10 Nisan 2015 Cuma

Derin'in Hastane Odası Süslemesi / Mevlüdü

Kızımız Derin' in dekorasyona dair dokunduğu her detayını sizlerle her daim paylaşıyor olacağım. Biliyorum odası merakla bekleniyor ancak onun öncesinde fotoğraflara dökülen başka bir detayı paylaşacağım sizlerle: Hastane odası süslememiz. Daha doğrusu süsleyemememiz. :) Neden mi?



Bizim kızımız 19 şubat günü sabaha karşı bu yılın en yoğun karının yağdığı günde alelacele geleceğim deyince bizim tüm planlar alt üst oldu. Doğumdan 1 ay önce tüm hazırlıklarımızı bitirmiş bir şekilde kolileri arabalara dağıtmıştık. Her şey hazırdı yani. Ancak o gece ambulans bile siteye giremeyince bizim araçları ve kolileri çıkarmamız hayal oldu. Zaten de normal doğum yapıp hastanede 1 gece kalınca tüm süsleri mevlüdümüzde kullanmaya karar verdim.

Konseptimiz periydi. İlk fotoğrafta gördüğünüz de kapı süsümüz olarak düşünülmüştü. Biz onu mevlütte beşiğin başını süslemek için kullandık. 



Periler genellikle ormanda yer aldığından arka planımız da orman oldu haliyle. Bereketi temsil eden bol yeşilli, kelebekli, pembe mor çiçekli cıvıl cıvıl bir bir ortam yarattık. Orman arka planını masada çimle devam ettirip örtüde doğal tonlarda bir ketenle tamamladık. 



Misafirlere hediyelik olarak yine CNC kesimli ahşap kelebek ve spiral desenle süslenmiş oda kokuları dağıttık. 



Peri sihirli değneğiyle balkabağını şahane bir arabaya dönüştürmüyor mu? E onu da masamıza koymasak olmazdı. Şeker ikramlarını koyabilmeleri için bu kutuları tercih ettik. Lohusa şerbeti için pratik kadehlerden hazırladık.




Şerbete tat vermek için kullandığımız çam fıstıkları cam balkabağı arabasına koyduk. Benim için masanın en cici detaylarındandı. 


Temamızla uyumlu kelebekli rengarenk cupcakelerimiz yine her organizasyonumun vazgeçilmezi Circus Bakery tarafından hazırlandı. Hamilelik günlerimi hatırlamak ve kızımın ilk görüntülerini paylaşmak adına üçlü bir çerçeveye de yer verdik.



Misafirlerin Derin' e güzel dileklerini yazdıkları defterimizi ise masa örtüsünün keten kumaşıyla kapladım. 



Bu arada beşikte kullandığım takı yastığını da sonrasında karyolasındaki yatak örtüsüyle kombinledim. Onların da detayları yakında blogta olacak. 

İşte doğdu, yemek, tuvalet, uyku döngüsü derken mevlüt organizasyonumuzu da böylece atlattık. Siz de böyle özel günleriniz için benzer kurulumlar talep ederseniz benimle 0542 637 4998' den iletişime geçmeniz yeterli. 

26 Mart 2015 Perşembe

Çay Saatine Davetlisiniz

Güneş, güneş, güneş! İstediğiniz kadar canınız sıkkın olsun, biraz güneş gördü mü gözler hemen ruhu aydınlanıyor insanın. Son günlerdeki bu şahane havayla bu aralar güzel bir manzaraya karşı enfes tatlarla yapmak istediğim tek şeyi yazmak geldi içimden. Neyse bahar geliyor, zamanımız bol ;)



Öncelikle çay davetinizi hangi konseptte hazırlayacağınıza karar verin. İngilizlerin 5 çayı gibi katlı servislerde sunulan, gümüş takımların hakimiyeti mi gönlünüzden geçen, yoksa piknik havasında naif sunumlar mı?


Marie Antoinette sofrasına ne dersiniz?


Sofraların her zaman bir hikayesi olması gerektiğine inanırım. En basitinden de olsa bir mesaj vermeli, konukları neşelendirmeli, şaşırtmalı. Çok sıkı hazırlıklara da gerek yok öyle. Bazen ufacık dokunuşlar bile ne kadar şaşırtır karşımızdakini.


Bazen de en akla gelmeyeni yapmak için çabalamak gerekir. Aklımda bir tema var örneğin, şu ana kadar yapanı görmedim, yemekli misafir ağırlamaya geri döndüğüm ilk davetimde uygulayacağım :) tabii ki haberiniz olur...








Modern ve minimalist sofraları da son yıllarda oldukça beğeniyorum. Sadeliğin getirdiği zenginlik ve sunulanı ön plana çıkarış biçimi muazzam. Özellikle de tatlılarda insanın gözlerini yuvalarından uğratır cinsten.


Hep ben tüyo vermeyeyim, bu kez sizden isteyeyim değişiklik olsun :) Şu madeleine kek kalıbını Türkiye' de bulabilen varsa nolur bana yazıversin adresini, tarif var, yapamıyorum.







Ve tabii bir de günlük şıklık var es geçilemeyen. "Az çoktur" bazen ne kadar güzel anlatır o bolluğu. Çay kutusu, bisküvi kutusu, şekerlik, peçetelik ve tepsi. İşte aslında tüm lazım olanlar en naif şekliyle bir arada.



