2 Ekim 2013 Çarşamba

Feng Shui' lesek mi Şu Evi?

Yıllardan beri sohbet konusu olarak epey moda olan ama birebirde Türkler arasında fazla uygulandığını görmediğim rüzgar ve su anlamına gelen, doğadaki yaşam enerjisini yaşanılan mekanlara aktarmaya dayalı eski bir Çin öğretisidir feng shui.

Akım moda olabilir ama bu felsefe 5000 yıl geriye gidiyor aslında. Temeli de insanın varoluş özelliklerine göre bir habitat oluşturmasıdır. Doğası gereği feng shui yaşamsal enerjinin kapalı mekanlarda da rahat akabilmesini hedefler.

Ancak bu felsefenin özellikle bizde fazla uygulanamayışı çok fazla kural gerektirmesidir. E biz Türkler patlarız fazla sıkıntıya gelemeyiz öyle :) Şaka bir yana iş bizim çabamızla bitmiyor, aslında ta başında mimarların yapıları buna göre inşa etmesi gerekiyor. Mesela öyle kuralları var ki feng shuinin, giriş kapısının karşısında merdiven olmaz, tuvalet olmaz, mutfak kapısı veya ocak karşısında merdiven olmamalı. E mimar yaptıysa o andan sonra evi kırıp dökemeyeceğimize göre. Ama tüm kurallar değişmez değil, bir şekilde hepsinin pratik çözümleri var, yeter ki siz uygulamak isteyin. 

* Oturma odası veya mutfakta kırmızı detaylar kullanın. Hakim renk de olur, kırmızı objeler veya bir tablo da olabilir.



* Giriş kapısının karşısında ayna olmamalıdır ki giren enerji yansıyıp dışarı çıkmasın.

* Giriş kapısının karşısında başka kapı olmamalı varsa 2 kapı arasına rüzgar çanı asarak çözüm üretebilirsiniz.

* Giriş kapısının karşısında kolon varsa bu bitkilerle kamufle edilebilir.

* Büyük dolaplarınız kapaklı olmalı, açıkta raf olmamalı. Hooopp açık giyinme odaları çöpe :) Hem açık renk hem feng shui bir yerde barınmıyor.

* Çiçekler odanın güneydoğu tarafında olmalı. ( Peki orası gölgeyse ve benim çiçeğim bol güneş istiyorsa napıcaz bunu cevaplasın feng shui :) ) Bitki ve çiçekler yatak odasına sadece hasta biri varsa Yang (+) enerji yaymak için kullanılabilir.


* Odalar düzgün geometrik şekillerde olmalı. Girinti çıkıntılar aynayla azaltılabilir. 

* Oturma odaları yaratıcı enerjinin akabilmesi için canlı renklere ihtiyaç duyar. Bu yüzden bolca renk kullanmaktan çekinmeyin.



* Yatak odaları adı üstünde "yatak - uyku odası" olarak dizayn edilmelidir. Televizyon, bilgisayar ve bunlar gibi bizi uykudan uzaklaştırıp dinginliğimizi bozacak başka unsurlar bulundurulmamalı. Hatta fazla iri ve renkli geometrik desenli nevresimler uyku konsantrasyonunu bozabilir, daha dingin ve yumuşak renk ve desenleri seçin.

* Şimdilerde ebeveyn banyosuz ev yok, aman dikkat. Oda içindeki tuvaletlerin kapıları ve klozet kapakları daima kapalı tutulmalı.


* Yatak odasında yatağınızın ayak ucu kapıya bakmamalı. Suyla ilgili hiçbir şey bulundurulmamalıdır. Evin diğer taraflarında kullanılacak akvaryumlar ise arkanızda kalmamalı, yüzünüz hep onlara doğru olmalı.

* Tuvalet hijyen ve ferahlığı temsil ettiğinden güzel bir ambiyans yaratılmalı. Hoş kokular, mumlar belki iç açıcı güzel bir resim bambaşka bir ortam sağlayabilir.



* Yemek masanız dar bir köşeye sıkıştırılmamalıdır, bereket azalır. Sandalye sayısı 4 olmamalı; 6, 8 veya 12 olarak belirlenmeli. 

