tavsiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tavsiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2014 Pazartesi

Can Oba' da Lezzet Kudurukluğu

Herkese çok neşeli, mutlu bir hafta diliyorum. Zira benimki dün sabah itibariyle epey keyiflendi. Üniversite yıllarımdan yadigar dostumun doğum haberini aldım, tatlı kızları Ada' ya sağlıkla kavuşmuşlar. Mesafe sorununu da aşıp görmeye gittim mi daha da şahane olacak. Sağlıkla mutlulukla büyüsün Ada' cık :) Bu güzel haberin de enerjisiyle sizinle yine haftasonuma dair bir detay paylaşmak istedim.

Biliyorsunuz sofra düzenlemelerime ek olarak arada mutfakta uyguladığım, beğenilen tariflerimi de sizinle paylaşıyorum. Ancak bu kez mekan tavsiyesinde bulunacağım. Sirkeci' de bulunan Can Oba Restaurant' ın namını son günlerde duymayan kalmamıştır herhalde. Ayşe Arman da köşesinde yazdıktan sonra iyice bilinirliği arttı. 



Haftasonu eşimle yaptığımız bir Eminönü çıkarmasında bir anda aklımıza gelen mekanı bir deneyelim dedik. Haftalar sonrasına ancak rezervasyon kabul edebildiğinden çekinerek gittik ancak şansımıza kısa bir süre beklemeyle yemeğe geçebildik. Bir dipnot vereyim, "Mekan ful ama ben kuyruk olayım kalkanın yerine otururum" falan yok, rezervasyonun yoksa yapacak bir şey yok. 



Yemeklere geçmeden önce belirtmeliyim ki Can Oba esnaf lokantaları arasında tam da esnaf lokantası görünümlü bir yer. Ancak yediğiniz yemeklerle ibre bir anda tavan yapıyor. Şefliğe nereden başladığını unutmamak adına girişe koyduğu standart menünün gerçektekiyle ilgisi yok. Sunumları görüp çatal çatal lezzet doruklarına tırmandıkça ne örtüsüz masaya kağıt servis içinde gelen çatal bıçağı görüyor gözünüz ne de plastik şişedeki suyu. Aklınızı karıştırıp tüm bildiklerinizi sorgulatıyor burası ama takılmayın, fazla sormayın ve olduğu gibi kabul edin çünkü Can Oba bunu hak ediyor.



Gelelim yemeklere...Çorba, ara sıcak, ana yemek ve tatlıdan oluşan öğünlerden her birinden en az 3 çeşit mevcut. Ana yemek ise 5-6 arası değişiyor. Ben yukarda gördüğünüz karamelize soğanlı patates çorbasını tercih ederken eşim balık çorbası aldı. Gurmelik taslayacak değilim, e bu blog yemek blogu da değil ama damak tadıma da güvenirim. 


Mantar soslu madalyon beef kesinlikle çok doyurucu ve lezzetli bir tercih.


Eşimin sipariş verdiği tatlı domates soslu keçi peynirli ve ıspanaklı lazanya hayatımda tattığım en inovatif ve lezzetli lazanyalardan biriydi kesinlikle.

Bu tatlının adı frambuaz soslu köpük çikolata olsa da ben kendisine "öldüren cazibe" demeyi tercih ediyorum şu sunumun üzerine. 

Bu gördüğünüz de tarçınlı karamel soslu dondurulmuş peynir pastası olarak bize tanıtıldı. Resim görmediğimiz için farklı bir şey bekledik ama dondurulmuş cheesecakemiş meğer. Karameli biraz yanık geldi bana ama tamamı o kadar muhteşemdi ki o detaya çok da takılmadım açıkçası. Ve o günkü tatları başlıkta olduğu gibi tam da bir "lezzet kudurukluğu" olarak tanımlıyorum. 

Her yemeği tek başına yapıyor oluşu, misafirlerle mümkün olduğunca ilgilenmesi, güleryüzü Can Bey' in ambiyansta mütevazi ama lezzette bir İstanbul markası olabilecek yetenekleri sizi oldukça etkiliyor. En kısa zamanda gidip denemenizi tavsiye ediyorum şiddetle.

Rezervasyon şart unutmayın; telefonu ise 0212 522 12 15

12 Mayıs 2014 Pazartesi

En Güzel Yazlık Evler

Cuma günkü yazlık mutfakları yazımın üzerine aldığım mailler doğrultusunda acilen genel kapsamlı bir yazlık konulu yazı post etmem farz oldu :)



Yazlık tadilatları sürecinde olanların hala son dakika fikir değişikliklerine açık oldukları çok aşikar. Hak vermiyor değilim, bu tarz tadilatlar her gün yapılmıyor ve olmuşken en güzelini, en iyisini yaptırmak istiyor insan. E hal böyle olunca da her fikre sıcak bakılıyor.


O zaman başlayalım. Mutfaklarda da olduğu gibi yazlığın genel kullanım amacına uygun konforlu ve pratik mobilyalar seçilmeli. Denizi çağrıştıran mavi tonları da ister istemez ağırlıklı tercih oluyor, mavinin huzur veren yatıştırıcı etkisi beyazla da birleşince işte size size Ege güzelliği.




Devasa salıncaklar yerine verandanıza kuracağınız karşılıklı halat salıncaklar daha samimi bir hava katabilir.



