Vintage Yer Karoları

Vintage furyası sağımızda solumuzda her yerde. Giyimden dekorasyona, temalı partilerden aksesuarlara kadar vintage kuşatılmış durumdayız. Bunun bir izdüşümü de yer karolarına sıçramış durumda. 

Mobilyaya aksesuara kadar yayılmışken yer döşemeleri de payını alacaktı elbette ki.

Özellikle cafe ve restaurantların bu trendin bağımlısı olup çıktığını söyleyebiliriz. Eski nostaljik Fransız çikolata dükkanlarını, pastanelerini hatırlattığı için sanırım onlar da sıkça tercih ediyor.

Geometrik desenlisinden damask desenlilerine kadar çok fazla alternatif mevcut.

Çoğunlukla banyo veya mutfak için tercih edilirken siz bu rutini kırıp farklı odalara da uygulayabilirsiniz.

İşte sıkıcı antreleri renklendirmek için bir alternatif.

Bu da ne dediğinizi duyar gibiyim :) ama şaşırmaya gerek yok, özellikle yazlık evler bahçe mobilyası kullanım alanlarında sofranıza ahenk katabilecek sıradışı bir düzenleme. Hep supla, hep runner nereye kadar?

Islak zeminlerim benim olsun karoları başka türlü değerlendireyim derseniz merdiven uygulaması da evinize bambaşka bir renk katacak. Önemli olan basmakalıp fikirleri kırmak, kendi tarzınızla harmanlamak.

Sizin favoriniz hangisi? Evinize uygular mısınız?

Muhteşem Oteller #6 - 45 Park Lane Hotel

Park Lane caddesi Londra' nın en güzel otellerinin sıralandığı iş merkezlerine yakınlığıyla da dikkat çeken önemli caddelerinden biridir. Hal böyle olunca buradan bir otel seçmeden edemedim. 

Muhteşem otellerde bu ayki konuk otelimiz 45 Park Lane Hotel. Gerek girişi gerek içeri girer girmez sizi karşılayan çok yüksek tavanlı lobisiyle nasıl bir otele geldiğinizin ipuçlarını veriyor.

Balo salonu ise keşke Türkiye' deki tüm otellerin de uygulayabilse dedirttiği sade şıklıkta...

Otelin çoğu alanında gerek yüksek tavanlarla, yüksek tavan olmayan yerlerde de aydınlık dekoratif tüyolarla hep ferah alanlar yaratılmış.

Sıkı takipçilerim temiz, düzenli ve şık bir banyoya en az salon kadar önem verdiğimi bilir :) Bu otel de bunu sunuyor. 

Birkaç farklı suite odası bulunan otelin dekorasyonu da ince ve klas bir zevkin ürünü...

Burada misafir mi ağırlayayım, Londra' yı mı gezeyim ikilemde kalabilirsiniz ;)

Kütüphanemizden #4 - Son Kamelya / Sarah Jio

Bugünlerde elimden düşürmeden okuyup bitirdiğim bir kitap oldu Sarah Jio' nun Son Kamelya' sı. Genelde bestseller kitapların popüler olduğu dönemde alıp okumak itici gelir bana, o yüzden de herkesin okumaktan kırıldığı yine Sarah Jio' nun Böğürtlen Kışı' nı es geçmiştim. 

Geçtiğimiz günlerde Remzi Kitabevi' nin rafları arasında kendimi kaybetmişken yabancı romanlar bölümünde kapağı bana göz kırpınca çevirip arkasını okudum. Biraz mistik konusu, çiçekleri merkezde tutan öyküsü ve eski bir İngiliz malikanesinde geçtiği gibi noktalar beni yakalayınca çoktandır da İngilizce kitap okumadığım gerçeğiyle kendimi eleştirip kasaya yöneldim.

İyi ki de yapmışım. Başarılı kurgusu merakınızı her daim uyanık tutuyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Amerika' dan İngiltere' yi gitmek zorunda kalan Flora kendini uluslararası bir hırsızlık çetesinin oyunu içinde bulur. Tek düşündüğü ailesiyken çetenin ve yeni tanıştığı Livingston ailesinin ona yüklediği sorumluluklar kendisini bambaşka olaylar içinde bulmasına sebep olacaktır.

Diğer yandan belki de romanın bu kadar merak uyandırıyor olması çift hikayeli giden yapısı. Flora' nın yaşadıklarından yarım asır sonra Livingston malikanesinin yeni sahipleri içine girdikleri bu eski yapının hikayesiyle yoğrulacaklardır. 

Son Kamelya' nın tek handikapı olay örgüsünün bu kadar başarılı kurulduğu bir hikayede çözümün bu kadar tereyağından kıl çeker gibi kolay ve olaysız çözülmesi oldu sanırım. Açıkçası biraz daha çarpıcı bir son beklemiştim ama yine de bu son, kitabı okunmayacak derecede değersiz kılmıyor. Özellikle de şu yaz aylarında tam da okunabilecek bir yaz kitabı diyebiliriz.