10 Temmuz 2013 Çarşamba

İftar Güzellikleri

Bir ramazan daha geldi işte. Uzayan saatler, yoğun çalışmalar, çağımızın düzenli ilaç kullanımı gerektiren hastalıkları derken oruçlar iftarlar unutulur oldu. Oruç tutulamasa bile Ramazan ayını iftar sofralarıyla geçirmek gerektiğine inanan ve uygulayan bir ailede büyüdüm. O yüzden o telaşlı hazırlığı ve tüm detaylarını oruç tutsam da tutmasam da severim. Ne de olsa çocukluğumuz pide kuyruklarında geçti :)

Madem konumuz dekorasyon ama zamanımız ramazan; o halde evde hazırlanan zengin sofraların yanısıra iftarı tüm gelenekselliğiyle yaşatan birkaç mekan önermek istiyorum. Öncelikle belirtmeliyim ki iftar menülerini fiks menü olarak hazırlayan mekanları tercih edecekseniz mümkün mertebe normalden biraz daha kalburüstü bir tercih yapmanız. Aksi takdirde standard zamandaki kaliteden bile ödün verilebiliyor / servis çok hızlı veriliyor / yine de yemekler istenen sıcaklıkta olamayabiliyor. Bu "yemekleri verelim de bitsin bu telaş" hızındaki mantık ve servisten hiç hoşlanmıyorum şahsen. O yüzden sürpriz yaşamayacağınız birkaç fiks menülü ve açık büfeli öneride bulunacağım.

* Asitane Restaurant - Edirnekapı: Her Ramazan gitmeye çalıştığım Osmanlı Saray mutfağı olarak hizmet veren İstanbul' daki tek restaurant. Edirnekapı'daki Kariye Müzesi'nin hemen yanında, restore edilmiş bir Osmanlı konağının bahçe katında bulunan mekan yalın dekorasyonu, Osmanlı' ya dair hiçbir dekoratif unsur içermeyen tarzıyla gelenlerin sadece muhteşem yemeklere konsantre olmasını sağlıyor. Ramazanda fiks menü servis eden ama iftarınızı ederken arkanızdan koşturmayan mekanın bu yılki menüsü biraz daha bilindik tatlar olmuş. Açıkçası önceki yıllarda deneyip bayıldığım yeşil domates çorbası, börek-i makiyan, borani-i hassa gibi daha farklı tatları aradı gözlerim. Bu yılki kişibaşı fiyatı 85 TL. Ulu çınarların serinliğinde bir iftar veya normal zamanda bir akşam yemeği için rezervasyon: 0212 635 7997 

* Meyan Cafe Restaurant - Kağıthane: Bölgenin en iddialı restaurantlarından olan Meyan, yenilenen menüsü ve kadrosuyla Ramazan' a hazır. Fiks menü fiyatı 40 TL olan mekan kuvvetli kadrosuyla yaza özel iftar menüleri hazırlamış. Rezervasyon için 0212 210 0494-95

* Radisson Blu Pera - Tepebaşı: Çiçeği burnunda bir otel. Test etmek için de mükemmel zaman. Siz de benim gibi çok yeni açılmış otellerde kalmaktan ve yemek yemekten (bu kaşığı ilk ben kullanıyor olabilirim duygusundan) hoşlanıyorsanız siz de 59 TL'ye enfes bir fiks menü için hemen rezervasyon yapabilirsiniz. 0212 377 2500

* Swissotel İstanbul - Maçka: Nezih atmosferi ve güzeller güzeli boğaz manzarısıyla Cafe Swiss' in terasında açık büfe olarak alabileceğiniz iftar kişibaşı145 TL. Rezervasyon 0212 326 1100

* Four Seasons Sultanahmet: Sultanahmet şubesinin otantik atmosferinde avludaki Seasons restaurantta açık büfe olarak iftar etmek isterseniz kişibaşı fiyatı 120 TL. Rezervasyon: 0212 402 3000

* Çırağan Palace Hotel Kempinski: Eski gelenek göreneklere saray dokunuşu ve zerafetinde, üstelik de canlı ud ve kanun müziği eşliğiyle iftar keyfi yapmak isterseniz Tuğra restaurantta 160, Laledan restaurantta ise 150 TL' ye iftar yapabilirsiniz. O rafine ambiyansı deneyimlemenizi tavsiye ederim. Rezervasyon: 0212 326 4646 

Bunlar benim derlediklerim. Sizin de aklınıza gelen ve gönül rahatlığıyla önerebileceğiniz iftar mekanları varsa haydi paylaşın, herkes faydalansın!

Sevgiler, bol bereketli iftarlar...


8 Temmuz 2013 Pazartesi

Decoridea Balköpüğü Blogda

Balköpüğü blogu duymayanınız yoktur diye tahmin ediyorum. 2012' nin başında yayın hayatına başlayıp deyim yerindeyse "yıldız gibi parlamış olan" bir blog ve yazarı Merve Gizem Oluş. Kendisi aynı zamanda 2012 Hürriyet gazetesi Bumerang Ödülleri' nde En Sosyal Blog ödülünü aldı. 

Çeyiz hazırlığında olduğundan kendisine ufak bir jestimiz olmuştu, buna blogunda yer vermiş, kendisine teşekkür ediyoruz. Balköpüğü tasarım bloguna bu adresten ulaşabilirsiniz. 



Bunu Biliyor Muydunuz?

Bu haftasonu Hürriyet köşe yazarı Gila Benmayor dünyanın en eski ve en prestijli seramik markası Villeroy&Boch hakkında bir yazı kaleme almıştı. Hikayenin detayları çok hoşuma gittiğinden sizinle de paylaşmak istedim.

Siz yazının tamamını okumadan önce ben anahatlarına değinip iyice meraklandırmak istiyorum. Her gruptaki ürünleriyle dikkat çeken bu firmanın %51 ortağı aslında 2007 yılından beri Eczacıbaşı grubu. Kökeni 1748 yılına dayanan bu güçlü firmanın nasıl bugünlere kadar başarıyla gelebildiğine ve Alman-Türk ortaklığına geçiş öyküsüne buradan ulaşabilirsiniz.




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...