İftar Sofraları ve Diş Kirası

Ramazan ayı geldi çattı yine... Ve yine kocaman iftar sofraları hazırlamanın heyecanı sardı. Fırından alınan sıcacık pidenin kokusu tüm mutfağı sarmışken nasıl mükellef bir sofra hazırlamasın ki insan envai çeşit iftariyelikle?

Geçen yıl iftarla ilgili mekan önerileri yapmıştım ancak bu yıl sizleri mutfağa sokuyorum. Size bunca ev davetiyle ilgili sofra hazırlamış, örnekler sunmuşken bu kez iş başa düşsün. Bakalım Ramazan' ı ve tüm nimetlerini başrole koyduğumuz nasıl sofralar çıkacak ortaya.

Öncelikle dekorasyonun ana teması gelenek göreneklerden ve ciddi bir kültür mirasından yola çıktığı için otantik olmalı. Koyu renk ve mesela şal desenli örtüler peçeteler işinizi görecektir. Standart mumlar ve şamdanların yerini mutlaka yine koyu renk, belki eskitme, çokça Fas stili kandillere bırakmalı.

Ramazan artık yaz mevsimine rastlıyor, serin iftarlar için balkon, teras veya bahçeyi tercih ederseniz aşırıya kaçmış olabileceğiniz yemekten sonra bu tarz dinlenme köşeleri yaratbilirsiniz. Hatta evde nargileniz varsa bu köşeye onu da konuşlandırırsanız hiçbir eksiğiniz kalmamış olur.

Bu küçük paketler de ne derseniz; Osmanlı' nın çok sevdiğim ama günümüzde unutulmaya yüz tutmuş bir geleneği olan "diş kirası" olarak özetleyebilirim. Diş kirası Osmanlı' da gerek sarayda gerekse halk arasında zengin kişiler tarafından büyük iftar davetleri verilirmiş. Bu davetlere ihtiyaç sahipleri ve yoksul kişiler de geldiğinden davet sahibi para yardımında da bulunmak istermiş. Ancak doğrudan para vermek uygun kaçmayacağından davet sahibi gelenlere teşekkür amaçlı ve onların sevap işlemesine vesile olduğu için, ve gelenler "yemek yiyip dişlerini eskittiği için" kadife keseler içinde gümüş veya altın akçeler dağıtılırmış. Bu zamanla tespih, bir kavanoz reçel, lokum, hurma gibi hediyeliklere de dönüşmüş. Ne kadar zarif ve iyilik yaparken karşındakini de incitmemeye titizlenen bir gelenek...  

Dolayısıyle siz de minik kutular, keseler içinde hurma, lokum gibi ikramlıklar hazırlayabilirsiniz hediye verilmek üzere.

İftar sofrası şerbetsiz olmaz tabii ki, mutlaka bir çeşit şerbet servis edilmeli.

Şimdilerde her organizasyonda yer alan şeker büfelerinin Ramazan versiyonu bu şekilde hazırlanabilir. Kuruyemişler, taze meyveler, lokum, hurma, macun gibi içeriklerle şimdinin trendine özgün bir yorum katabilirsiniz.

Ramazan sofralarınızı benimle paylaşmayı unutmayın, dilerseniz decorideatr@gmail.com a mail atın, dilerseniz Twitter veya Instagram hesaplarımda mentionlayarak haberdar edin, ben de güzel sofralarınızı herkesle paylaşayım. 

Ev Stil - Mısır

Mısır bu... Giden gören bilir, o mistik havası, mitolojik hikayeleri, masal gibi ütopik gelen sıradışı tarihiyle ve muazzam tapınaklarıyla sizi adeta efsunlayan bir ülke... Gittiğim zamanın etkileri bu ayki yazıyla yine gün yüzüne çıktı... 

Peki ne yapar, nerelerde oturur, ne eşyalar kullanır bu Mısırlılar?

Öncelikle doğunun oryantalist havasını bünyesinde taşır. Zaman zaman Fas rüzgarı estiren aydınlatmalar ve sedirler aslında aynı coğrafyanın bireyleri olduğunu hatırlatır.

Yerli halk elbette Müslüman nüfus çoğunlukta olduğu için de bu kadar iç içe değil piramitler ve sfenkslerle, ancak değerli tarihini de sahip çıkıyor. Siz de banyonuzda benzer bir atmosfer yaratabilirsiniz. Mısır' dan çok çok ucuz fiyatlarla alacağınız sayısız dekoratif eşya ile piramitleri ve hiyeroglif dolu tapınakları evinize taşıyabilirsiniz.

Zaman zaman sedirle yer yatağı karışımı çok alçak yataklar da tercih edilebiliyor.

Önümüzdeki ay değineceğim ölüm ve mumyalama tanrısını Anubis' i sembolize eden çakal ise burada ön planda. Dekorasyonda sıkça karşılaşacağınız bir figür.

Özellikle halı ve kilimlerde etnik desenler görülür.

Koyu renk kumaşlar ve ahşaplar tercih edilir.

