desen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
desen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eylül 2015 Salı

Sonbahara Direnen Flamingo Trendi

Herkese enerjik, bol güzel haberli, bal gibi bir hafta diliyorum. Ya da bal, zencefil limonu hiç karıştırmayalım zira bir haftadan fazla süründüren gripten ancak başımı kaldırdığımdan bala doymuş durumdayım :) Ee nerede kalmıştık? Yazdan kalma bir haftasonu, tekrar ısınan hava ve kısalan günleri reddeden bir moddayız. O halde bugünün konusu bir diğer direnen olarak flamingolar olsun.


(mevsime uygun olarak etrafını kuru dal ve yapraklarla donatın)


Belki yükselen trend olarak ilkbaharda yazmış olmalıydım bu yazıyı doğa yeşerir, flamingolar pespembe tüyleriyle her köşe başında karşımıza çıkarken. Tam vakti geçti derken bu kez gerçek renklerine yakın somon-kiremit tonlarıyla kış ayları için de gözde olacağının sinyalini verdiler ve şimdi değinmenin tam sırası.



Meyveler, sebzeler, hayvanlardan kısacası doğanın her aşamasından ilham alan dekorasyon, dışarıdakini içeri misafir etme konusunda oldukça hevesli. Özellikle de böyle sıradışı, her gün görmediğimiz türler oldu mu ona olan ilgi daha da kabarıyor.   




Aksesuar olarak kullanabileceğiniz gibi mobilya ve duvarlarda çizim olarak yer verebilirsiniz.




Tarz sofralar yaratmanın yolu önce tarz aksesuarlardan geçiyor. Porselenlerde görmeye alışkın olmadığımız desenleri kullanmayı ben çok seviyorum. Sofralar şüphesiz şenleniyor.





Beğendiğiniz bir çizim flamingoyu duvarınıza asabilirsiniz. Bir türlü içinize sineni bulamadıysanız da bastırın deseni götürün çerçeveciye, olsun size en basitinden "kendin yap projesi".



Bahçelerinizdeki kuğulara ördeklere bir alternatif olması için flamingolar kullanılabilir.


Trend olduğu için tekstillerde de yoğunlukla karşımıza çıkıyor. Evdeki küçük değişikliklerden vazgeçemiyor ama pratiğini arıyorsanız yastıklar en rahatı. 



Standart parti fikirlerinden sıkıldıysanız işte size yepyeni bir tema. 


İncecik bacakları, pamuk şeker rengiyle bu zarif ve güzel yaratığa evlerinizde yer açın, kıyısından köşesinden yakalayın. Daha bir süre onlarlayız ;)

10 Mart 2014 Pazartesi

Marküteri Zerafeti

Marküteri de ne acaba? Çoğunuzun belki de ilk kez duyduğu bu terime ilk olarak antika konulu yazımda değinmiştim. 


1450 yılında İtalya' da marküteri atölyelerinin yaygınlaşmasıyla bu ahşap kakma sanatı dikkat çekmeye başladı. Aslında bir saray sanatı olarak bilinen marküteri zaman içinde Anadolu, İran ve Arabistan' a da yayıldı. Tabii Osmanlı da bu sanatı yoğun olarak kullanan ülkelerden biri olmuş. Hatta Fatih Sultan Mehmet' in bizzat yaptığı marküteri eserler bile mevcut.


Parke süslemeleriyle sınırlı kalmayarak pek çok mobilyada da uygulanmıştır.


20. yüzyılda pratik hayatın getirdikleri, marküteriyi hayatımızdan biraz uzaklaştırmıştır. Ancak ben onun bir klasik olduğunu düşünenlerdenim. Neden derseniz... Kapı, yer döşemesi, sehpa, konsol, masa, duvar ve tavan gibi ahşap kullanılan çoğu yere uygulanabilen bu sanatla mekanlara bambaşka bir hava katabilirsiniz. Mesela, aşağıda yer alan parkeye uygulanan marküteri tarzını her daim çok beğenmişimdir. 





Marküteri kapı da çok hoş bir detay.




Yataklı trenlerde bir dönem marküteri kullanımı oldukça yaygındı.


Bu trend kadınların olmazsa olmazı makyaj ve takı kutularında da sıkça kullanılmış.


