yemek-tarifleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yemek-tarifleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Haziran 2014 Salı

Amor A La Mexicana

Yine biz yine mini bir akşam yemeği... Geç gelen yaz balkon sefalarında da rötara sebep oldu ve gerekli temizliklerin ardından ancak açabildik balkon sezonunu. Evimiz hep dolsun taşsın diye de birilerini davet etmek istedik. Cumartesi gününün yemek programı birkaç gün önceden belli olduğundan davet ettiğimiz çiftimize mesajımız "meksika gecesine bekliyoruz" şeklinde oldu :)



Tema belli olur da bizde fikirler uçuşmaz mı? Nedir Meksika' nın olayı? Bol renk bol cümbüş, lezzetli karman çorman yemekler, eğlenceli Güney Amerika müzikleri; işin özü bu. Hemen evdeki malzemelerin değerlendirmesi yapıldı ve Meksika bayrağındaki renkler baz alındı, yani kırmızı, yeşil, sarı. Yemyeşil ve içinde farklı renkleri de barındıran masa örtüsü serildi. Üzerine bu renk cümbüşüne uygun renkli tabaklar servise kondu. 


                    

Dekor için yeni renkli tealighlıkları kullandık. Ee ama şapkasız ve kaktüssüz bir Meksika sofrası olur mu? Bunu da hemen kağıt görsellerle hayata geçirdik, yanına da dekor olarak maracaslarımızı ekledik. Ee fondaki Meksika ve Güney Amerika müziklerini bilmem söylememe gerek var mı?


                                    

                               
Hepsini kendim hazırladığım soslardan anlayacağınız üzere menümüz başlangıç olarak nachos, ana yemek ise et fajitas idi. Yalnız servis telaşı ve açlıktan sebep sanırım onları fotoğraflamayı unutmuşum :( Yine de size pratik bir nachos tarifi vermek istiyorum, et, tavuk, karides gibi detaylarla uğraşmadan evde çok kısa sürede hazırlayabileceğiniz lezzetli bir atıştırmalık.

                                   

                           

                           

                                 
Nachos tarifi:

Bir paket Doritos Taconun istediğiniz kadarını orta boy bir borcama boşaltın. Üzerine marketten alacağınız haşlanmış Meksika fasülyelerini ekleyin. Dilimlenmiş yeşil zeytin, konserve mısır, jalepeño biberi de ilave edip rendelenmiş cheddar peynirini serpiştirdikten sonra 200 derecede önceden ısıttığınız fırında peynirler eriyene kadar 10-15 dakika pişirmeniz yeterli ;) Afiyet olsun...

31 Ekim 2013 Perşembe

Korkunç Bir Gün!

Panik yok! Her şey yolunda.. Kutlayanına, ilgilisine cadılar bayramı ile ilgili bir post yapmak istedim hepsi bu :) Pinterest' ten derlediğim sonbaharın bu eğlenceli organizasyonu ile ilgili paylaşımlarımı aşağıda bulabilirsiniz. Siz de bu gece bir cadılar bayramı organizasyonuna imza atıyorsanız son dakika fikirleri hemen şimdi burada!...







 Daha pek çok cadılar bayramı süslemesi fikrine Pinterest hesabımızdan ulaşabilirsiniz.





Buradaki yazı panosundan siz de yaptırmak isterseniz sevgili Özge Bayrak' ın blogunu ve instagram hesabını (ozgehurcan) ziyaret edebilir, harika çalışmalarını inceleyip sipariş için kendisiyle iletişime geçebilirsiniz :)


Yukarıdakini Türkiye iklim şartlarında şu an yapma imkanımız yok ama fikir çok hoş :))




Çok pratik aynı zamanda konsepte harika uyumlu bir süsleme. Her şey biraz gotik biraz korkutucu olsun yeter.










Bu arada cadılar bayramını kutlamasanız da balkabağının bolluk ve bereketi simgelediğini unutmayın ;) Ben de bu vesileyle 7'den 70'e herkesin çok beğendiği ve çocuklar için de çok besleyici olan balkabağı çorbamın tarifini vereyim.

300 gr balkabağı
1 adet kuru soğan
2 çorba kaşığı tereyağı
5 su bardağı su
tuz 
karabiber
muskat
Süsleme için krema

Tereyağında kavurduğunuz soğanlara küp küp doğranmış balkabakları eklenip sotelenir. Kaynamış su ilave edilmeden önce tüm baharatlar ilave edilir. Kabaklar yumuşayana kadar kaynatılır. En son el blendırıyla çorba pürüzsüz hale getirilir. Servis ederken krema üzerine desen yapıp bir iki yaprak nane ile süsleyebilirsiniz. Afiyet olsunnn..



