fransız tarzı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fransız tarzı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mart 2015 Pazartesi

Muhteşem Oteller #12 - Hotel du Petit Moulin

Herkese merhaba,

Bu ay balon otellerden sonra tekrar Fransa' dayız ancak bu kez Paris' te modanın kalbinde, moda dokunuşuyla dekore edilmiş bir otelde. Hotel du Petit Moulin. 



Christian Lacroix' in "uyumsuzluğun uyumu" felsefesinden yola çıkarak dekore ettiği otelde lobisinden odalarına kadar modacının sıradışı tarzı hakim. Bolca rengin yine bolca desen ve dokuyla birleştiğini görebilirsiniz.



Özellikle odalardaki sanat eseri kıvamındaki duvar resimleri ayrı ayrı temaları vurguluyor. "Klasik ve modern iç içe" demek aslında çok doğru değil bu otelin tarzı için. Çokça post-modern mobilyaların ve objelerin kullanıldığı alanlarda bir anda antika bir berjer veya ağır bir damask desenden duvar kağıdı görmeniz mümkün. 



Bu odada kalacak olana kolaylıklar diliyorum :) Her zaman beğendiğimi paylaşacak değilim ya işte bu da beğenmediğime harika bir örnek! Bu odada değil dinlenmek, ertesi güne üstünüzden kamyon geçmiş kadar bitkin başlamanız olası. Zebra deseni mi sayayım, halıdaki dikkat çekici iri motifleri mi, apayrı duvar resmini mi yoksa başka telden çalan dekor perdeyi mi? Yürek ister bu odada konaklamak kanımca.



Yine de bir stili olduğunu kabul etmek gerek. Gökyüzüne ve galaksiye ait her şeyi çok seven benim gibiler içinse böyle bir resmin altında uyumak hayaller alemine dalmak demek olur.


Birbirinden bağımsız pleksiglass ve tasarım plastik sandalyelere sıkça rastlıyoruz. Zaten bu modeller trend olduğundan beri "plastik sandalye" kavramının tekrardan yıldızı parladı.





Vintage karolara komple bir duvar boyunca yer verilmiş, tek desenden ziyade birkaç farklı model kullanılarak hareket katılmış.


Özellikle moda haftalarında Paris' e gidenlerin günün moduna tam anlamıyla girebilmeleri için böyle bir otelde kalmalarını tavsiye ederim ;)

19 Ocak 2015 Pazartesi

Rokoko Tadında

Merhabalar,

Enerji dolu bir haftaya başlıyorum kendi adıma. Geçen haftadan birikenler, bu hafta yepyeni yapılacaklar, Decoridea işleri, yazıları, kişisel programım, hafta sonuna doğru aramıza katılacak olan "isimannesi" olduğum Arhan bebeğin heyecanı, davetler, yemekler, kızımın hastane odası süslemesi için son rötuşlarım ve mobilyasının gelecek olması... Böyle alt alta yazınca da epey kabardı liste. Kendi adıma hepsi ayrı heyecan içeriyor ve enerji depoluyor bana, size de tüm işlerinizin yolunda gideceği harika bir hafta diliyorum...



Neler var neler yoktu diye şöyle bir göz atınca epeydir dekorasyon akımı yazısı yazmadığımı fark ettim. Günümüzdeki güncelliğini de düşününce rokokoda karar kıldım. Malumunuz son birkaç yıldır oymalar, gösterişli mobilyalar tekrardan hayatımıza girdi. 90' ları bitirirken heybetinden yorulduğumuz, annelerimizin de bıkıp büyük bir zevkle çöpe attığı mobilyaların bu kadar çabuk tekrardan trend olacağını kimse pek tahmin etmezdi.   


Adı üstünde işte: trend! Allanıp pullanıp yine bayıla bayıla kullanacağımız formlarda giriveriyor hayatımıza. Peki işin orijinaline dönersek nedir tam anlamıyla rokoko? 18. yüzyılda Fransa' da ortaya çıkmıştır. Hatta rokoko sadece dekorasyon ve mimaride karşımıza çıktığı için çoğu zaman barok dönemin içinde de değerlendirilir.  


Ancak bu çok da doğru bir yaklaşım sayılmaz çünkü rokoko, barok tarza göre daha sadeleşmiş, kibarlaşmış ve zarifleşmiştir. Baroğun dini motiflerinden sıyrılmış, geometrik ve kıvrımlı şekillerle daha doğaya dönmüş yüzüdür. 



Marie Antoinette dönemini de içine alan bu akım onunla neredeyse özdeşleşmiş de diyebiliriz. Fransız İhtilali öncesi neredeyse son gösterisini yapar gibi...


Akvaryumun bile tarihten kopup geleni makbul :D Rokokoya ölüp bitenler için kesinlikle uygulanabilecek bir örnek.





Düğün sektörü dekorasyonda artık dur durak bilmeyen yerlere uzandığından rokokoya gönderme yapan süslemeleri de sıkça görüyoruz.


Hele bu varaklı aynalar bir dönem evlerin en önemli objesi telefonlara tumturaklı birer dekor oluşturmuşlardır. Sizin de aileden kalma böyle bir aynanız varsa alıp kenara koymaya bakın, çarpıcı renklere boyayıp modern lüksü rokokoyla yansıtabilirsiniz böylece. 


Tam anlamıyla uygulamadan sadece küçük dokunuşlarla evinizde rokoko rüzgarı estirebilirsiniz. Çerçeve aynaları banyodan, antreye evin her alanında kullanabilirsiniz.



Süslemeler her zamanki gibi ön planda. Sadeleşen bu güzellikte zarafet timsali inciler de başrolde.


Biraz daha modernize yorumlanmış rokoko detaylı bir yemek salonu. 


Marie Antoinette temalı bir çay partisi vermek isterseniz çokça rokoko öğelerine yer verebilir, annenizin, babaannelerinizin çay setlerini ödünç alabilirsiniz. Marie Antoinette demişken bu tarzda enfes bir şekilde dekore edilmiş bir cafe vardı Dubai' de. "Dubai Dekorasyon Turu" yazımda görebilirsiniz. Gerçi ne isim, ne yüzyıl, ne akım tutsa da içeriği bu kraliçe olup adı Shakespeare olan bu cafeyi ben yine de çok sevmiştim. 

Ne dersiniz? Sizin nasıl aranız rokoko detaylarıyla?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...