korkunç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
korkunç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ekim 2014 Cuma

Tupppturuncu Cadılar Bayramı

Hey sen, güzel okuyucu, can takipçi! Bugün cuma, hava güneşli... Enerjik olmak için daha iyi bir sebebin var mı? Silkelen kendine gel, mis havayı içine çek ve haftasonuna hazırlan.

Ben de sana bugünkü postla enerji yüklemesi yapacağım. Turuncu enerjisi! Evet aylardan ekim, mevsimlerden balkabağı mevsimi! Yüksek antioksidanlı bu çok faydalı sebzeyi her türlü tüket! Tatlısı, çorbası, pastası, salatası, muffini, keki, nasıl isterse paşa gönlün...


"Yaz bitti, hiçbir şeye hevesim yok" diyorsan bu turuncunun enerjisini evine getir o halde. Belki de hiç yapmadığın bir şeyi yap ve bu sene bir Cadılar Bayramı partisi organize et.


İlle de büyük çaplı bir davete gerek yok, anlam yüklemeye de gerek yok. Maksat eğlenmek, kışa enerjik bir başlangıç yapmak. O zaman in bahçeye topla bol kızıl, kahve, turuncu yaprak, koş pazara markete bir balkabağı al ve çağır sevdiklerini.  


"Yok ben azla yetinmem, yaptım mı şanıma yaraşır bir parti yaparım" diyorsanız da işte gerçek bir şölen yaratabileceğiniz detaylar şimdi bu yazıda. ;) 



Kurukafa olmadan asla!

Az çoktur diye boşuna demiyoruz, basit ama şirin bir fikir.


O dantel her yere girecek! ;)




Bu sıcak ve güzel rengi daha da anlamlı yansıtabilecek soğuk renkler her zaman vardır; turkuaz-turuncu, kesinlikle denemeli. 




Çam ağacı görünümlü sonbahar ağacı, minnoş baykuşlar da cabası. Standarda takılma, uyarlamanın yollarını ara.



Bu da enerji kırıntılarını yatak odalarına taşımak için bir detay. 

Bugünkü bol dopingli yazının üzerine evde oturan kalmasın. Ben de kaçıyorum, önce tatlı bir dosta kahveye sonra da en genç en dinamik ekip Hürriyet Bumerang' ın davetine ;) detaylar için Instagram' dan takipte kalın.

NOT: Geçen yılki cadılar bayramı postuma ve bu temalı soframa göz atmak için linklere tıklayabilirsiniz.

17 Ekim 2014 Cuma

Terkedilmiş Evler

Ekim ayı gelip de günlere kasvet çöktüğünde insan ister istemez farklı konulara kayıyor. Evde kabuğuna çekilmek istiyor, tembellik halleri ağır basıyor, sahile inip rüzgara karşı yürümektense sıcak bir sinema salonunda bir paket mısırla onu yolculuğa çıkaracak bir filmi tercih ediyor. 

Bugünlerde ben de biraz bu hallerde sayılırım. Zorunluluklar ve koşuşturmacalardan arta kalan anlarda hemen dinlenmeye çekiliyoruz bizim minikle. Böyle bir günde gazetelerin keyif sayfalarını dolanırken gözüme bir yazı takıldı. "Artık insanın ayak basmadığı topraklar" olunca konu merak edip inceledim. Bir tren istasyonundan tutun da eski bir tersaneye kadar birçok yeri fotoğraflamışlar. O kadar ıssızlaşmış ki üzerlerinde bitkiler, çalılar, yabani otlar bitmiş.



Ben de bu haberden aldığım ilhamla hep muhteşem evler, muazzam dekorasyonlu salonlar, gösterişli banyolar mı paylaşacağım, biraz da terk edilmiş, artık bir ruhu olmayan ama bir tarihe tanıklık etmiş evleri paylaşayım bu kez dedim. Hem de yaklaşan cadılar bayramı dönemine de bir renk katmış olayım.



  


Bu hale gelene kadar kimler kimler ihmal etti seni?




Bir gözünüzde canlandırsanıza önceki hali nasıldı?


Kuzey ülkelerden toz bulutunun değil de bembeyaz karların örttüğü, sakladığı bir ev...


Peki buna ne demeli?

Bu yıpranmış ev kim bilir neler anlatırdı bize?

İlham aldığım yazıya siz de bir göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Keyifli bir haftasonu diliyorum...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...