Her şeyin bir alternatifi olduğu gibi bunun da var. Marküteri kullanmak isteyip evinizde çok modern bir dekorasyon hakimse de gözünüz korkmasın. Dokuları bozmadan harmanlayabilmek elinizde. Yukarıdaki konsol gibi daha modern çizgiler tercih edilirse evinize kolaylıkla uyum sağlayabilir.

Minimalist bir yatak odası bile sadece marküteri parke kaplamasıyla bir şahesere dönüşebilir ki odaya başka bir aksesuar bile eklemenize gerek kalmaz.

Ve bu da Londra' dan son derece çağdaş bir marküteri uygulaması. 

Günümüzde Fransa' da dekorasyonda hala sıkça marküteri kullanılsa da ülkemizde bunun bir kursu/okulu olmadığından uygulayıcı çok az sayıda usta kalmıştır. Bu tarz el sanatlarının yitip gitmesine engel olmak gerekir. Kurslar açılarak yeni nesil heveslendirilebilir. "Fazla antika" gözüyle bakılmadan modern uygulamalarıyla zenginleştirilerek değerli ve çok çok emek isteyen bu sanat yarınlara aktarılabilir.

Sizin yorumlarınızı merak ediyorum marküteri hakkında? Sevdiniz mi, klasik marküteri mi modern mi?

10 Ocak 2014 Cuma

Maksimalist Etkiler

Maksimalizm adının da çağrıştırdığı üzere minimalizme tepki olarak doğmuştur. Minimalizmde ne kadar yalın tasarımlar ve sadelik ön plandaysa, maksimalizmde de bir o kadar hacimli mobilyalar ve kalabalık dekorasyon unsurları yer alır. 


1-2 nesil üstümüzün bu akıma "çarşamba pazarı", "çullu türbe", "çıfıt çarşısı" gibi yakıştırmalar yapması muhtemeldir :) Çünkü belli bir düzen ve nizama alışmış o 2 değerli nesil için bu kadar fazla rengin ve desenin bir arada bulunması imkansız! Ama maksimalizme göre değil.


Aslında bu kadar detayın bir arada kullanılmasında biraz empresyonizme yani dışavurumculuğa da gönderme var. İnsanın içinde varolan kendinde hissettiği her türlü duygunun özgür bırakılmasında işin anahtarı. Vişne çürüğünün yanına mavi mi? Onun da yanına kırmızı monokrom desenler? Onun da yanına iri kalın çizgiler? Tüm bunları bir potada topladığınız zaman işte size maksimalizmin en can alıcı noktaları. 


Yalnız bu akımı evinizde uygulamak istiyorsanız bazı detaylara dikkat etmelisiniz ki ortaya çıkan sonuç gerçekten de "çıfıt çarşısı" olmasın. Öncelikle yaptığınız seçimlerde ürünün kalitesi kusursuza yakın olmalı. Seçtiğiniz duvar kağıdı ne en ufak bir pot yapmalı duvarda, ne de seçtiğiniz kumaş alelade bir şekilde tutturulmuş olsun koltuğunuzun iskeletine. Bunlar fazla detay olsa da öncelikle kalite algısını yükselten ipuçları. Renkte sınırımız yok denebilir, tek şart kombinleyip yakıştırabilmek.


Benden ufak bir tavsiye, bu akımı ne kadar sevseniz de sadece yatak odasında uygulamamanız. Fazla kalabalık olduğu kabulümüz ve insan ruhu ister istemez uykuya daldığı yerde ne kadar dingin ve az unsurla temasta olursa o kadar daha iyi dinleniyor bu bilinen bir gerçek. İlla "yok ben uygulayacağım" diyorsanız da en azından tek renkten yola çıkarak odada kullandığınız desen sayısını arttırabilirsiniz. Yukarıdaki örnek işte tam da bunun için; çizgilerin yanına aynı renk kaz ayakları, yine aynı renk ama efektsiz bir duvar. Belki çok minik aksesuarlarda 2. renk.


