zara-home etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zara-home etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ağustos 2015 Cuma

Veritabelleza ile Begonvil Sofrası - Röportaj #12

Misafir ağırlamak, yemek daveti vermek, o yemeğe hazırlanmak bunlar birbirinden güzel ve keyifli aşamalar. Her gelen misafir bereketi ve hoş sohbetiyle geldi mi hayattan tat almak için daha neye ihtiyaç duyar ki insan? 

Ya bir de misafir gözünden bakarsak? O yemeğe gittiğiniz ev sonsuz bir özveri ve cömertlikle sergilerse kalbinde barındırdıklarını, insan can atmaz mı o eve varmaya? İşte ben de böyle bir eve misafir oldum geçtiğimiz hafta. Instagram' ın bana kattığı güzel insanlardan biri oldu evinin kapısını ve bereketli sofrasını bana açan Veritabellezza. Deseniz ki sofra adına kim vardır ilham alınabilecek, zevkle takip edilebilecek, ilk isimdir kendisi size söyleyebileceğim.



Uzun zamandır davet sofrası kuramadığımdan sizleri mahrum bırakmamak adına bu işe ruh katmış birine yer vermek istedim ve Veritabellezza ile harika bir çekim ve söyleşi gerçekleştirdik. Sözü daha fazla uzatmayayım, haydi sofraya...



40 yılın hatrına önce kahvelerimizi yudumladık. Altın sarısı suplaya siyah dokunuşlarla derinlik katmış. Enfes ev yapımı erik kompostosu da kahvemize eşlik edip fincandan sarkan siyah püskülle beraber tablomuzu tamamlamış oldu. Şimdi geçelim sofraya ve biraz muhabbete...





Decoridea: Evet kimdir Veritabellezza, tanıyabilir miyiz sizi?
Veritabellezza: Ben Arzu Tanış Yılmaz. İstanbul doğumlu, evli ve  Ares adında bir erkek çocuk annesiyim. Mimarım. Ares' ten fırsat buldukça yağlıboya ve suluboya resim yapıyorum. Fotoğraf çekmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Akademiden mezun olduktan sonra mesleğimin gerektirdiği sektörlerde yaklaşık 10 yıl kadar şantiye anılarıyla dolu bir iş hayatım oldu. Bu tempolu çalışmaya oğlum dünyaya gelene kadar bilfiil devam ettim. Sonrasında doğum arası ile Ares' ten sonraki hayatım başladı. 



(Bu minik magnet bebekler de zarif notuyla günün hediyesiydi)

D: Sofraya ilgi nereden? Hikayesi var mı?
V: Tamamen kendi ilgi ve zevkimin sonucu. Sofra hazırlarken hikayeyi ben yaratıyorum, kısaca eğleniyorum, her şey renk uyumu ve bir düzen içinde, karmaşanın içinde bile bir düzen olmalı benim için.

D: Sunum için nelerden ilham alıyorsunuz? 
V: Davetin türü en önemlisi. Çay partisi mi, kahvaltı mı, akşam yemeği mi? Tabii ki gelen kişiler de konseptime yön verebiliyor. Kimlerin geldiği çok önemli. Son olarak da mevsimler önemli. Yazsa rengarenk cıvıl cıvıl sofralar, denizi çağrıştıran maviler beyazlar, kışsa kahveler turuncular gibi...



D: Bir sofranın olmazsa olmazı nelerdir?
V: Kumaş peçete, supla ve ütü izi olmayan masa örtüsü.



Çatal bıçak yastıkları şık bir sofranın en kibar aksesuarlarındandır bana göre. Sevgili Veritabellezza da kullanmış, üstelik aynı figür şekerlikle de güzel bir uyum yakalamış)


D: Kurduğunuz sofra bir yüzyıl olsa hangi dönemi seçerdiniz? Sizi en çok ne yansıtırdı?
V: Viktorya dönemi olurdu sanırım. O dönemin ipek kumaşları, zarif dantelleri, gümüş aksesuarları, etkileyici şamdanları, ihtişamı ve bir o kadar da romantikliği...





D: Gümüş servis setleri
    Porselenler
    Masa tekstilleri
    Bunları kullandığınız bir sofrada her biri size neyi çağrıştırıyor?
V: Masa düzenine geniş açıdan baktığımızda onu davetkar ve zarif bir bayan olarak hayal ettim. Gümüş servis setleri takısını, masa tekstilleri ise dantel detaylı ve bir o kadar da zarif, uçuş uçuş kıyafeti olduğunu...


