masa-dekorasyonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
masa-dekorasyonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2015 Çarşamba

Akşam Çayı Sofrası

Misafir gelsin de sofralar hazırlayayım, ne kadar severim bilirsiniz. Menü hazırlaması, servis takımlarını seçip uygun örtüler ve yemek takımlarıyla kombinlemesi, aksesuar ve çiçekle de son dokunuşu yapması ayrı bir keyiftir benim için.



Hamileliğin zorlu etapları (mide bulantısı varken mutfağa girememek, yokken ağırlıktan ve yorgunluktan girememek) ve bebiş sonrası koşturmacalar derken yukarıda bahsettiğim etapları tamamlayabildiğim sofralar pek de olamadı maalesef neredeyse son 1,5 yılda. İşte geçen hafta bunu kırabildiğim bir akşam oldu nihayet.



Akşam çayına gelecek misafirlerim için önce menümü belirledim...



Tepe çekimine bayıldığım bu güzellik Türkmax Gurme' de keyifle takip ettiğim Selin Kutucular' ın ıspanaklı somonlu rulo tarifi. Yemeğe pek girmem yazılarımda ama sunumla ilgili yakaladığım kareleri de paylaşmadan geçmem ;)


Biraz vintage kristalleri hatırlatan servis kadehlerim Madame Coco' dan... Tiramisuyu dağınık şekilde bölüp tabaklara servis etmektense tek kişilik porsiyonlarda hazırladım.



Ve tabii ki menüden sonra sunuma geldi sıra. Mevsiminde kullanılan renkler çiçekler her zaman cezbetmiştir beni ve çiçek tanzimimi de malumunuz hep kendim yaparım. Tabii ki şimdi gül zamanı değil ama onu da bordo seçerek sonbaharın ritmini yakalamaya çalıştım.


Koyu yeşillikler ve okaliptüs yaprakları fonumu oluştururken de araya bir tane ayçiçeği ekleyiverdim. (Bu arada ayçiçekli dekorasyon tüyolarından bahsettiğim yazımı okumadıysanız buraya tıklayabilirsiniz.) Kitap formundaki damasklı vazolarım önceki sezon English Home' dan, nedense ancak kullanmaya fırsatım oldu.


Tekstillerde bu kez komple örtü yerine orta dantelli Decoridea runnerlarımı tercih ettim. Gümüş çatal bıçak servisleri ise her zaman kurduğunuz sofraya +2  puan getirir benim gözümde. 


Çay sofrası olsun kahvaltı sofrası olsun ya da sıradan bir öğle yemeği; dokunduğunuzu güzelleştirmek, ufacık detaylarla fark yaratmak elinizde... Sofra aşkına; afiyet olsun ;)



21 Ağustos 2015 Cuma

Veritabelleza ile Begonvil Sofrası - Röportaj #12

Misafir ağırlamak, yemek daveti vermek, o yemeğe hazırlanmak bunlar birbirinden güzel ve keyifli aşamalar. Her gelen misafir bereketi ve hoş sohbetiyle geldi mi hayattan tat almak için daha neye ihtiyaç duyar ki insan? 

Ya bir de misafir gözünden bakarsak? O yemeğe gittiğiniz ev sonsuz bir özveri ve cömertlikle sergilerse kalbinde barındırdıklarını, insan can atmaz mı o eve varmaya? İşte ben de böyle bir eve misafir oldum geçtiğimiz hafta. Instagram' ın bana kattığı güzel insanlardan biri oldu evinin kapısını ve bereketli sofrasını bana açan Veritabellezza. Deseniz ki sofra adına kim vardır ilham alınabilecek, zevkle takip edilebilecek, ilk isimdir kendisi size söyleyebileceğim.



Uzun zamandır davet sofrası kuramadığımdan sizleri mahrum bırakmamak adına bu işe ruh katmış birine yer vermek istedim ve Veritabellezza ile harika bir çekim ve söyleşi gerçekleştirdik. Sözü daha fazla uzatmayayım, haydi sofraya...



40 yılın hatrına önce kahvelerimizi yudumladık. Altın sarısı suplaya siyah dokunuşlarla derinlik katmış. Enfes ev yapımı erik kompostosu da kahvemize eşlik edip fincandan sarkan siyah püskülle beraber tablomuzu tamamlamış oldu. Şimdi geçelim sofraya ve biraz muhabbete...





Decoridea: Evet kimdir Veritabellezza, tanıyabilir miyiz sizi?
Veritabellezza: Ben Arzu Tanış Yılmaz. İstanbul doğumlu, evli ve  Ares adında bir erkek çocuk annesiyim. Mimarım. Ares' ten fırsat buldukça yağlıboya ve suluboya resim yapıyorum. Fotoğraf çekmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Akademiden mezun olduktan sonra mesleğimin gerektirdiği sektörlerde yaklaşık 10 yıl kadar şantiye anılarıyla dolu bir iş hayatım oldu. Bu tempolu çalışmaya oğlum dünyaya gelene kadar bilfiil devam ettim. Sonrasında doğum arası ile Ares' ten sonraki hayatım başladı. 



