çiçekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çiçekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ağustos 2014 Cuma

Terrarium Çılgınlığı

Trendler ve modayı takip ediyoruz zaman zaman şikayet etsek de. Ama hayatımıza farklılık getirmek için, yeni bir soluk kazandırmak için varlar aslında. Klasik tabirle kölesi olmadıktan sonra tatlı tatlı paslaşarak, beğendiklerimizi uygulamakta sakınca yok bence.



Çılgın inşaat furyasının dört bir yanımızı kuşatıp neredeyse iklimimizi değiştirdiği, yeşile daha da hasret bıraktığı şu İstanbul' da her türlü "yeşil" çözüm gözüme daha da davetkar görünüyor.



Uygulaması keyifli bu güzel yeşil çözümlerden biri de terrarium trendi. Succulent (ya da echeveria da denen) ve sedum başta olmak üzere kaktüs ailesinden olan çeşitli bitkilerin genelde cam fanuslarda bir araya getirilmesinden oluşuyor. 



Bazen bir şekerlik bile yeterli küçük dünyanızı oluşturmaya...



Bu fanusların içinde çoğunlukla bitki yetiştirilse de kelime yapısı "terrain" yani arazi olan bu uygulama, çeşitli solucan ve sürüngen tiplerini yaşatmak için de kullanılıyor, uygun toprak sağlanması şartıyla elbette. O içindeki sürüngenin her an dışarı çıkıp yayılabilmesi evimin içinde özgürlüğünü ilan etmesi düşüncesi beni biraz gerdiği için "almayayım alana da mani olmayayım" diyorum ve tercihimi çiçeklerden yana kullanıyorum :) 



Kaktüs türü oldukları için sık su istemediğinden bakımı da kolaydır oluşturduğunuz terrariumların.



Kolajınızı tamamlayacak böyle minik aksesuarlar da kullanabilirsiniz.


Çakıllar toprağın nefes alabilmesi için olmazsa olmaz. İşlevselliğinin yanında görsel olarak da daha sevimli bir hale getiriyor genel görünümü.






Minicik bir saklama kabından devasa saksılara kadar her nasıl bir alana uygulamak istiyorsanız seçim sizin. Evinizin içinde ne kadar büyük bir "iç bahçe" istediğinize bağlı.

Hep özgün olun, kopyalamayın, sürüden uzaklaşın diyorum ya, aynı şey terrariumlar için de geçerli. Her fanusun kendi hikayesi olabilir, yeter ki siz ilhamınızı dökün ellerinizden.



"Kolye terrarium" ile "bahçem boynumda" bundan daha sevimli bir uygulama olabilir mi bilmiyorum. Fanatikleri hemen uygulamaya koyulacaktır diye tahmin ediyorum. 


Bol yeşilli bir gün ve haftasonu olsun hepimize...

26 Şubat 2014 Çarşamba

Çiçek Tasarımcısı ByOğuzhan ile Röportaj #6

Onu nasıl tanımlasam da ortaya çıkardığı güzellikleri tasvir etmekte kelimeler yetersiz kalır. Çiçek tasarımcısı Oğuzhan Tüylüoğlu' ndan bahsediyorum; siz onu Instagram, Facebook ve Twitter' dan byoguzhan olarak tanıyorsunuz. Orkideler başta olmak üzere her tür çiçekle şiir gibi sanat kokan tasarımlar ortaya çıkaran sevgili Oğuzhan' ı bir çiçek aşığı olarak tanımasam, sizlere tanıştırmasam olmazdı gerçekten. Aralık ayında Beşiktaş' ta kendi mağazasını da açınca ziyaret edip tanışmak farz oldu. Sizi fazla bekletmeden hemen röportaja geçiyorum.



Decoridea: Öncelikle mağazanız hayırlı olsun, bol şans ve bereket getirsin. Peki sizi biraz tanıyalım mı, çiçeklere olan bu sevgi, birliktelik ne zaman başladı?

Oğuzhan Tüylüoğlu: Aslında ortaokul yıllarıma dayanıyor. Bir çocukluk klasiği olarak yaz tatillerini değerlendirmek için kendimi o zamanın sayılı çiçekçilerinden Özlem Çiçekçilik' te buldum. Saksı değiştir, suyu boşalt gibi işlerle başladım. Bu işin bendeki yeri çıraklıktan gelip her aşamasını tadarak ilerlediğim için apayrı.

