8 Ocak 2015 Perşembe

Muhteşem Oteller #10 - Ice Hotel

Bu kadar kar muhabbetinin içindeyken çorbaya bir tutam tuz da ben eklemesem olmazdı elbette. Epeydir bu denli soğuklar görmemiş olan İstanbul karla, buzla, donla mücadele ederken sizi biraz daha donduracak bir yere götürüyorum bu ay. İstikamet bir parça kuzey: İsveç Jukkasjarvi Ice Hotel.



Sizi buzdan bir krallığın orta yerine bırakıyorum. Kendinizi buzlar kraliçesi gibi hissedesiniz diye... Kurallar sizin, keyif sizin, bu sıradışı deneyim için hadi takılın peşime.




Bu yıl 25. yılı Ice Hotel' in veya şöyle mi demeliyim: 25. kuruluş yılı değil, 25. kez kuruluşu. Restaurantından resepsiyonuna, yatağından bardaklarına kadar burada görüp kullanabileceğiniz her şey buzdan yapılma. 




Her yıl nisan-mayıs aylarında çözülüp eriyen ve suları Torne nehrine karışan bu otel, yine her yıl kasım-aralık aylarında ilkbaharda Torne nehrinden stoklanan kar ve buz kütleleriyle baştan inşa ediliyor. Sürekli değişen çoğu sanatçı ve heykeltıraştan oluşan 100 kişilik bir ekiple sürprizler dolu yeni bir otel, 25. kez. Bu da yapım aşamasına ait ufak bir video



Aslına bakarsanız tam bir designer oteli Ice Hotel. Tasarım ve sanat konuşmuyor adeta şiir gibi dökülüyor karşınızda.


Bu da hayatınızda görüp görebileceğiniz en etkileyici otel lobisini, yatak odasını ve hatta kilisesini seriyor önünüze. Evet kilise. Bu otelde kilise de es geçilmiyor hem de yine en buzlusundan. Kilise niye mi var? Burada her yıl hatırı sayılır çift nikah kıyıyor.




"Mümkün değillll! Donarım ben" diyenleriniz olacaktır. Aslında otelin iç ısısı +4'C. Donmuyorsunuz ama tabii ki üşümek kaçınılmaz! Gece hayvan postlarına sarılıp buzdan bir yatakta uyumak ise bu dünyada yaşanabilecek en sıradışı deneyimlerden biri. Böyle bir soğukta kesinlikle uyuyamayacaklar için sıcak oda seçeneği de mevcut ama böyle bir otele gidip de standart bir otel odasında kalmak pek de akla yatkın değil.





Burada sıkılmaya da fırsat yok. Sevimli geyiklerin veya güzeller güzeli huskylerin çektiği kızaklarda doğanın tadını çıkarabilir veya dünyanın yine sayısız lütuflarından biri kuzey ışıkları olan aurora borealisin yansımalarına tanıklık edebilirsiniz.




Özel tulumlarla yapılan kutuplarda yüzme aktivitesini çok çok merak etsem dibi bu kadar kara sularda yüzmek benim için biraz fazla maceraperest bir hareket olur. Her an altınızdan sevimli bir fokun dürtmeyeceğini ya da devasa bir kutup ayısının sizi omuzlarına almayacağını bence hiçbir rehber garanti edemez :)


Bu yılki rotamda olmasa da Ice Hotel' de en azından bir gece konaklamak (fazlası benim gibi üşümeye yatkın bir bünye için zararlı olabilir) hayat planlarım arasında kesinlikle var. Ne dersiniz, bu kadar iddialı bir mekanda bulunmaya siz cesaret edebilir misiniz?

7 Ocak 2015 Çarşamba

Porselen Seçimi

Çeyiz alışverişimizle başlar porselen heyecanımız. O ilk zamanlar onlarca model arasından birkaç takım seçmek ne kadar zor gelir. Günlük takım nasıl olmalı, misafirlik takım ne derece şıklıkta olmalı, kahvaltı seti çiçek böcekli mi olsa yoksa geometrik desenli mi gibi sorular döner dolaşır aklımızda.



Neye göre karar vermek gerektiği hazırda bekleyen çeyiziniz masa örtüsü takımlarınız varsa önem kazanıyor. Çünkü bunları sofraya bir bütünlük içerisinde yerleştirdiğinizde renk ve desen cümbüşü gözünüzü yormuyor olmalı. Elbette çok desenli masa örtüsü kullanabilirsiniz ancak onun eşlikçisi mutluka yalın hatlı bir yemek takımı olmalı. 


Eğer sırasıyla gidip önce porselen takımlarınıza karar verecekseniz işte o zaman tam anlamıyla hareket özgürlüğüne sahipsiniz. Önce takımları alıp sonrasında çatal bıçak servis takımlarına ve masa örtülerine geçebilirsiniz.


Gündelik takımınızda ne kadar sportif karar verirseniz verin misafirlik takımın biraz daha ağır olması gerektiğine inanıyorum. Ağırdan kastım elbette antika desenli sarı varaklılar değil illa ki. Onun da hayranları epeyce olmakla beraber herkesin tercih edebileceği bir seçenek değil, stil itibariyle.  