Siz çay davetlerinizde nasıl donatıyorsunuz sofralarınızı?


Bu da benim hiçbir yaşımda geçmeyen evcilik ruhuma gönderme. Bir gün kızlarla toplaşıp böyle giyinir çay saatinde dedikodu yapar mıyız acaba?

24 Mart 2015 Salı

LINE ve Pepsi sevdiklerinle yaya yaya konuş diye var!

Telefon, sevdiklerimizle konuşmak için mükemmel bir araç. Artık hayatımızın çok büyük bir kısmını akıllı telefonlar kaplıyor ve herkesle görüntülü, görüntüsüz konuşabiliyoruz. 

Sevdiklerimizle konuşurken kullandığımız bir çok akıllı telefon uygulaması var ve hepimiz bunları kullanıyoruz. Sadece mesajlaşmıyoruz, aynı zamanda konuşabiliyor, hatta birbirimizi anında görebiliyoruz. Bu uygulamaları kullanabilmek için iki tarafın da bu uygulamaya sahip olması gerekiyor. Ama bu kadar çok uygulama varken herkesin aynı uygulamayı kullanmasını beklemek biraz hayal oluyor. 

Bu sorunları çözmek için LINE, bir uygulama geliştirdi. Artık LINE’da Premium Call özelliğiyle, LINE’a sahip olmayan insanları arayabiliyoruz. Sadece yurt içini değil, yurt dışını da çok uygun fiyatlara arayabiliyoruz.

LINE uygulamasına sahipsen, ekstradan bir şey yapmana gerek yok.

LINE indirmek için: http://me2.do/F1mG6dym

LINE ve Pepsi Kampanyası

Siz sevdiklerinizle yaya yaya konuşun diye LINE ve Pepsi birlikte bir kampanya başlattı. Hali hazırda LINE’dan LINE’a ücretsiz konuşabiliyorken, Pepsi kapaklarından çıkan şifreyle LINE'dan yurt ici, yurt disi, sabit veya cep telefonu istedigin numarayi ucretsiz arayabilmeni saglayacak 100 Premium Call kredisi kazaniyorsun.

Şifre Nerede?

Kutu Pepsi’lerin açma halkalarının arkasında veya Pepsi pet şişe altın ve gümüş renk kapaklarının altında şifreye ulaşman mümkün.

Şifre nereden aktif ediliyor?

Peki bu Pepsi şifresini LINE’da nasıl kullanırım diye mi düşünüyorsun? Hemen açıklayalım. İlk önce “diğer” kısmında Pepsi için özel yapılmış kısma giriyorsun.

Daha sonra şifre için ayrılmış bir yer göreceksin. Oraya Pepsi kapaklarının altındaki şifreyi giriyorsun.

Şifreyi girdikten sonra kutucuğun altındaki “Gönder” butonuna basıyorsun. Anında 100 Premium Call Kredin aktif hale geliyor.

LINE, aynı zamanda konuşmanın en ucuz yolu!

Ben bir hesaplama yaptim. Normalde internetli mesajli paketlere 30 lira falan oduyorsun. Bi' Pepsi aldin, ortalama 2 TL desen, 5 tane Pepsi alsan, etti 10 Lira. Elinde ne var? 5 tane Pepsi ve 500 Premium Call Kredisi. Bu da ediyor ki 150 dk. sabit hatlara ( ki sabit hat mi kaldi??) ya da 50 dk. herkesi arayabiliyorsun. ne kadar telefonla konusyorsun ki zaten? Surekli LINE'Dan mesajlasip duruyoruz ucretsiz. Olmayanlara da LINE yukletsen, oradan da bayagi kurtariyorsun. Bildigin 5 Pepsi yanina kar kaliyor.

Üstelik yurt dışını çok daha ucuza arıyorsun ki tek tek bütün ülkelere bakıp ne kadara denk geliyor diye hesaplamadım. Ama örneğin Amerika’yı, 100 Premium Call Kredisiyle yaklaşık 100 dakika konuşabiliyorsun. Çok iyi.

Bundan sonra bu şekilde harcama yapacağım ben. Evde zaten su gibi Pepsi içiliyor. Hatta su yerine Pepsi içiliyor. Adamlar üstüne Premium Call Kredisi veriyor. Ben kendime bi’ kampanya yapsaydım, ancak bu kadar karlı olurdum. Sahiden. 

Evet özetliyorum: Herkese LINE yükletiyoruz, oradan kurtarıyoruz. Pepsi içiyoruz, oradan da kurtarıyoruz. Yurt içini, yurt dışını rahatça arıyoruz. 

Nedir bu LINE Premium Call?

LINE Premium Call, sevdiklerinle konuşman için LINE’ın oluşturduğu bir servis. Aradığın kişi LINE uygulamasını kullanmıyorsa, onu Premium Call sayesinde arayabiliyorsun.

Üstelik yurt dışında da bu uygulama geçerli ve çok uygun fiyatlara bunu gerçekleştirebiliyorsun. Bu şekilde sevdiklerinle yaya yaya konuşabiliyorsun.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...