(Bu minik magnet bebekler de zarif notuyla günün hediyesiydi)

D: Sofraya ilgi nereden? Hikayesi var mı?
V: Tamamen kendi ilgi ve zevkimin sonucu. Sofra hazırlarken hikayeyi ben yaratıyorum, kısaca eğleniyorum, her şey renk uyumu ve bir düzen içinde, karmaşanın içinde bile bir düzen olmalı benim için.

D: Sunum için nelerden ilham alıyorsunuz? 
V: Davetin türü en önemlisi. Çay partisi mi, kahvaltı mı, akşam yemeği mi? Tabii ki gelen kişiler de konseptime yön verebiliyor. Kimlerin geldiği çok önemli. Son olarak da mevsimler önemli. Yazsa rengarenk cıvıl cıvıl sofralar, denizi çağrıştıran maviler beyazlar, kışsa kahveler turuncular gibi...



D: Bir sofranın olmazsa olmazı nelerdir?
V: Kumaş peçete, supla ve ütü izi olmayan masa örtüsü.



Çatal bıçak yastıkları şık bir sofranın en kibar aksesuarlarındandır bana göre. Sevgili Veritabellezza da kullanmış, üstelik aynı figür şekerlikle de güzel bir uyum yakalamış)


D: Kurduğunuz sofra bir yüzyıl olsa hangi dönemi seçerdiniz? Sizi en çok ne yansıtırdı?
V: Viktorya dönemi olurdu sanırım. O dönemin ipek kumaşları, zarif dantelleri, gümüş aksesuarları, etkileyici şamdanları, ihtişamı ve bir o kadar da romantikliği...





D: Gümüş servis setleri
    Porselenler
    Masa tekstilleri
    Bunları kullandığınız bir sofrada her biri size neyi çağrıştırıyor?
V: Masa düzenine geniş açıdan baktığımızda onu davetkar ve zarif bir bayan olarak hayal ettim. Gümüş servis setleri takısını, masa tekstilleri ise dantel detaylı ve bir o kadar da zarif, uçuş uçuş kıyafeti olduğunu...


(Belirtmeden geçmeyeyim günün en tarz ve aksesuarlarından biri de Koleksiyon' a ait bu çay takımıydı.)


D: Sofra dekorasyonunu pek beceremeyenler için vereceğiniz püf noktaları neler?
V: Bir sofra kuruluyorsa önce renk ve tarz belirlensin. Sonra da buna uyumlu objeler seçilsin yani konsept belirlemek şart. Zaten sonrasında o sizi yönlendirir. Diyelim ki bir bahar sofrası hazırlıyoruz, renklerimiz belli, ana renk yeşil olmak üzere desenli bir örtü seçtik, üzerine mutlaka sade bir tabak seçmeliler ki arka fon öne çıksın. Baş konuk desen burada. Ya da beyaz örtü olduğunu düşünelim, tabak da beyaz ise mutlaka onları patlatacak, öne çıkaracak farklı renk bir supla olmalı. Suple benim sofralarımda olmazsa olmazım, en büyük tamamlayıcımdır. Servis için tabaklar toplandığında, konukların önünde boşluk hoş olmuyor ve masa düzeninde önemli bir rol oynuyor. 




D: Peki son olarak Bodrum-Begonvil temalı bu yaz sofrasında hangi markalardan ürünler kullandınız paylaşabilir misiniz?
V: Orta aksesuarı şemsiye Yargıcı' dan, kısır kaseleri Paşabahçe, çay bardakları Koleksiyon' un, peçete halkaları Zara Home, mavili bardaklar Porland, beyaz tabaklar Lucky Art, mavi tabaklar ve suplalar ise hediye gelmişti.




D: Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyorum, ayrıca birbirinden lezzetli ikramlar için de ellerinize sağlık.
V: Ben teşekkür ediyorum bu güzel ve keyifli sohbet için, evime geldiğiniz için.




26 Mart 2015 Perşembe

Çay Saatine Davetlisiniz

Güneş, güneş, güneş! İstediğiniz kadar canınız sıkkın olsun, biraz güneş gördü mü gözler hemen ruhu aydınlanıyor insanın. Son günlerdeki bu şahane havayla bu aralar güzel bir manzaraya karşı enfes tatlarla yapmak istediğim tek şeyi yazmak geldi içimden. Neyse bahar geliyor, zamanımız bol ;)



Öncelikle çay davetinizi hangi konseptte hazırlayacağınıza karar verin. İngilizlerin 5 çayı gibi katlı servislerde sunulan, gümüş takımların hakimiyeti mi gönlünüzden geçen, yoksa piknik havasında naif sunumlar mı?


Marie Antoinette sofrasına ne dersiniz?


Sofraların her zaman bir hikayesi olması gerektiğine inanırım. En basitinden de olsa bir mesaj vermeli, konukları neşelendirmeli, şaşırtmalı. Çok sıkı hazırlıklara da gerek yok öyle. Bazen ufacık dokunuşlar bile ne kadar şaşırtır karşımızdakini.