Ancak burada en önemli nokta misafirlik takımınızı kare setlerden seçmemeniz. Çünkü bu takımlar son yılların trendi ve her an demode olabilecek, sıkılabileceğiniz türden. İlle kare seçiminiz olacaksa günlük takımda tercih edebilirsiniz. Bir seçenek de yine misafirlik takıma kombinleyeceğiniz kare suplalar ile "kare ihtiyacınızı" dizginleyebilirsiniz :) (benim uyguladığım şu örnekte olduğu gibi)


Son yılların bir trendi de klasik takımların tabaklarından rengarenk bir seçki yaparak sofralarda gökkuşakları yaratmak. Yine sade tutacağınız bir örtü ile bu kombinleri başarılı bir şekilde uygulayabilirsiniz. 


Çay saatlerini şenlendirecek 18. yüzyıldan kopup gelen bu ladylerin de ben hastasıyım :) Masalarınızda tam anlamıyla Marie Antoinette' i misafir etmişsiniz gibi hissetmemeniz imkansız!


Amerika kökenli firma olan Anthropologie' de böyle sıradışı motifler ve işlemeli tabaklar bulmanız mümkün. Yolunuz Kanada, İngiltere veya Amerika' ya düşerse muhakkak birkaç parça edinilesi koleksiyonlara sahip.





Takımlarını ve bardak/kadeh setlerini Instagram sayesinde tanıdığım Casa de Perrin de son derece şık koleksiyonlara sahip. Araştırmalarıma göre maalesef şu an Türkiye' de satışı yok ancak benzer setleri Narumi ve Prouna markalarında bulabilirsiniz.




O ise bir Macar kökenli bir dünya klasiği: Herend. Tarzı ve çizgileriyle imza niteliği taşıyan koleksiyonlarına sahip olmak ayrı bir keyif. Herend Porselen ürünlerine Nişantaşı ve Bağdat caddesi mağazalarından ulaşabilirsiniz. 


Hayvan ve böcek desenli takımlar da son yılların olmazsa olmazı. Hele renk ve desen kombinasyonuna bayıldığım yukarıdaki yusufçuklu takım başarılı tasarımcı Kate Spade imzası taşıyor.




Sizce de porselen alışverişi oldukça keyifli değil mi?

5 Ocak 2015 Pazartesi

Ah O Siyah Beyaz Karolar

Bu kadar mola yeter, yeni yılın ilk yazısı ile yeni haftada karşınızdayım. Yeni yıl hepimize bol şans ve güzellikler getirsin. Bugünkü yazım için bayıldığım bir konuyu mercek altına aldım. Siyah beyaz karolar!



Seneler önce Brad Pitt' in Meet Joe Black diye bir filmi vardı, rahat 7-8 kez izlemişimdir. Filmde kullanılan evlerin tüm dekorasyonu ayrı gösterişlidir. Orada vurulduğum bir detay vardı ki işte hol ve koridorlarda kullanılan bu siyah beyaz karolar. Aşağıdaki görsel de filmden alınma.  



Genelde hol veya girişlerdeki geniş alanlarda tercih edilse de banyo mutfak gibi kullanım alanları da mekana şıklık katıyor.


Kim ne derse desin siyah beyaz asaleti diye bir gerçek var ve içine girdiği alanlara uçsuz bucaksız bir gösteriş sunar.


Aynı etkiyi seramik veya mermerle yakalayabilirsiniz, tercih sizin. Ancak ben her zaman şıkır şıkır parlayan mermerden yanayım.



Bir seçenek de veranda, teras veya kış bahçelerinin zemininin kaplanması olabilir. Bu alanlarda alışılmış olan karoların dışına çıkmak kesinlikle oraya adım attığınız an sizde güzel duygular uyandıracaktır. Sıradışı olmak çoğu zaman iyidir ;)



Courtly check dediğimiz bu deseni en güzel kullanan marka şüphesiz Mackenzie-Childs. Dekorasyonunuzu Mackenzie ürünleriyle de pekiştirmek isterseniz artık bu dünya tatlısı marka Beymen' lerde satılıyor, hatta geçtiğimiz ay itibariyle mobilyalarının da gelmeye başladığını müjdeleyebilirim.


Salon gibi bir alana uygulama düşüncesindeyseniz tarzınızı biraz ekletiğe çevirebilirsiniz. 


Bir ipucu: Mermerleri hafif damarlı seçerseniz böyle 2 iddialı rengin geometrik kullanımının yaratabileceği göz yorgunluğunu da kırmış olursunuz.


Büyük ve eşit boylu karoların mekanınıza fazla geleceğini düşünüyorsanız renklerden birinin ebatını küçültmek de bir çözüm olabilir. Daha az vurguyla siz yine istemiş olduğunuz siyah-beyaz kontrastına sahip olabilirsiniz.





Baker Sokak 221B. Hatırlamayan var mı? :) Sherlock Holmes müzesinin girişinde de küçük ebatlı versiyon tercih edilmiş, beyaz dış cepheye siyah kapı uyumuyla birbirini harika tamamlamış.


Karoları bu şekilde damalı olarak kullanmayı tercih etmezseniz de siyah beyaz birlikteliği için birkaç farklı önerim olabilir.








Şimdi bu kadar güzel örneklerle bu karolara aşık olmamak mümkün mü sizce? İyi haftalar herkese :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...