Dün 4 Mayıs Hollywood' un dünyaya en değerli hediyelerinden biri Audrey Hepburn' ün doğumgünüydü. Ben de bu ayki "Kütüphanemizden" köşesinde yazacağım kitabı değiştirdim ve Donald Spoto' nun yazdığı Zarafet isimli kitaba yer verdim.
Harika bir Audrey biyografisi. Ona ait görmek, bilmek isteyebileceğiniz her şey fotoğraflarla anlatılmış.
Her ne kadar bizim dönemimizde yaşamamış olsa da O' nun varlığı, zerafeti, dünya görüşü tüm nesillere ulaşabilecek değerde. Şimdinin (Twitter da sağolsun) ünlülerinde olduğu gibi sabah kalktığında yediğinden gece yatarken giydiğine kadar hayatının 7/24 içinde olmadığımız, bilmediğimiz için de belki gizemi bizi kendine çekiyor.
Yine de hayata bakış açısı, çektiği filmlerdeki disiplini, işine olan aşkı ve insanlara yaklaşımı açısından beni bir hayli etkiledi. Filmlerini izlediğinizde bile sanki o naifliği rolüne yansıyor. Ayrıca boğa burcu olduğunu da öğrendiğimde onu neden kendime bu kadar yakın bulduğumu daha iyi anladım :)
Böyle bir biyografiyi mutlaka herkes okumalı diyorum...
5 Mayıs 2014 Pazartesi
Kütüphanemizden #2 Zarafet - Audrey Hepburn' ün Hayatı
Etiketler:
audrey-hepburn
,
ayın-kitabı
,
donald-spoto
,
edebiyat
,
kitap
,
kitap-tavsiyesi
,
kültür-sanat
,
kütüphanemizden
,
zarafet
Gardroplarda Bahar Temizliği
Gardropların bir yıl boyunca iki sancılı süreci malumunuz. Biri kışa girerken biri yaza çıkarken. Siz de benim gibi kolay kolay eşyalarıyla bağlarını koparamayanlardansanız o düzenleme işi bitmek bilmez uzar gider ve işkenceye dönüşür. Ancak bu meşakkateli görev yapılmadığı sürece aklınızın bir köşesini hep meşgul eder ve evin bir bölümü hep dağınıkmış gibi hissedersiniz.
Gelin bu bahardan itibaren bunu biraz daha kolaylaştıralım. Bir parça programlı hareket ederek ne kadar rahat bitirdiğinizi görünce ferahlayacaksınız.
* İlk altın kural: Kışlıkları ayırmadan önce yıkama ütüleme faslını başka bir gün bitirin. Yoksa dolabın yarısı zaten muhtemelen çamaşır sepetine gideceği için bir de onlar temizlendiğinde yerleştirmekle uğraşmayın, 2 ayrı gün iş çıkmasın.
* Ayrıma sıra geldiğinde yazın giyilme ihtimali olmayan en kalın ve ağır parçaları kenara ayırarak başlayın. Serin olabilecek yaz akşamları için kalacak hırka ve merserizelerinizi organize ederken akıl karıştırmaz. Bunu yaparken çöp olacaklarla verilecekleri ayrı gruplarsanız yine zaman kaybı engellenmiş olur.
* Genelde herkesin bir dolap düzeni vardır, kabul. Ancak hep aynı düzen olmak zorunda değil. Mevcut alanınızdan maksimum kullanım alanı çıkaracak farklı düzenlemeler türetebilirsiniz.
* Düzen kaçınılmaz. Askıların farklı yönlerde ve kıyafetlerin düzensiz asılması kafa karışıklığı ve zaman kaybı yaratır. Hepsinin aynı doğrultuda olmasını sağlayın.
* Farklı tipte ve renkte askı da kullanmaktan kaçının. Bu da dağınık ve düzensiz bir görüntü verir dolabınıza.
* Yazlık kıyafetlerinizi pantolondan, elbise, şort, etek gibi gruplandırarak asarsanız işiniz kolaylaşır. Askılananlar katlılara göre daha çabuk kombin yapılabilir.
* Kokteyl, düğün, günlük farketmez. Küçük çantalarınızı kutulara dizerseniz daha az yer kaplarlar.
* Diğer bir altın kural: Yeriniz müsait olduğu sürece giyinme odasında tuttuğunuz ayakkabıları kutusuz koymayın dolaba. Mis gibi yumuşatıcılarla yıkayıp paklayıp kaldırdığınız kıyafetlerinizle ne olursa olsun zaman içinde ağır bir kokuya sahip olan ayakkabılar aynı yerde durmamalı, kutusuz kullanılacaksa ayrı bir dolap yapılabilir. En azından bendeki temizlik algısını bozan bir durum bu.
Gelin bu bahardan itibaren bunu biraz daha kolaylaştıralım. Bir parça programlı hareket ederek ne kadar rahat bitirdiğinizi görünce ferahlayacaksınız.
* İlk altın kural: Kışlıkları ayırmadan önce yıkama ütüleme faslını başka bir gün bitirin. Yoksa dolabın yarısı zaten muhtemelen çamaşır sepetine gideceği için bir de onlar temizlendiğinde yerleştirmekle uğraşmayın, 2 ayrı gün iş çıkmasın.