(Belirtmeden geçmeyeyim günün en tarz ve aksesuarlarından biri de Koleksiyon' a ait bu çay takımıydı.)


D: Sofra dekorasyonunu pek beceremeyenler için vereceğiniz püf noktaları neler?
V: Bir sofra kuruluyorsa önce renk ve tarz belirlensin. Sonra da buna uyumlu objeler seçilsin yani konsept belirlemek şart. Zaten sonrasında o sizi yönlendirir. Diyelim ki bir bahar sofrası hazırlıyoruz, renklerimiz belli, ana renk yeşil olmak üzere desenli bir örtü seçtik, üzerine mutlaka sade bir tabak seçmeliler ki arka fon öne çıksın. Baş konuk desen burada. Ya da beyaz örtü olduğunu düşünelim, tabak da beyaz ise mutlaka onları patlatacak, öne çıkaracak farklı renk bir supla olmalı. Suple benim sofralarımda olmazsa olmazım, en büyük tamamlayıcımdır. Servis için tabaklar toplandığında, konukların önünde boşluk hoş olmuyor ve masa düzeninde önemli bir rol oynuyor. 




D: Peki son olarak Bodrum-Begonvil temalı bu yaz sofrasında hangi markalardan ürünler kullandınız paylaşabilir misiniz?
V: Orta aksesuarı şemsiye Yargıcı' dan, kısır kaseleri Paşabahçe, çay bardakları Koleksiyon' un, peçete halkaları Zara Home, mavili bardaklar Porland, beyaz tabaklar Lucky Art, mavi tabaklar ve suplalar ise hediye gelmişti.




D: Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyorum, ayrıca birbirinden lezzetli ikramlar için de ellerinize sağlık.
V: Ben teşekkür ediyorum bu güzel ve keyifli sohbet için, evime geldiğiniz için.




6 Ağustos 2014 Çarşamba

Dekorasyona Ananas İstilası

Bu yılın en dikkat çeken dekorasyon öğelerinden biri kesinlikle "ananaslar". Hatta deyim yerindeyse tam bir ananas istilası yaşıyoruz diyebilirim. Gözünüzden kaçmış olmasına imkan yok. Özellikle Zara Home gibi yabancı dekorasyon firmaları bu sezon abajurdan aksesuara, kapı tokmağına kadar pek çok alanda kullandı ananası.



Peki nedir bu furyanın kaynağı? 


(fenerlerin içine hep mum koyacak değiliz ya, taze meyveler her daim canlandırıcı bir etki yaratır)

Trendler söz konusu olduğunda her zaman çok da mantıklı açıklamalara ihtiyaç duymuyoruz aslında... Göze hoş geliyorsa, kullanıldığı backgroundla bir uyum içerisindeyse olsun varsın. 




Yine de bu yazın temasına ışık tutmak gerekirse vahşi ve balta girmemiş ormanlardan, taze, canlı yemyeşil bitkilerden, tropikal iklimlerden ilham alan designerlar bu tropikal meyveleri de es geçmek istememiş belli ki. 


Duvarkağıdı gibi daha uzun vadeli kullanımlı parçalarda bile yer bulduysa, önümüzdeki yazı da etkisi altına alacağına emin olabiliriz.


Neden bir kivi, muz veya rambutan değil de ananas diye düşünecek olursak da burada ananasın aslında gerçekten estetik bir yapıya sahip olduğunu görebiliriz. Dokunmaya teşvik eden gövdesi, tepesinden fışkıran yeşillikleri ve tabii ki bol sulu, tatlı yapısını bildiğimizden düşünürken açılan iştahımızla kendisini başlı başına cezbedici kılıyor. İtiraf edin canınız çekti şimdi :) 


Ananas olmayan ananas formlu masa dekorasyonu, işte size bir süsleme fikri daha ;)











Özellikle yazlık evler için şahane bir karşılama olur bu kapı numarası.


Siz de benim gibi ananası hem yemeyi hem evinizde görmeyi seviyorsanız, hazır sezon indirimleri her yerde dolu dizgin devam ederken, kapın kendinize bir ananas ve konuşlandırın evinizin en göz önündeki alanına...