* Yemek odasında veya bölümünde çok koyu renkli ağır mobilyalar kullanmayın. Daha şeffaf, açık renkli, geçişli olanları tercih edin. Mümkünse masanın üstünde yemek yenmediği zamanlarda canlı çiçekler, meyveler, bitki tohumları bulunsun. Niyet canlansın, bereket çağrılsın ;)



* Aşağıdaki sıralanış yanlış bir örnek mesela. Isıtan ve soğutan unsurlar "ateş" ve "su" elementi asla yan yana veya tam karşılıklı gelmemeli, ikisi birbirinin yok edicisi olduğu için olumsuz enerji getirir. 



* Tuvalet veya banyonun yemek odasının karşısında olmamalıdır, iş imkanlarınız olumsuz etkilenebilir. Oturma odasının karşısında da olmamalıdır, arkadaşlıklarınzın kısa süreli olmasında etkili olabilir. Tuvalet kapısı yatağın karşısında da bulunmamalı, negatif enerji akışı burun ve akciğer enfeksiyonlarına sebep olabiliyormuş. Tuvalet yatak ile aynı duvarı da paylaşmamalı, negatif enerji duvardan geçerek uyuyan kişiyi rahatsız edebiliyormuş. Müstakil veya dubleks evlerde tuvalet altında uyumak kötü şans emaresiymiş! Bu kadar maddeden sonra "ne tuvaletmiş yahu" dediğinizi duyar gibiyim.

İşte doğadaki 5 elemente hitap eden feng shui uygulaması

Uygularsınız ya da uygulamazsınız bilemem ama feng shui "dün yaptım bugün oldu" diye inceleyebileceğiniz bir kavram değil ne yazık ki, bir yaşam biçimi, felsefesi. Pek çok Uzakdoğu kuramında olduğu gibi bunda da önce inanç sonra da sıkı bir uygulama gerekiyor.

30 Eylül 2013 Pazartesi

Dantelli Masa Örtülerine Yeniler

Herkese merhaba!

Çoktandır masa örtülerinde yeni model paylaşmamıştım. Yeni ciciler geldiğine göreeee size sunabilirim. Üstelik bu iki model örnek değil hemen teslime hazır, bitmiş ürünler. Sipariş verdiğiniz anda ertesi gün kargoya verilebilecek. Bu güzeller kuru temizlemeye gerek olmadan makinede 30 derecede düşük ayar sıkmayla yıkanabilir.

Pembe İsviçre Keteni kumaş dantel aplikeli - Ölçü: 160 x 215 cm
Fiyat: 300 TL





Tıpkı çocukken oynadığımız "komşuculuk" oyunundaki çay saatlerimiz gibi...
Pembe saflığında, dedikodusu bol, kahkahası sonsuz ama en samimi duyguların döküldüğü çay sofralarınız için...





Ekru İsviçre Keteni kumaş Fransız dantel aplikeli - Ölçü: 165 x 240 cm
Fiyat: 350 TL

Ekrunun kibar duruşu Fransız dantelinin asaletiyle birleşince işte çıkan sonuç...
İster çay sofralarınız şenlensin, ister yemekli misafirlerinizin gözü kamaşsın ;)





 Hemen kargo avantajından yararlanmak istiyorsanız bu iki modeli kaçırmayın derim. Sipariş için decorideatr@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.


27 Eylül 2013 Cuma

Aslında "O" Bir Peyzaj Mimarı! Röportaj #2

Geçenlerde de bahsetmiştim, yaz bitip sonbahar geldi mi yaz paniğim tutar. Bu yaz yapılacak başka bir şey var mıydı yok muydu diye bir sorgularım kendimi. Yine bu durumdan hareketle son yaz temalı ama aynı zamanda sonbahara girişi yapan bu yazıyı paylaşmak istiyorum....

Bu ayki röportaj konum peyzaj mimarisi ve konuğum peyzaj mimarı Mine Beşoğul Açık. Aslında siz onu Moda Meleği olarak tanıyorsunuz. Mesleğini severek seçmiş olsa da günlük hayatta hobisinin ağır basmasından dolayı modaya kaymış durumda ve benden kıdemlice bir blog yazarı :) üstadlara saygı!

Bugün onu peyzaj mimarı kimliğiyle tanıyacağız bir de.


* Merhaba Mine bize biraz kendini tanıtır mısın?

1987 İstanbul doğumluyum. Anne ve babamın mimar olmasının etkisiyle bir heves 2007 yılında İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümüne girdim. Girdikten sonra biraz pişman olsam da artık her şey için çok geçti. Başa gelen çekilir diyerek yola devam ettim :) Şu an e-ticaret sektöründe ve blogger olarak faaliyet gösteriyorum.