Mobilyaların tarzı ister istemez biraz romantikleşiyor, ultra modern parçalarla tamamen maksimalist bir etki yaratmak pek mümkün değil. Hatta bu örnekteki Beyaz Saray' ı andıran büfe biraz regency akımına da göz kırpmıyor değil. (regency akımı çok yakında blogta)


Bu arada maksimalizmin eklektikle karıştırılmaması gerekir. Unutmayın ki eklektik tarzda etnik öğeler ve koloni dönemi esintileri yer alırken, maksimalizmde ise daha snob, daha lükse yakın bir duruş var.



Hala İskoçya tartanlarında mı kaldı aklım nedir? :)


En iyi maksimalist uygulama için bir de çok araştırmak örnek görmek gerek. Başarılı uygulamaları gördükçe neyi yapıp neyi yapmamanız gerektiği zaten yavaş yavaş içgüdüsel olarak bile oturuyor aklınızda. Bu yüzden mümkün olduğunca örnek paylaşmaya çalıştım.



Bu akımdan hoşlananlar parmak kaldırsın şimdi bakalım :) peki ya favoriniz?

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Seviyoruz Seni Damask

Motifin kıvrımına, rengine, yoğunluğuna göre her akıma uyum sağlayabiliyor damask. Bazen maksimum alaturka, bazen Osmanlı sarayından bir parça, bazen Marie Antoinette' in odasından bir köşe. "Damask" isim kökeni Arapça olmasından dolayı sanırım hep biraz daha oryantal vurgular yapıyor, ama hep şık.  


Doğru mobilya ve yardımcı aksesuarlarla kombinlendiği sürece hoş bir ortam yaratamamanız imkansız! Vizon rengi duvar kağıdına pudra/bej tonlarında perde ve desenin renginde koltuklar ekleyince son derece zarif bir oda oluşmuş.

Banyonuz ister büyük olsun ister küçük, en azından bir duvarı kağıtla kaplamak (hele ki bu damask desen ise) banyoyu sadece "ziyaret amaçlı" bir mekan olmaktan çıkarıp :) estetiği olan bir mekana dönüştürecektir.


Perdede ya da döşemelik kumaşlardaki damaskı odanız için fazla iri ve karmaşık buluyorsanız bu mumluklar gibi ufak dekoratif detaylarda damasklı olanları tercih ederek şıklığınızı bütüne yansıtabilirsiniz.

Kraliyet nevresimlerinde uyur gibi bir his

Avangard bir yatak odasının olmazsa olmazıdır damask



Geniş alanlardan ziyade objelerde damask kullanmaktan yanaysanız işte size birkaç öneri.

Söz kutusu, mücevher kutusu, hediye koyabileceğiniz bir kutu.. Hangi amaca hizmet ederse etsin son derece zarif.
Fransız tarzının ağır bir yorumlaması. Şöminenin kolon detaylarına ve tavan işlemelerine ayrıca dikkatinizi çekerim. Damask desen çok iri bir modelinden kullanılmış olsa da oda bir hayli büyük olduğundan kötü durmuyor, salonun tamamıyla bütünlük sağlıyor.


Ruhum klasik ne yapalım!? Bu banyoya bayıldım mesela. Havlunun zerafetini mi yazayım, aynanınkini mi, duvarkağıdının şıklığını mı, bordür ve duvarın alt uygulamasını mı yoksa Velazquez' in Las Meninas' ındaki kızı andıran hoş tablonun dekorasyona uyumunu mu? Alsınlar bu banyoyu aynen benimkine uygulasınlar, o kadar yani :) Bir dipnot da ekleyeyim. Duvarın alt detaylarını genelde salon ve yatak odalarında uygulamaya meğilliyiz ama standardın dışına çıkıp bazen farklılık yaratmak lazım. Banyoda da çok kibar durmuş.


Huzur tonları. Mavinin her tonu, kadifenin yumuşaklığı, çizginin yalınlığı ve damaskın yaptığı son dokunuş! Enfes.
Siz yeter ki kullanmak isteyin, algılarınız açık olsun, her yerde bulabilirsiniz bu güzel not kağıtlarından.


Veee tabii artık zaten bildiğiniz üzere 1 eylüldeki çekilişte vereceğim fincan takımı da damasklı! ;) ( çekiliş detayları burada ) Son günler, kaçırmayın.

Yukarıdaki damask desenli dekorasyon örneklerinden siz hangisini/hangilerini daha çok beğendiniz? 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...