"Çıraklık zamanlarımda şimdiki gibi arabalarla servis yok. Kollarımda 3-4 buketle çıkar yürüyerek götürürdüm adreslerine. İşte o zamanlardan tadını almaya başladım."

Yazları üst üste çalışmaya başlayınca, biraz romantik bir yapım olduğu için, insanlara buketleri verdiğimde yüzlerinde oluşan o ifade beni daha da cezbetmeye başladı. Şiir çok severim ve eskiden de epey yazardım -hatta sıkı bir İclal Aydın hayranıydım- en ufak bir şey bana esin kaynağı olurdu. Bunu git gide çiçeklere aktarmaya başladım. Eskiden "çiçekçiye kız mı verilir?" düşüncesi varken ben işin içine tasarımı, sanatı kattım. Şimdi bir çocukluk hayalim gerçekleşti ve ben İclal Aydın' a hizmet veriyorum. Bu çok farklı bir tatmin, demek iyi şeyler yaptığımı düşündürüyor.

"Spidyum orkideler yaz akşamları sıcak esintileri çok sever"

D: Kendi mağazanızı açmadan önce Four Seasons ile çalışıyordunuz bildiğim kadarıyla? 

O.T: Evet, Four Seasons Hotel Bosphorus ve Sultanahmet için tasarımlar yaptım. Kendi mağazamı açmamda Four Seasons Hotel'lerindeki tecrübelerimin çok büyük katkısı olmuştur. Beni ben yapan çok önemli bir zincirdir diyebilirim rahatlıkla. Yine aynı şekilde sanat ve cemiyet hayatından da aldığım kararla ilgili beni şahsen arayarak her zaman destek olacaklarını belirten çok değerli insanlar var. Tüm bunlar da en büyük motivasyon kaynağı benim için.


D: Yeşilin enerjisini ve hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız? 

O.T: Bir kere yeşil huzur ve dinginlik veren bir renk. Tüm renkler yeşilden geliyor. Her tür çiçek tanzimini gösteren renktir. Karmakarışık buketlerdense yeşilin vurguladığı tek tonlar bana daha çok hitap ediyor aslında. Ve yeşili de doğru kullanmak gerekiyor. Bir sözüm vardır " Çiçek tasarım sanatı düşüncelerin beyinden hayata akışıdır." O anki durumunuzu ifade etmesi gerekir. 



D: Başarılı bir çiçek tasarımının sırrı nedir?

O.T: Çiçek tasarım sanatı ikebana 3 ana temadan oluşuyor. İnsan, dünya ve cennet üçlemesi. Ben bunu şöyle yorumluyorum. Bu dünyada her şey Allah' ın bize sunduğu bir nimet bana da sanıyorum bu görev verilmiş ki bu güzellikleri konuşturabiliyorum, sizlere sunabiliyorum. Bir tasarımı oluştururken de birlikte kullanılan renklere dikkat etmek lazım. Aynı renk bile olsa daha canlı tonlarla mat tonlar geçiş verilmeden kullanılmamalı yoksa diğer rengi öldürür. 


D: Bu tasarımları oluştururken sanıyorum beynin çok sakin ve dingin olması lazım?

O.T: Kesinlikle. Zaten içinde ne varsa o yansıyor. Güzel bir gününüzdeki tasarımla biraz durgun bir anınınızdaki tasarım renklere varana kadar kendini belli ediyor. Bir bakıyorsunuz huzur arayan yemyeşil bir tasarım çıkmış ortaya :) Bir de tabii ki müziksiz asla çalışmam. Ama misafirlerle çalıştığınızda onların kimliğine ve zevkine bürünmek zorundasınız elbette.


D: Sizin tanzimlerinizde sadelik ve zariflik ön planda, bununla birlikte içte devleşen bir albeni coşkusu hakim. Bu çarpıcılığı nasıl sağlıyorsunuz?

O.T: Cümlenin başında sade ve zarif dediniz. Bu benim vizyonum olmasıyla beraber çalıştığım kurum ve kişileri de göz önüne aldığımızda zarif şeyler sunmak durumundaydım. İlkem Öztürk ve Polar Moda Sevim Hanım ile de çalışmak moda ile ilgili farklı bir vizyon edinmemi de sağladı. Bu yüzden de şıklık ve sadelik benim için çok önemli, dikkat ettiyseniz zaten benim tasarımlarımda hiçbir zaman karman çorman bir şeyler bulamazsınız. 


D: Tasarımlarınızda en çok nelerden ilham alıyorsunuz?

