claridges etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
claridges etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ocak 2014 Salı

Regency Style Derken?

İngiltere tarihinin 1811-1830 yılları arasında Prens Regent diye de adlandırılan IV. George' un taht döneminde hakim olan dekorasyon stilidir. Genel hatlarıyla baktığınızda eklektikten dömi-klasiğe pek çok akımdan izler taşısa da İngilizler için Regency tarzından döşenmiş mekanlar her zaman için değerlidir. 

Koyu ceviz ve gül ağacının yoğunlukla kullanıldığı yemek ve yatak odaları göze çarpar. Bu cilalı koyu rengin ağır havası da genellikle açık renk kumaşlarla yumuşatılır.


Stil genel hatlarıyla neo-klasik George dönemi mimarisinden etkilenmiştir. Mimari olarak yalın hatlara demir balkon tırabzanları eşlik eder. Londra' daki Regent Caddesi ve Regent' s Park çevresindeki bu balkon teraslarının örneklerini rahatlıkla görebilirsiniz. 




Hakim bir renk olmamakla beraber fosforlu tonlar haricinde her rengi birbiriyle kullanarak bu tarzı uygulayabilirsiniz.


Damask desenleri tezat renk kullanmıyla uygulayabilir, gösterişli avizelerle regency ambiyansını tam anlamıyla yakalayabilirsiniz.


Bu tarzı başarılı bir şekilde uygulamış mekanlardan biri de Londra' nın en ünlü otellerinden Claridge' s' tır. 

Claridge' s Hotel

Claridge' s Hotel

Claridge' s Hotel





Ne de olsa o bir İngiliz ekolü, çiçekler olmazsa olmaz ;)


Aslında son birkaç yılın trendine, kullanılan kumaşlara ve ahşap tasarımlara baktığımızda ülkemizde Regency akımına bir yönelim olduğunu söyleyebilirim. Öyle ki bunu kendi tarzıyla çok örtüşen beğendiğim mobilya firmaları olan By Kepi ve Dorya Home' da rahatlıkla görebiliriz. 

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Gatsby = Art Deco

Bu kış gösterime girmesiyle birlikte ortalığı bir "The Great Gatsby" yani "Muhteşem Gatsby" çılgınlığı sardı. F. Scott Fitzgerald' ın romanından daha en önce de pek çok kez uyarlanan film, içinde barındırdığı moda akımını tekrardan canlandırdı. Ki bunun böyle olacağını zaten mayıs ayındaki Evteks Fuarı seminerlerini anlattığım yazımda belirtmiştim.



Film 1920'li yılların New York' unda geçiyor; meşhur Amerikan rüyasını dönemin şaşalı yaşam biçimini de vurgulayarak çok başarılı bir şekilde eleştiriyor. Cazın popülerliğinin yükseldiği bu evrede her şeyin müzik, eğlence, zenginlik ve gösteriş üzerine odaklandığı bir dünya ve onun getirdikleri ele alınıyor. Filmin tabii benim ilgimi çeken diğer yanı art deco tarzına yapılan vurgu ve gösterişli mekanlar, detaylar. 

Beni sürekli takip eden okuyucularım artık iyi biliyorlar ki minimalizm insanı hiç değilim. Nerede devasa avizeler, ışıltılı dokular, görkemli mobilyalar, orada ben. Art deco akımını da bu sebeple kendime yakın bulurum. Mesela, şu şekilde siyah beyaz karoların kullanıldığı yer döşemeleri favorimdir, asla hayır demem.

Claridge' s Hotel - Londra

Diğer detayları ne mi bu akımın? Bir kere maksimumda göz alıcı olmalı kullandığınız her unsur. Canlı kırmızılar, bordo, siyah, mor ve lacivert temel renkleri oluşturuyor. Bunu desteklemek için altın, bakır ve gümüş tonlar kullanılabilir. Kristaller ve parlak taşlar ise işin son vurucu noktası. Görkem dediğimiz şey biraz pırıltısız olmaz değil mi? ;)



Çizgilerde ise avangarttaki damaskların yerini daha geometrik desenler alıyor. Bunda 1920li yılların sonunda inşa edilen Chrysler binasında kullanılan motifler de etkili.


Kullanılan mobilyalar büfeler genellikle iri ve koyu renk ahşabın tercih edildiği modeller. Tabii ahşaba mutlaka parlak cila geçildiğini belirtmeme bilmem gerek var mı? Bu mobilyalara en çok yakışacak halılar ise yine büyük metrekarelerdeki kalın, büyük desenli -genellikle çiçek formlarında- olanlar.

Claridge's Hotel Londra - Burası lobi değil, her bir signature suit odasında kuyruklu piyano bulunan odalarından biri. Bu oteli Prens William ve eşi Kate de sıklıkla tercih ediyor.


Hakkı verilmiş bir mekanda bu stilin ayırdına varmanız oldukça kolay; burası bir hol, koridor veya banyo bile olsa.





Siz de evinizde art deco ruhunu yakalamak istiyorsanız, koyu renk parlatılmış ahşap mobilyaları geometrik desenli duvarkağıtları veya krom-kristal avizelerle tamamlayabilirsiniz. Farklı bir seçenek isterseniz de bu tarz bir paravanla salonunuzu ikiye ayırabilir ve hoş bir hava katabilirsiniz.


Aksesuar olarak da gümüşlere ağırlık verilebilir. Tabii annelerimizde görmeye alışkın olduğumuz gümüş ayna veya çanaklar değil. Çaydanlık, şampanya kadehi, gümüş servis takımları gibi daha bireysel parçaların gümüş veya gümüş kaplama olanları yerinde bir kullanım olacaktır. 




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...