Ahşap oymalı veya herhangi bir detayı olan paravanlar sıkça kullanılır.

Baştan aşağı Mısır simgeleriyle dolu bir ev daha...

Özellikle 90' larda ülkemizde her iki Türk evinden birinde hiyeroglifli papirüslerin olduğunu iddia edebilirim. :) Şimdilerde pek sık rastlanmıyor ancak Mısır' a giden herkeste farklı bir anlam ifade ettiği için bence hala güncel bir aksesuar.  

Yaşam alanlarındaki oryantalist etki tabii ki banyolara da yansıyor. Ağır seramikler klasik küvetler ve nostaljik armatürler başrolde.

Sanırım en sevdiğim bu oldu :) Hani şöyle 10-15 odalı evim olsa bir tanesini bu konseptte dekore eder duvarlarını da böyle kaplatır mıyım, kaplatırım! 

İlhamını çölün ortasındaki doğadan alan bir ülkede "animal print" dediğimiz hayvan derisi baskıları da görmemiz gayet doğal...

Evim Güzel Evim #4 - Kandilli

Eylül ayı ev çekimimizde bir aksama olmuştu ne yazık ki. Ama beklediğinize değecek. Instagram' da ve Facebook' ta sıkı fanları olan, paylaştıkları merakla beklenen Gülsüm Elkhatroushi ve ailesinin Kandilli' deki evinde çok hoş bir çekim yaptık. Güzel bir tesadüf oldu ki şu an hazırlamakta olduğum bu ayki gezi yazı rotam Dubai ile Gülsüm Hanım ve eşinin oryantalist & avangard tarzda döşedikleri evleri çakıştı, e güzel de oldu. Bir not geçeyim sevgili Gülsüm Hanım resme ve tablolara çok meraklı olduğundan hatırı sayılır bir koleksiyonu var, hepsiyle teeek tek ilgilendim, fotoğrafladım ve onları ayrı bir postta paylaşmaya karar verdim. (Kandilli' nin Tabloları yazım için buraya tıklayabilirsiniz.)
Fazla söze gerek yok, hadi ev gezmemiz başlasın!..

Evin girişindeki mozaikler önceki ev sahibinden kalma ve uzun koridora hareket katmış. 

Misafir banyosunun ayna, lavabo ve armartürü Çin' den alınmış, dolap ise burada bir ustaya yaptırılmış. 

Orta katta yer alan bu salonun tüm mobilyaları Mirage mobilyadan. Soldaki iki niş çeşitli aksesuar ve çerçeveleri sergilemek için kullanılmış. 

Yemek masasının bank kısmı sırtlıklı yaptırıldığı için daha konforlu olmuş. 

Tavandaki kibar uygulama da önceki ev sahibinden kalınca bozmamışlar, aslında evin doğu temasıyla bir bütünlük yakalamış. 

Tepsideki tüm süsler çiftin seyahatlerinden alınmış parçalar. 

Çizgili berjerler Kervan' dan seçilmiş. 

Bu grup alt kat salona ait ve tüm mobilyaları Kervan' dan alınmış. Bu salonda ve evin belli yerlerinde gördüğünüz bu aydınlatmanın tasarımı ve deseni Gülsüm Hanıma ait, sonrasında da malzeme Antalya' da cnc tezgahında işlenerek şimdiki formunu almış. 

Şöminenin üzerindeki alem Gaziler Vakfı' ndaki bir açık arttirmadan alındığından manevi değeri yüksek. 

Bu üç minder şeklindeki orta pufu da Kervan' dan alınmış, çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. 

Karşı duvardaki aksesuarlar Tunus gezisinden. 

Yatak odasının tasarımı Gülsüm Hanım' a ait, koltuk Kervan' dan, ayna Mirage mobilyadan, tuvalet masası özel yapım. 

Ve şimdi Gülsüm Hanım' ın giyinme odasındayız, gardrobunda bir keşfe çıkıyoruz.

Giyinme odası da özel tasarım ve her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde yapılandırılmış. 

Çiftin dünya tatlısı kızlarının cici mi cici odasındayız şimdi de. Tavandaki detay Gülsüm Hanım tarafından tasarlanıp uygulatılmış, mobilyalar ise Çin' den. 

Bir erkek giyinme odasına göre düşündüğümüzde son derece düzenli, nizamlı her şey ve tabii ki daha az detaylı! E erkeklerin bizim kadar aksesuarı olmayınca organize etmesi de rahat oluyor :)

Bu alan artık evin bodrum katı. Burada çalışan odaları hamam ve sauna bulunuyor. 

Dresuar Kervan' dan. 

Göbek taşı olmasa da seveni için evde hamam fikri oldukça cazip. 

Manzaraya karşı konuşlanmış salıncaklar da Çin' den. 

Güzel evlerini bize açtıkları için bir kez daha Elkhatroushi ailesine ve içten ev sahipliği için de Gülsüm Hanım' a ayrıca teşekkür ediyorum :)