Hamileliğin zorlu etapları (mide bulantısı varken mutfağa girememek, yokken ağırlıktan ve yorgunluktan girememek) ve bebiş sonrası koşturmacalar derken yukarıda bahsettiğim etapları tamamlayabildiğim sofralar pek de olamadı maalesef neredeyse son 1,5 yılda. İşte geçen hafta bunu kırabildiğim bir akşam oldu nihayet.
Akşam çayına gelecek misafirlerim için önce menümü belirledim...
Tepe çekimine bayıldığım bu güzellik Türkmax Gurme' de keyifle takip ettiğim Selin Kutucular' ın ıspanaklı somonlu rulo tarifi. Yemeğe pek girmem yazılarımda ama sunumla ilgili yakaladığım kareleri de paylaşmadan geçmem ;)
Biraz vintage kristalleri hatırlatan servis kadehlerim Madame Coco' dan... Tiramisuyu dağınık şekilde bölüp tabaklara servis etmektense tek kişilik porsiyonlarda hazırladım.
Ve tabii ki menüden sonra sunuma geldi sıra. Mevsiminde kullanılan renkler çiçekler her zaman cezbetmiştir beni ve çiçek tanzimimi de malumunuz hep kendim yaparım. Tabii ki şimdi gül zamanı değil ama onu da bordo seçerek sonbaharın ritmini yakalamaya çalıştım.
Koyu yeşillikler ve okaliptüs yaprakları fonumu oluştururken de araya bir tane ayçiçeği ekleyiverdim. (Bu arada ayçiçekli dekorasyon tüyolarından bahsettiğim yazımı okumadıysanız buraya tıklayabilirsiniz.) Kitap formundaki damasklı vazolarım önceki sezon English Home' dan, nedense ancak kullanmaya fırsatım oldu.
Tekstillerde bu kez komple örtü yerine orta dantelli Decoridea runnerlarımı tercih ettim. Gümüş çatal bıçak servisleri ise her zaman kurduğunuz sofraya +2 puan getirir benim gözümde.
Çay sofrası olsun kahvaltı sofrası olsun ya da sıradan bir öğle yemeği; dokunduğunuzu güzelleştirmek, ufacık detaylarla fark yaratmak elinizde... Sofra aşkına; afiyet olsun ;)
1 yorum :
çok güzel bir sunum olmuş, bloğunuzu takipdeyim bu arada bende sizi beklerim, sevgiler :)
Yorum Gönder