* Ayrıma sıra geldiğinde yazın giyilme ihtimali olmayan en kalın ve ağır parçaları kenara ayırarak başlayın. Serin olabilecek yaz akşamları için kalacak hırka ve merserizelerinizi organize ederken akıl karıştırmaz. Bunu yaparken çöp olacaklarla verilecekleri ayrı gruplarsanız yine zaman kaybı engellenmiş olur.
* Genelde herkesin bir dolap düzeni vardır, kabul. Ancak hep aynı düzen olmak zorunda değil. Mevcut alanınızdan maksimum kullanım alanı çıkaracak farklı düzenlemeler türetebilirsiniz.
* Düzen kaçınılmaz. Askıların farklı yönlerde ve kıyafetlerin düzensiz asılması kafa karışıklığı ve zaman kaybı yaratır. Hepsinin aynı doğrultuda olmasını sağlayın.
* Farklı tipte ve renkte askı da kullanmaktan kaçının. Bu da dağınık ve düzensiz bir görüntü verir dolabınıza.
* Yazlık kıyafetlerinizi pantolondan, elbise, şort, etek gibi gruplandırarak asarsanız işiniz kolaylaşır. Askılananlar katlılara göre daha çabuk kombin yapılabilir.
* Kokteyl, düğün, günlük farketmez. Küçük çantalarınızı kutulara dizerseniz daha az yer kaplarlar.
* Diğer bir altın kural: Yeriniz müsait olduğu sürece giyinme odasında tuttuğunuz ayakkabıları kutusuz koymayın dolaba. Mis gibi yumuşatıcılarla yıkayıp paklayıp kaldırdığınız kıyafetlerinizle ne olursa olsun zaman içinde ağır bir kokuya sahip olan ayakkabılar aynı yerde durmamalı, kutusuz kullanılacaksa ayrı bir dolap yapılabilir. En azından bendeki temizlik algısını bozan bir durum bu.
Bu sözün altına imzamı atabilirim ;) doğru söze ne denir
(Topuklarını, başını ve standartlarını yüksek tut)
* Şal, fular, şapka gibi aksesuarlarınızı muntazam dizili veya asılı bir halde birlikte bulundurun, acil anlarda kombinlemeniz rahat olsun.
* Her zaman giymediğiniz uzun, kabarık vs. hacimli abiye elbiselerinizi ve özellikle evde tuttuğunuz gelinliğinizi vakumlu poşetlere koyarsanız ciddi anlamda yer tasarruf etmiş olursunuz. Sık giyilmediklerinden dolayı da kışın ister istemez oluşan isten nasibini almazlar. Yine de kırışmalarından yana değilseniz dolabın uzak bir köşesini ayırmanızda fayda var.
Etiketler:
bahar-temizliği
,
dekorasyon-fikirleri
,
dolap-düzenleme
,
düzen
,
düzenleme
,
düzenleme-fikirleri
,
fikirler
,
gardrop-temizliği
,
giyinme-odasi
,
giysi-dolabı
2 Mayıs 2014 Cuma
Muhteşem Oteller - Thornbury Castle #3
Sizi bu ay bir başka sıradışı otele götürüyorum. İngiltere' de Güney Gloucestershire' da bulunan Thornbury Castle' a. Adında otel yok çünkü burası gerçek bir şato. 500 yıl kadar önce Vatikan Kilisesi' ne bile karşı duran aşıklar 8. Henry ve Anne Boleyn' in yatak odasında konaklamayı, 500 yıllık bağların ürün verdiği şaraplardan tatmayı, yüzyıllar arasında bir yolculuk yapmayı kim istemez ki.
Şatonun tamamında 16. yüzyıl başında inşa edilmiş olmasından dolayı Tudor dönemi izleri hakim. Tudor tarzı için ayrı bir yazı yakında blogta olacak.
Tipik bir şato olarak kraliyet armaları her yerde dikkat çekiyor.
Binanın gölgesindeki bahçelerde gezinerek birkaç yıl sonra dünyaya gelecek İngiltere' nin en önemli kraliçelerinden 1. Elizabeth öncesi tarihi okuyabilirsiniz.
Üstelik meraklıları için ( ki biri de ben oluyorum :) ) az önce booking.com ' da bir fiyat araştırması yaptım ve öyle fahiş bir ücret çıkarmadığını gördüm. Yukarıdaki linke tıklayıp inceleyebilirsiniz. Yaz sezonunda güneyde herhangi bir 5 yıldızlı otele ödeyeceğiniz kişi başı fiyat civarlarında hatta daha düşük fiyat ve verilen teklif oda fiyatı. Deniz, kum, güneş her daim var ama bir şato tecrübesi bambaşka olabilir.
Odaların dekorasyonunda bazı duvarlarda orijinalinden korunmuş olan taş görünümü de çok beğendim. Size nerede olduğunuzu kesinlikle unutturmuyor.
Sadece bu odanın heybetli yatağı ve tarihi kapısı için bile gidilebilir.
Ee şimdi orada olmak isteyenler?
Etiketler:
dekorasyon
,
dekorasyon-fikirleri
,
hotel
,
klasik
,
muhteşem-oteller
,
otel
,
otel-dekorasyonu
,
stil
,
tarihi
,
tarihi-bina
,
thornbury-castle
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)