O.T: İlk madde şiirler tabii ki, sonra da müzik. Kitap okumayı da çok seviyorum ve orada geçen bir cümle veya kelime bile bana ilham verebiliyor. Bunu hayata dökmeliyim diyorum ve o an renkler, gözümde canlanmaya başlıyor. Oteller için yaptığım geniş çaplı tasarımlar için 1-2 gün önceden mutlaka çizim yapar çalışırım, görünüm nasıl olmalı, nerede ne kullanılmalı, önceden bunu belirlemeliyim. Çalışma arkadaşlarımla da toplanıp onların da fikirlerini alarak karar vermek benim için çok önemli çünkü bu bir ekip işi.


D: Çiçekler daha çok yurtiçi mi yurtdışı mezatlardan mı geliyor?

O.T: %90 yurtdışından. Çalıştığınız kişiyi yansıtmak durumunda olduğunuz için herkesin çiçek zevki farklı, buna uyum sağlayabilmek için ona göre alım yapmanız gerekiyor. Eskiden bu kadar bile alternatifimiz ve renk seçeneğimiz yoktu.  


D: Her zaman her çiçekçide fazla çeşit bulamıyoruz ve bu o an için çok kısıtlayıcı olabiliyor? Sebep nedir?

O.T: Bu firmanın vizyonu, kendine çizdiği yolu ve gelen taleplerle ve müşteri memnuniyetiyle çok orantılı. Malesef işe çok yüzeysel bakanlar da var. Ama ben müşteri memnuniyetinin oluşması için çabalıyorum. Geçen gün birkaç vazo çiçek gitmişti bir firmaya. Akabinde orkidelerle ilgili bir sıkıntı oluşmuş. Gidip inceledik ki soğukta kalmışlar, hemen bakımını, ikamesini yapıp döndük ve sonra ben teşekkür telefonu aldım. İşte önemli olan bu vizyona sahip olabilmek, insanları mutlu edebilmek. 

Benzer bir vazoyu önceki postlarımda görmüşsünüzdür. Bir örnek gösterdim ve o tipte bir vazoyla nasıl bir tasarım hazırlayabileceğime dair hemen bir tüyo verdi sevgili Oğuzhan. 

İşte sonuç :) e ben bunu uygulamaz mıyım?

D: Dekorasyonda çiçeğin yeri ve konumlandırılması nasıl olmalı? Karşılamalı mı detaylarda mı yer almalı?

O.T: Benim için ilk karşılama çok önemli, o ilk anda ne gördüğün. Evlere tasarım yapacağım zaman, mutlaka bir keşif yaparım. İlk anda olması gereken ne ve nerede olmalı diye. Mesela en son İlkem Öztürk ile çalıştık, tasarım bitti belki 15 kere evden çıkıp tekrar girdim, o ilk etkiyi kontrol etmek için. Sonrasında da detaylara inerim, küçük dokunuşlar, minik vazolarda birkaç orkide, ters duran birkaç çiçek. 

Orkidelere nasıl ışık sağlamak gerektiği ile ilgili tüyolar alıyorum. Ortam yeterince aydınlık değilse yapay ışık da orkideleri canlı tutacaktır.

D: Bir davet sofrasında neden çiçek olmalı sizce?

O.T: Masada kullanılan nasıl bir örtü, servis takımı, şamdanlar varsa, benim için çiçek de böyle bir demirbaştır, olmazsa olmazdır. Görselliği destekler, sohbete sohbet katar, ruhumuza işler ve iştah da açar.

Mağazadan enfes bir köşe...

D: Önümüzdeki bahar ve yaz aylarında gelin buketlerinde favori çiçekler ne olacak?

O.T: Geçtiğimiz yılın favorisi şakayıktı ancak bana bu sene de o naifliği desteklemesi açısından kesinlikle şakayık olacak. Diğer bir alternatif de gala çiçeği olacak. Özellikle de mor, bordo tonlarında. En son TV spikeri Buket Aydın' ın gelin buketinde kullandık. Bir de tavsiyem gelin buketinde kullanılan çiçekler düğünün başka bir detayında kullanılmamalı, gelin çiçeği tek olmalı.




D: Çiçek tanzimiyle ilgili workshoplarınız olacak mı?

O.T: Olacak. Bunlarla ilgili talepler de geliyor zaten ancak. Farklı türde zevkler ve beklentiler var. Modern, rustik veya daha eskitme tasarımları beğenenler için 3 grup oluşturacağız ve workshoplar bu şekilde gerçekleşecek.