30 Nisan 2014 Çarşamba

Gotik Mekanlar

Gotik mimari, gotik dekorasyon her zaman ilgimi çekmiştir diyeceğim, bana diyeceksiniz ki "senin de sevmediğin bir akım yok" :) O kadar değil elbet, çok haz etmediğim tarzları da size tanıtırken kendi fikrimi söylüyorum. Ancak insanın ilgi alanı dekorasyon olunca farklı konseptleri ve tarzları kendi içinde uyumlu görmek hoşuna gidiyor. 



Bugünkü yağmurlu ve kasvetli havaya tam uydu konumuz. Gotik mimari ve dekorasyon stili esasen Ortaçağ' ın ortalarından sonuna kadar etkili olmuş, sonrasında da yerini Rönesans mimarisine bırakmıştır. Ancak gotiğin etkileyici azameti dönem dönem kendisinden etkilenenlerle tekrar uygulanmıştır. Örneğin, yapımı hala devam eden Barcelona' daki La Sagrada Familia katedralinin gotik unsurlar içermediğini kim iddia edebilir?


Peki nedir gotiğin satırbaşları? Öncelikle ağır havası. Bu mekanlara girdiğinizde zen alanlara girmiş gibi ferahlamazsınız çünkü mobilyadan, duvarlara, perdelere, halılara kadar çoğu unsur kopkoyu renklerde ve devasa boyutlarda seçilmiştir. 


Amaç aslında Ortaçağ Avrupa' sının genel görüşünü yansıtıyor. Otoritenin baskısıyla halka gücünü binalarıyla da göstermek, hatta korku kırıntıları serpmek yüreklere. "E dekorasyondan mı korkacağız" diyorsanız bu işin kuralı biraz o, sizi hayrete düşürüp belki bir adım geri attırmak.


Örneğin pembe detaylı bu gotik salon elbette günümüze göre yumuşatılmıştır. Ortaçağda kimsenin böyle bir tercih yapacağı düşünülemez :) Ama kabul edin, bu haliyle çok daha kabul edilebilir.

Yine koyu renk mobilyaların bu kez deri ile hakim olduğu bir kullanım var burada da.


Diğer olmazsa olmazlardan biri de metal aksamlar ve aksesuarlar. Bu yataktaki gibi sadece metallerin kullanımıyla oluşturulmuş ama yine büyüklüğüyle göz dolduran mobilyalar da söz konusu.

Hep siyahlar koyu kahveler olacak değil ya, renk olarak daha günümüze uyarlanmış gotik bir konsol. Siz de gotik tutkunu olup kasvetinden çekinenlerdenseniz bu haliyle oldukça uygulanabilir bir durumda.

Her aksesuarın kendi içinde bir görkemi olmalı diyoruz ya buna avizeler de dahil. Daha yalın hatlı koyu renk bir mutfağın çehresini bir anda değiştiriveriyor.


Tam bir günümüz ve Ortaçağ harmanı. Bir yanda son trend tuvalet ve küvet teknesi diğer yanda gotiğe ait tüm elementler bir arada.



Bu fotoğrafı görünce "resmen fikrim çalınmış" demekten kendimi alamadım. Bir türlü istediğim gibi bir modelini bulup da alamadığım opak siyah kadehlerle ve evimizdeki bir adet tasarım! kurukafa ile kurmayı planladığım sofra. Bu konseptte irkilmeden yemek yiyebilecek birkaç arkadaşım var neyse ki :)  

Bu da gotik mimarinin günümüz evlerine inceden de olsa uyarlanmış bir hali. Sivri çatılar hemen Ortaçağ katedrallerini anımsatıyor.


Sanatsız da olmaz gotik. Bu kadar yoğun koyu renklerin kullanıldığı bir ortam ancak sanat eserleriyle, muhteşem güzellikteki tablolarla anlamlı kılınabilir. 



Ve bu örnek gotiğin en modernize hali. Aslında o kadar da korkulup dışlanacak bir seçim değil.





Daha detaylara inersek kullanılan objelerin formu da genel dekorasyonu desteklemeli. 

Bu kutuların benzerleri geçtiğimiz yıl Zara Home' da vardı.


Siz ne dersiniz? Bir gotiksever misiniz, yoksa içi kararanlardan mısınız?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...