* Peyzaj mimarlığının kapsamına neler giriyor?

Yaptığımız iş tam anlamıyla çevre düzenlemesi. Yaşam alanlarını görsel ve fonksiyonel olarak kullanıcıya tasarlamak. Villa bahçeleri, otel peyzajları, rekreasyon alanları, ana yollarda etrafınızda gördüğünüz tüm düzenlemeler peyzaj mimarlarına ait.

* Sence iyi bir bahçe tasarımının sırrı nedir, nelere dikkat edilmeli?

 Peyzaj mimarları çevre düzenlemesini genelde şöyle tanımlar: Çok güzel bir kadının makyajlı ve makyajsız halini düşünün; makyaj güzelliği ön plana çıkarır, gösterişli kılar. Bizim işimiz de böyle, bir yapı ne kadar güzel tasarlanmış olursa olsun eğer başarılı bir peyzaj düzenlemesi yoksa bu çok bir anlam ifade etmez.




* Yeni yapılan sitelerde yeşil alan var gibi görünse de göz alabildiğine çim, dönemsel birkaç çiçek ve cılız birkaç ağaçtan öteye gidemiyor bu durum. Bunun önüne nasıl geçilebilir sence? 

Kullanıcılar hala peyzaj düzenlemesi konusunda yeterince bilinçli değil. Örneğin bir toplu konut içerisinde çim alan ve havuz varsa onlar için bu iyi ve yeterli bir peyzaj uygulaması. Bir yönden hak veriyorum aslında, insanlar yeşil alana o kadar hasretler ki, az bir çim alan bile onları tatmin edebiliyor. Fakat bu durumun önüne geçilmesi, sizin de söylediğiniz gibi bilinçlenmesi gerekiyor. Firmaların maliyetlerden kaçmaması ve işi uzmanlarına bırakması burada kilit nokta oluşturuyor.

* Mevcuttaki bir ormanlık koruluk alanda tüm ağaçları kesip sıfırdan bir şeyler yapmadan ormanı koruyarak yaşam alanı oluşturulamaz mı? Ulu çınarların bulunduğu bir sitede oturamayacak mıyız?

Mümkün olabilir. Esasen buna en güzel örnek babam. Altunizade Hilal Konakları' nın projesi babama ait. Alanda çok yıllık çam ağaçları bulunuyordu. Sırf ağaçların kesilmemesi için bina yerleşimlerini projede ağaçların arasına dağıtarak tasarladı.

* Harika! Benim de hayalimdeki bir görüntü işte bu :)

Aynen öyle. Kaldırılması zorunlu olan birkaç ağacın da taşınarak yeri değiştirildi. Aslında mimarların da bu konuya hassasiyet göstermesi gerekiyor.Mimar ve peyzaj mimarları bir proje söz konusu olduğunda kesinlikle koordineli çalışmalı. 

* Çiçek tanziminde dikkat etmemiz gereken noktalar nedir?

Bir alanın bitkilendirilmesini yapmadan önce başarılı bir survey çalışması yapılmalı. Alanın toprak yapısı, hava şartları, bitkilerin o alana uyumlu olup olmadığı, bakı ve benzeri özellikler iyice değerlendirilmeli. Daha sonra ise görsellik tabii ki ve kullanılan bitkilerin renk ile yapı uyumu-yerleşimi. Gerekli değerlendirmeler yapılmadan önce görsellik ön planda tutulursa yapılan çalışmadan belki de bir yıl sonra eser kalmayabilir. Daha uzun vade düşünülerek görsellik ikinci sıraya konulmalıdır.

* Gözünü kapadığında hayalinde canlanan, olmasını istediğin bahçe/park/rekreasyon alanı nasıl bir yer?

Bence Green Park ve Hyde Park başarılı peyzaj örnekleri. Gözümü kapattığımda şu an tam da orada olmak istiyorum! :)




* Önümüz sonbahar malum. Bu mevsimde bahçemizde balkonumuzda yaratabileceğimiz yeşil alanlarla, çiçeklendirmeyle ilgili birkaç tüyo verebilir misin takipçilerime?

Tabii ki. Sonbahar aylarında dikime uygun çiçekler nergis, sıklamen, sümbül, çiğdem ve tabii ki kasımpatı.



Çiçeği burnunda anne olarak bu yoğun bebekli günlerinde teklifimi geri çevirmeyen ve bu keyifli röportajı veren sevgili Mine' ye tekrar teşekkür ediyorum.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...