D: Ben de zaman zaman davet sofralarım için tanzim yapıyorum, benim yaptıklarımı yorumlayabilir misiniz?

O.T: Tabii, zevkle :)

"Kokinaları narla zenginleştirmek hoş olmuş, ben de bu yılbaşı için gerçek narların içine güller yerleştirmiştim" (yazının linki burada)

"Burada da çiçek seçimleri başarılı, breşya güzel seçim olmuş ama cam vazo çok uygun olmamış, modern kalmış, ayaklı eskitme tarz bir vazoyla daha uyumlu olurdu." (yazının linki burada)

"Hüsnüyusuf kullandığınızda vazonun altını yapraklarla kapatabilirsiniz." (yazının linki burada)

"İşte bu çok başarılı olmuş, kuru dallar ve yapraklarla." (yazının linki burada)

Ne dersiniz ByOğuzhan' dan fena not almadım sanki ;)


Ve gün sonunda bu kadar çiçek sohbetinin ardından sevgili Oğuzhan kocaman karışık çiçeklerden oluşan yukarıdaki buketi ev ödevi verdi. Hal böyle olunca bir sınav stresi sarmadı değil hani :) Eve gelince serdik hepsini ve yeni bilgiler ışığında eşimle aşağıda gördüğünüz kendi aranjmanlarımızı yaptık ve tam not aldık!... Hatta aranjmanlarda yer bulamayan artan okaliptüs dallarını da mutfak vazomuzda değerlendirdik.




Bu çok keyifli sohbet ve içten misafirperverliği için kendisine ve çekimdeki yardımları için asistanı Sinem hanıma sonsuz teşekkür ediyor ve workshoplarda görüşmek dileğiyle diyorum...

18 Şubat 2014 Salı

Sanatsal Sofralar

Kışı yaşayamadan bahara geçtik gibi bir durum olduğundan, her gün en az 20 derece güneşli günleri gördüğümüzden ve ben artık kış defterini kapattığımdan erkenden geçtim bahar moduna. Henüz şubatta olduğumuzu martın bile kapıdan baktırabileceğini umursamadan yazıyorum bu yazıyı. 



Bu havalarda beni en coşturan konuya geliyorum. Mevsim değişimiyle beraber dönem değiştiren yepyeni çiçekler ve aksesuarlarla hazırlanacak sofralar... 



Yeni dünya düzeni az eşya, küçük ev mantığını dayatmaya çalışadursun ben mümkün olsa her ay bir yemek takımı alabilirim. Bunlarla ve ek malzemelerle kurulacak yaratıcı sofralar olmadan bir ev nasıl tamam olur ki?




Bazen bu durumu öyle güzel hale getirebilirsiniz ki ortaya resmen bir sanat çıkar. Sonra davetlileriniz şaşırıp bayıldıkça size de zevkten dört köşe olmak kalıyor :)


Başrolde neyin olacağına karar vermelisiniz. Eğer zaten tablo gibi bir yemek takımına sahipseniz aksesuar kullanımında aşırıya kaçmanıza gerek kalmaz, peçete ve belki bardaklarda birbirine yakın renk tonlarını tutturmanın yeterli.

Ya da bu örnekte olduğu gibi kuklalar ve bebeklerle teatral bir sofra yaratabilirsiniz.


Orta aksesuarı olarak çiçeklerinize sadece vazoyu tamamlayıcı seçmeyin. Gümüş kovalarınız da aynı işlevi çok daha şık bir şekilde görecektir.

Tek çiçek temalı masaları ayçiçekli örnekte olduğu gibi her detayda kullanabilirsiniz.


Balon deseni çok gördük peki ya o balonlar 3boyut olup masanızın üzerinde uçsa?

İşte sanat eseri diye buna derim... Rönesans dönemi eserlerinden biri en şık davetinizin başrolü olsa başka detaya gerek olur mu? Bir çiçek süslesin yeter!

Daha pratik yazlık sofralarınıza...

Yorum yapılamayacak kadar güzel...



Merak etmeyin, bu sofraları hazırlamak sandığınız kadar da maliyetli değil. Biraz yaratıcılığınızı kullanarak evdeki aksesuarlarınızı nasıl ve neyle kombinleyebileceğinizi düşünüp kendi konseptlerinizi yaratabilirsiniz.

Haydi şimdi biraz dolapların arka rafları, sandıklar karıştırılsın bakın neler çıkacak ;) Şahane bir masada, sanat eseri kadar güzel bir ortamda yemek yemek herkese iyi gelecek, önce size, sonra misafirlerinize... 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...