Hande: Hepimiz zaten 20-25 yıllık arkadaşlarız ve her zaman kendimiz için yaptığımız işlerde hep çok özenir, detaylara önem verir ve titizlenirdik. Daha o zamanlar "organizasyon" ismi yokken biz bunu ortaya koyuyorduk. Yine kendimiz için yaptığımız bir işin ardından bir araya gelme fikri ortaya çıktı çünkü kendi adımıza bunun boşluğunu hissettik. İlk işimiz Gamze' nin bebeği içindi, bir baby shower yaptık, o ilk günün heyecanını hala hissederiz. İsim aşamasına geldiğimizde yine ortak noktamızdan yola çıktık. Hepimiz göçmeniz, bizde küçük çocuklar "mori kız, mori çocuk" diye çağırılır, neden olmasın dedik, isim annemiz Şeyma' dır, hepimiz hemen benimsedik.
Şeyma: Biz çocukluğumuzda oyun oynarken bile tam bir event ortaya koyardık, kostümlü senaryolu.
Hande: Ben marka yöneticisi, pazarlama müdürüydüm. Evlendikten sonra kariyerime arkadaşlarımla devam etmeye karar verdim.
Gamze: Ben Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum, sonrasında sigortacılığa yöneldim, Yapı Kredi sigortada staj yaptıktan sonra kendi sigorta şirketimize geçtim. Akabinde hamilelik ve doğum izni sonrası Mori oluştu.
Sena: İnternet gazeteciliği okudum. Çok uzun bir çalışma hayatım yok zaten ben iş ararken Mori' ye dahil oldum.
Şeyma: Görsel iletişim tasarım mezunuyum. Saatchi & Saatchi' de junior art director olarak başladım. Doğan Yanıcı' nın ajansında sanat yönetmenliği yaptım. Evlendikten sonra yurtdışına gidip geldim birkaç yerde çalıştım ama içime sinmedi ve Mori süreci başladı.
Hüma: Ben şehir planlamacısıydım, 6 yıl bir proje firmasında çalıştım, işin alaylı kesimindenim. Evlendikten sonra benim de ara verdiğim dönemde ortak paydamızda buluştuk.
D: Bu bütünlüğü yakalayıp yeni bir iş ortaya çıkarırken görev dağılımınızı nasıl yapıyorsunuz?
Hande: Buradaki tüm parçalar hayatın direği, bir şeye odaklanırsanız zaman zaman sığ kalabilirsiniz. O yüzden Mori her açıyı farklı bir gözle ele alıyor ve neticede hepimiz bir puzzle tamamlar gibi elimizdeki işi tamamlıyoruz. Müşteri bize geldiğinde her zaman beşimiz toplantıya giremesek bile toplantı sonucunda bir fikir ortaya çıkıyor ve hemen onu şekillendirmeye başlıyoruz hem aklımızda hem gerçekten çizime dökerek. Sonrasında da atölye çalışması başlıyor.
Hande: Satınalmaları yaptığımız tedarikçilerimiz var, ofisimizde 2 arkadaşımız daha var biri tasarım olarak diğeri tüm ekibe yardımcı olan. Ama son 6 aya kadar her şeye beşimiz yetişiyorduk.
D: Piyasada bu kadar organizasyon firması varken insanlar neden Mori Events' i seçiyor?
Hüma: Sanırım insanlara biraz daha farklı geldik, aynı zamanda genç bir grup olmamız da onların kafa yapısına yakın olmamızı sağlıyor.
Şeyma: Bu sektörde büyük firmalarla çalışmaya başlıyoruz yavaş yavaş ve toplantılara girdiğimizde genel orta yaşsa biz daha genç kaldığımız için bu farklılığı yansıtabiliyoruz. Taze kan her zaman iyidir. Şu an her köşe başında satılıyor belki ama biz 1,5 yıl önce kavanoz pastayla çıktığımızda bu o zaman için bir yenilikti. Bunu görenler demek ki bunu böyle farklı ortaya koyanlar farklı işler de yapabilirler diye düşündüler sanırım.
Hande: Gelen çoğu mail de " siz hep farklı şeyler yapıyorsunuz, ben de farklı bir organizasyon istiyorum" şeklinde oluyor.
Gamze: Ya da var olan bir şeyi nasıl farklılaştırabiliriz ona yöneliyoruz. En güzel örneği de Buse Terim' e yaptığımız nişan tepsisiydi. Bundan sadece 6 ay kadar önce yüzük yükseltisi diye bir şey çıkardık, aslında endüstriyel bir tasarım, şimdi aldı yürüdü, artık biz yapmıyoruz.
Şeyma: Tükenen ve tüketilen bir sektör o yüzden her zaman birkaç adım önde olmaya çalışıyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı fuarları takip ederek kendimize yatırım yapıyoruz, buralardan besleniyoruz.