Denizanası ve mercanlar, evet denizdeydik değil mi? :) Yarım daire şeklindeki lambalara bibila geçilmiş organza kumaş şeritleri yapıştırırsanız sizin de denizanası şeklinde aydınlatmalarınız olmuş olur. Normalde pek de sevimli bulmadığımız bu deniz canlısı bu tip süslemelerde gayet sevimli bir role bürünüyor nedense. ("denizden babam çıksa kabulüm" mantığı sanırım)











Huzur ve dinginlikten ziyade yazın enerjik yanını evlerinize taşımak için tercih etmeniz gereken renk ise kesinlikle sarı. Böylelikle güneş bir adım daha evinizin içine girmiş olur.




Kışın gitme ihtimaliniz de olan bir evse kesinlikle şömine yaptırmalısınız. Sebebe gerek var mı?


Perde olarak yine ağır olanları kışlık evinizde bırakıp buraya daha kolay temizlenebilir uçuşan tülleri ya da pratik katlamalı stor perdeleri seçebilirsiniz.


Tek renge bağlı kalmanıza gerek yok, donatın rengarenk her yeri!




Denize yakın olunca gemici teması kaçınılmaz oluyor. Bu arada halat çevrelenmiş aksesuarlar tekneye yönelik olduğundan biraz pahalıya satılıyor piyasada. Oysa ki istediğiniz kalınlıkta halat alıp, kullanılacak malzemenin etrafını sarmanız yeterli.

Bir yazlık ev için olabilecek en hoş yatak başı sanırım :)


Ee sizin favoriniz hangisi?

18 Mart 2014 Salı

Kütüphanemizden #1 Dorian Gray' in Portresi

"Decoridea benim evim, siz de bu evi bir an boş bırakmayan hep çat kapı uğrayıp beni sevindiren dostlarımsınız... Madem bugünün tatlı misafirleri sizsiniz, gelin evimin yeni köşesini göstereyim size: işte KÜTÜPHANEM"  :)

Kültür sanat köşemiz için yazdığım yazılar ve tavsiyelerim de malumunuz. Kitap kurdu bir kişi olarak bundan sonra sizinle okuduğum kitapları da paylaşacağım. 



Yazar hakkında kısa bilgiler, genel konu ve benim izlenimlerim yer alacak. Yalnız şunu belirteyim; bir huyum var ki merakla takip ettiğim, sevdiğim yazarların kitapları olmadıkça fazla reklamı yapılıp kamuoyunda çok tartışma yaratan kitapları hemen alıp okuyamıyorum. Üstünden ortalama bir yıl gibi bir zaman geçmesi, kitabın reklamlarının bitmiş olması gerek. Huy işte :) Yazması benden kitabı okuyup okumamak ise size kalmış.



"Decoridea Kütüphanemizden" paylaşacağım ilk kitabım Oscar Wilde' ın "Dorian Gray' in Portresi". 1891' de yayınlanmış olan bu kitap içinde bulunulan dönemde geçiyor. Yazarın en ilgi çekici klasiklerinden biri olan bu gotik korku eser sizi ürkütmekten ziyade Dorian' ın fikirleri ve davranışları üzerine epey düşündürmeye itiyor.

Kahramınımız Dorian Gray genç ve çok yakışıklı bir adamdır. Kendisinin hayranı olan ressam Basil Hallward onun bu "güzelliğinden" çok etkilenir ve ve Dorian' ın portresini yapar. Bir gün Basil' in evinde onun arkadaşı Lord Henry Wotton ile tanışır ve haz, zevk ve güzelliği baş tacı yaptığı hayat felsefesinden çok etkilenir. Günün birinde bu yakışıklılığını kaybedeceğini idrak eder ve dehşete kapılır.

Böyle bir psikoloji içindeyken kendisinin yerine Basil' in yaptığı portrenin yaşlanmasını diler ve dileği kabul olur. Oldukça çalkantılı ve erdemsiz bir hayat yaşayan Dorian' ın kendisi gerçekten yaş almasına rağmen gençliğini ve yakışıklılığını korurken portresinde yaşlılık izleri belirir günbegün. Yaşlanmamasından aldığı güç Dorian' ı çok farklı yerlere götürecektir.



2009' da film uyarlaması yapılmış. Görsel için Google' ladığımda gördüm, hayret benden kaçmış. Okuduğum kitapların film versiyonları genel olarak beni tatmin etmese de (birkaç istisna hariç) izleyip değerlendireceğim.

PS: Bu arada bu da size sözüm olsun başka türlü yerine getiremeyeceğim çünkü. Kitaplarına gözü gibi bakan, pamuklara saran, biri ödünç alıp geri getirmezse çıldırabilen, kitabını kıvırıp okuyana sinir olan, onları mücevherleri gibi gören ben neredeyse 2 senedir evdeki kütüphanemi tasnif etmedim. Evet utanıyorum ama çeyiz yerleştirme esnasında o kadar eşya arasında onlarca koli kitabı açmak bile inanılmaz bir mesaiydi, o gün bugün bir türlü bu işe vakit ayıramadım. 

Şimdi madem böyle bir bölüm yazıyorum, söz sana okuyucum! İlk fırsatta çalışma odasına girip tasnif işini bitireceğim veee neyi nasıl yaptım, odanın, rafların, kitapların son hali nasıl oldu diye sana bir çalışma odası çekimi yapacağım, sözüm söz ;)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...