Bazen de en akla gelmeyeni yapmak için çabalamak gerekir. Aklımda bir tema var örneğin, şu ana kadar yapanı görmedim, yemekli misafir ağırlamaya geri döndüğüm ilk davetimde uygulayacağım :) tabii ki haberiniz olur...








Modern ve minimalist sofraları da son yıllarda oldukça beğeniyorum. Sadeliğin getirdiği zenginlik ve sunulanı ön plana çıkarış biçimi muazzam. Özellikle de tatlılarda insanın gözlerini yuvalarından uğratır cinsten.


Hep ben tüyo vermeyeyim, bu kez sizden isteyeyim değişiklik olsun :) Şu madeleine kek kalıbını Türkiye' de bulabilen varsa nolur bana yazıversin adresini, tarif var, yapamıyorum.







Ve tabii bir de günlük şıklık var es geçilemeyen. "Az çoktur" bazen ne kadar güzel anlatır o bolluğu. Çay kutusu, bisküvi kutusu, şekerlik, peçetelik ve tepsi. İşte aslında tüm lazım olanlar en naif şekliyle bir arada.



Siz çay davetlerinizde nasıl donatıyorsunuz sofralarınızı?


Bu da benim hiçbir yaşımda geçmeyen evcilik ruhuma gönderme. Bir gün kızlarla toplaşıp böyle giyinir çay saatinde dedikodu yapar mıyız acaba?

7 Ocak 2015 Çarşamba

Porselen Seçimi

Çeyiz alışverişimizle başlar porselen heyecanımız. O ilk zamanlar onlarca model arasından birkaç takım seçmek ne kadar zor gelir. Günlük takım nasıl olmalı, misafirlik takım ne derece şıklıkta olmalı, kahvaltı seti çiçek böcekli mi olsa yoksa geometrik desenli mi gibi sorular döner dolaşır aklımızda.



Neye göre karar vermek gerektiği hazırda bekleyen çeyiziniz masa örtüsü takımlarınız varsa önem kazanıyor. Çünkü bunları sofraya bir bütünlük içerisinde yerleştirdiğinizde renk ve desen cümbüşü gözünüzü yormuyor olmalı. Elbette çok desenli masa örtüsü kullanabilirsiniz ancak onun eşlikçisi mutluka yalın hatlı bir yemek takımı olmalı. 


Eğer sırasıyla gidip önce porselen takımlarınıza karar verecekseniz işte o zaman tam anlamıyla hareket özgürlüğüne sahipsiniz. Önce takımları alıp sonrasında çatal bıçak servis takımlarına ve masa örtülerine geçebilirsiniz.


Gündelik takımınızda ne kadar sportif karar verirseniz verin misafirlik takımın biraz daha ağır olması gerektiğine inanıyorum. Ağırdan kastım elbette antika desenli sarı varaklılar değil illa ki. Onun da hayranları epeyce olmakla beraber herkesin tercih edebileceği bir seçenek değil, stil itibariyle.  



Ancak burada en önemli nokta misafirlik takımınızı kare setlerden seçmemeniz. Çünkü bu takımlar son yılların trendi ve her an demode olabilecek, sıkılabileceğiniz türden. İlle kare seçiminiz olacaksa günlük takımda tercih edebilirsiniz. Bir seçenek de yine misafirlik takıma kombinleyeceğiniz kare suplalar ile "kare ihtiyacınızı" dizginleyebilirsiniz :) (benim uyguladığım şu örnekte olduğu gibi)


Son yılların bir trendi de klasik takımların tabaklarından rengarenk bir seçki yaparak sofralarda gökkuşakları yaratmak. Yine sade tutacağınız bir örtü ile bu kombinleri başarılı bir şekilde uygulayabilirsiniz. 


Çay saatlerini şenlendirecek 18. yüzyıldan kopup gelen bu ladylerin de ben hastasıyım :) Masalarınızda tam anlamıyla Marie Antoinette' i misafir etmişsiniz gibi hissetmemeniz imkansız!


Amerika kökenli firma olan Anthropologie' de böyle sıradışı motifler ve işlemeli tabaklar bulmanız mümkün. Yolunuz Kanada, İngiltere veya Amerika' ya düşerse muhakkak birkaç parça edinilesi koleksiyonlara sahip.





Takımlarını ve bardak/kadeh setlerini Instagram sayesinde tanıdığım Casa de Perrin de son derece şık koleksiyonlara sahip. Araştırmalarıma göre maalesef şu an Türkiye' de satışı yok ancak benzer setleri Narumi ve Prouna markalarında bulabilirsiniz.




O ise bir Macar kökenli bir dünya klasiği: Herend. Tarzı ve çizgileriyle imza niteliği taşıyan koleksiyonlarına sahip olmak ayrı bir keyif. Herend Porselen ürünlerine Nişantaşı ve Bağdat caddesi mağazalarından ulaşabilirsiniz. 


Hayvan ve böcek desenli takımlar da son yılların olmazsa olmazı. Hele renk ve desen kombinasyonuna bayıldığım yukarıdaki yusufçuklu takım başarılı tasarımcı Kate Spade imzası taşıyor.




Sizce de porselen alışverişi oldukça keyifli değil mi?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...