Şeyma: İzlediğimiz bir filmdeki bir sahne bile toplantı sırasında bir anda gündeme oturabiliyor, bunu buraya uygulayabiliriz diye düşünüyoruz. Okuduğumuz bir yazı, kitap, gazete manşeti herhangi bir renkten bile ilham alabiliyoruz.
Hüma: Beşimiz yemeğe çıktığımızda bile dünyaya bakışımız, algımız çok farklı işliyor.
D: Organizasyonlarda size ne kadar zaman önce gelmeliler? Baby shower, doğumgünü veya düğün?
Sena: Fikir üreten bir takım olduğumuz için yaratıcılığın artabilmesi için biraz zamana ihtiyacımız oluyor. Önceden çalıştığımız bir şeyse 2 hafta gibi bir süreçte hazırlanabiliyoruz. Fakat bir doğum günü için 1 ay istiyoruz. Ama düğün söz konusu olduğunda olay tamamen değişiyor. Konsept çalışıldığı için daha uzun bir süreye ihtiyacımız oluyor.
Hande: Kıstasımız yok aslında, maskesiz, çerçevesiz olmaz gibi bir durum yok.
Hüma: Bir şeyleri kabataslak yapmaktan hiç hoşlanmadığımız için her şeyin detayına inerek çalışıyoruz.
Şeyma: Olmazsa olmazımız aslında her şeyin kendi içinde bir mantığının olması, buraya bir obje koyuyorsak o mutlaka bütünün bir parçasıdır, bir şeyleri tamamlıyordur. İnsanların dokunmaya kıyamadığı değil, hemen dahil olup dokunacağı, tadacağı, koklayacağı masalar ortaya koymaya çalışıyoruz.
Ofisin atölye bölümü
Hande: Fatih Terim' in 60. yaş kutlaması. Öyle önemli birinin o çok özel gününü organize etmek bambaşkaydı. Sonrasında da çok büyük işler yaptık ama onun yeri ayrıdır.
Şeyma: Zordan kasıt fiziki değil aslında, tam tersi bizi kamçılayan daha güzel ne olabilir diye bizi düşünmeye, unutulmaza sevk eden bir yapısı vardı. Her gelenin ayrılmak istemediği bir alan yarattık soğuk bir otel odasından.
Bu kadar ilham veren renk ve görselle muhteşem işler çıkmaması tesadüf değil sanki ;)
Hande: İlk Buse Terim' e kavanoz pasta gitmişti geçtiğimiz yıl nisan ayında. Sonrasında Fulya hanımın evine Buse Terim' in arkadaşları gelecekti. Bir araya geldik nasıl bir hediye organizasyonu yapılabilir diye, tüm fikri bize bıraktılar. Kutular gitti ve biz Fulya Hanım' dan bizi çok heyecanlandıran bir telefon aldık. Çok beğendiğini detaylardan çok etkilendiğini belirtti bizi de çok duygulandırdı. Sonrasında Fatih hocanın doğumgünü derken devamı geldi. Aile olarak kariyerleriyle ilgili farklı bir yoldalar şimdi ama bizimle de kimyaları çok uyuştuğu için yaptığı işlerde bizi çözüm ortağı olarak görüyorlar.
Hüma: Şu an bir vintage furyası var düğünlerde.
Şeyma: Bundan sonrasında her şey daha "eğlence" temalı olacak bana göre. Gelenler bir sahne şovu izliyormuş hissine kapılacak. Dünyada da buna doğru bir yönelim var.
Gamze: Hem teknolojik eğlence hem de insanların içinde bulunduğu eğlence.
Ofisteki birbirinden güzel fotoğraflar Şeyma' nın objektifinden...
D: Gelin ve damat unutulmaz bir düğün yaşamak için sizce ne yapmalı?
Hande: Kendileri gibi olsunlar ve ne istediklerini bilsinler, illa trendlere bağlı kalıp birkaç yıl sonra hoşlanmayacakları seçimler yapmasınlar, "bak hala ne kadar hoş" dedirtsinler.
Hüma: Kendi hayallerini de iyi anlatmalılar ki herkes o hayalin içine dahil olabilsin.
D: Takipçilerime önerebileceğiniz evde kendileri bir parti/davet verirken dikkat edilmesi gereken noktalar neler?
Hande: Basit tutsunlar. Az çoktur fikri her zaman en iyidir. Belki bizim de hazırladığımız masalarda çok detay var ama mesaj net. Her noktada illa bir şey kullanılacak diye bir kural yok.
D: Son olarak vermek istediğiniz bir mesaj var mı organizasyonlar ve partilerle alakalı?
Hande: Hayal etmeyi bırakmasınlar bence. Hayal etmek her güzelliğin başlangıcı çünkü, ne düşündüysen ona varıyorsun.
Bu keyifli röportaj ve içten misafirperverlikleri için Mori kızlarına çok teşekkür ediyorum ve sizleri onların yaptıkları birbirinden başarılı işlerle baş başa bırakıyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder