıların ısrarla değindikleri nokta çok yönlülük ve daha yakın iletişim için contact marketing. Çünkü artık çok iyi bildiğimiz yöntemler çalışmamaya başladı ve insanlar daha yoğun ve samimi ilişkiler oluşturarak daha fazla bilgi/ürün/servis almayı hedefliyor.

 Bülent Mumay, Emre İskeçeli ve Emre Oral' ın katıldığı bir panelde ise "vatandaş gazetecilliği" nin yükselen bir trend olamayacağı konuşuldu. Bunun belki de dünya çapında görülen en iyi örneği Gezi olayları oldu. Basın kuruluşlarının olmadığı yerlerde her sokaktan adeta akan bilgi ve fotoğraf paylaşımıyla Twitter tek haberleşme mecrası oldu. Bülent Mumay' ın ise savına göre birçok blogger varım diyen çoğu gazeteden daha iyi içerik üretiyor. Dolayısıyla yeni trend de şöyle gelişiyor: "parmağı mutlu etme felsefesi" her şey bu kadar mobil yani.


Atölyede Ceyhun Yılmaz da güzel bir söyleşi gerçekleştirdi. Yakın tarih internet geçmişini ele alırken kendi eğlenceli üslubuyla güzel dakikalar yaşattı. Kendisi biz bloggerları ronin yani efendisi olmayan samuraylar olarak görüyormuş :) Aslında hakkı var, hiçbir mecraya bağlı olmamamızın verdiği o anlamlı özgürlük var. Ceyhun Yılmaz alıntıladığı şu sözle konuşmasını bitirdi. "Radyo, gazete ölecek mi?" "İnternetle bağlantısı olan hiçbir şey ölmeyecek." İtirazı olan?


Diğer bir konuşmacı Garanti Bankası Şubesiz Bankacılık Birim Müdürü Deniz Güven' di. Şubesiz bankacılığın en önemli mecrası internet bankacılığını yavaş yavaş nereye gittiği ile ilgili bizi bilgilendirdi ve mobilde de artık yaşayan servislerin yeni dönemde gözde olacağını söyledi. Bir Iphone aplikasyonunun sabah sizi 07.00' de uyandırıyor olması değil önemli olan, "ben saati 07.00' ye kurarım ama kar yağması durumunda daha fazla zamana ihtiyacım olacağından hava durumu bilgilerini online alıp beni 1 saat önce uyandırıyor olmalı. Budur değer katacak olan." diyor. Akıllı telefonların bize tam anlamıyla Jetgiller çağını yaşatabilmesi için bunlar şart sanırım :)

Bir diğer panelin konukları ise Mec Global ve L'oreal' den Eda Önsel ve Beyza Kapu idi. Onlar da dijital medya planlamasında içerik pazarlamasının önemi hakkında konuştular. Özellikle kozmetik sektöründe blogların satınalma kararına ciddi etkisi üzerinde duruldu.


Atölye arasında yeni blogger arkadaşlarla da tanıştık. http://lecafemelange.blogspot.com/ dan sevgili Zehra, http://www.latigul.com/ dan sevgili Esra, http://www.oyascuisine.com/ sevgili Oya da bu etkinliğe katılanlar arasındaydı.

Yazılarını önceden de takip ettiğim başarılı makyaj ve güzellik bloggerı sevgili Serap Tan ile de sohbet etme fırsatımız oldu. Bu arada Üşengeç Şef sevgili Dilek' in de blogunu takip etmeyi unutmayın, enfes tarifleri var. 

Günün son paneli ise ünlü isimleri ağırlıyordu. Haymi Behar moderatörlüğünde Ayşe Arman, Deniz Berdan, Twitter fenomeni Ceri Levis lakaplı Ömür Özdemir, Arda Erdik vardı. Sosyal medyada kişisel marka yönetimi üzerine kendi izlenimlerini aktardılar. Öncelikle belirtmeliyim ki Ayşe Arman hep yazılarından bildiğimiz gibi son derece sıcakkanlı bir insan. Konuşmasına kendi açısından çok anlamlı bir noktayla başladı. "Sene '94, ilk yazmaya başladığım yıllar, insanlar bana teşhirci diye. Ve bugün geldiğimiz noktaya bakıyorum ve bununla o kadarrr eğleniyorum, hoşuma gidiyor ki, hepimizzzz teşhirci olduk!" :) Aslında tespit şahane değil mi? Sosyal medyanın bize yaptırdığı tam da bu. 

Geçen hafta Instagram ve Facebook' ta paylaşmıştım görmüş olabilirsiniz. Yastık koleksiyonumun ilk 2 parçası Ayşe Arman ve Deniz Berdan ile buluştu.

Deniz Berdan ise profesyonel yaşamıyla sosyal medyada olduğundan takipçilerinden gelen negatif hiçbir yoruma cevap vermeyerek tartışma ortamlarına da mahal vermemeyi tercih ettiğini söyledi. Ömür Özdemir' in TV' ye transfer olmadan önce ilaç mümessili olduğunu biliyor muydunuz? O da kendi geçiş sürecini anlattı. 

Ve saatler 9' a geldiğinde artık hepimiz Babylon' da kazananların açıklanmasını bekliyorduk. En tarz blog; kafkaokur.com, en çalışkan blog; bencetatil.com, en bilge forum; maxigame.org/forum, en iyi yerel site; 29saat.com, en sosyal blog; aristolog.com, en uzman blog; sirtcantalilar.com olurken jüri özel ödülü ise dijitalcanavar.com a gitti.






Tüm ödül alanları tebrik ediyorum ama bu ve bundan sonraki yılların en özel hediyesi olan kazananın 1 yıl boyunca hurriyet.com.tr' de yazacak olmasını da kıskanmadan edemiyorum :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...