Not: Tarif Ebru Omurcalı' nın enfes tarifleriyle dolu "Çorbanın Kitabı" adlı kitabından alıntıdır. Muskat sevmiyor veya ağır buluyorsanız eklemezseniz de çok lezzetli oluyor.

7 Eylül 2013 Cumartesi

El Yapımı Makarna Show

Yine bir itiraf saati. Verdiğim bir sözü unutmuşum sevgili okuyucularım. Taaa nisan ayında yazdığım "çiçekli sofralar" postunda bir yemek tarifi sözü vermişim de sonradan çıkmış aklımdan. Öncelikle bu gecikme için bir özür benden size... Eski yazılarımı karıştırırken tesadüfen rastladım ve gerçekleştirmediğim için utandım :(

Son postlarıma bakan burayı yemek blogu sanacak ama tamamen denk geldi. :) Hiç vakit kaybetmeden el yapımı makarna showumuzla ilgili detaylara geçeyim. İşte tam da bu aşamada ufak bir not daha paylaşayım. Üzerinden epey zaman geçmiş olmasından dolayı o günün tüm görsellerine ulaşamadım. O yüzden sizinle el yapımı makarnayı öğrendiğim günün görsellerini de ekleyerek paylaşacağım. 

Eşim de ben de mutfağa biraz fazla meraklıyız. İstanbul' daki Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylı ve İngiltere kökenli City&Guilds' ten akreditasyonlu özel aşçılık okulu olan Mutfak Sanatları Akademisi' ni duymuşsunuzdur. Evlenmeden önce eşimle buranın profesyonel kurslarının yanı sıra düzenlediği günlük birkaç workshopuna katılmıştık. El yapımı makarna kursu da bunlardan biriydi.

Bir kez kendi yaptığınız doğal makarnanın lezzetine alıştıktan sonra hazır satılan makarnaların yavan tadına inanamayacaksınız, üstelik yapımı da kolay. İlk yapmanız gereken makarna hamuru açma makinası almak. Paşabahçe ve Esse' de farklı türevlerini bulabileceğiniz gibi (ki bunların en prestijlisi Kitchenaid' in her tür makarna şeklini çıkarabileceğiniz aparatıdır) Eminönü' ndeki pastacılık malzemeleri satan mağazalarda 50 TL gibi uygun bir fiyata da en temel işinizi görecek olanını bulabilirsiniz.

Bizim makarna showumuzda makarnanın eşlikçisi kabaklı somondu. Bu tarifi de biliyorsunuz instagram ve pinterest' i kurcalamaktan epey hoşlandığım için yine böyle bir keşif turunda Merve Terim Çetin' den aldım.

Makarna Malzemeleri: (6 kişilik)
400 gr buğday unu
4 yumurta
Biraz tuz
Zeytinyağı

Kabaklı Somon Malzemeleri:
750 gr somon
3 adet orta boy kabak
4-5 adet taze soğan
Dereotu
Sıvıyağ
Bir paket krema
1 limon suyu 
Tuz

Makarnanın tüm malzemelerini yavaş yavaş ekleyerek hamuru iyice özleşene kadar yoğuruyoruz. İşlem bitince streç folyoya sıkıca sarıp yarım saat kadar buzdolabında dinlendiriyoruz. Bu arada somonları kuşbaşı doğrayıp kabakları şeritler halinde kesin hazır beklesin. 


Sizin hamurunuz bunun iki katı kadar olacak çünkü kursta yaptığımız yarı ölçüydü

 Makarna açma makinesinde derece derece ilerleterek istediğiniz kadar inceltebilirsiniz hamuru. 

Sonrasında daha ufak parçalara ayırıp ister spaghetti ister linguine bıçaklarından geçirerek makarnaya son şeklini veriyorsunuz. Yalnız her aşamada hamurun üzerine hafif hafif un serpin ki yapışmasın. Linguine yapıp kenara ayırdıklarınızı da her eklenen parçada havalandıra havalandıra unlayın.

Ve makarna hamurumuz hazır. İsterseniz buzdolabı poşetine atın buzlukta saklayın, ister kurutun öyle saklayın. Bir pişirme notu: Hazır makarnalardan daha kısa sürede pişiyor, 7-8 dakika yeterli bilginiz olsun. Makarnamızı pişirdikten sonra somonlara dönebiliriz. Unutmayın ki somon her şekilde çabuk pişen bir balık o yüzden tüm malzemeler yanınızda hazır nazır beklesin ve eklensin. Bu sebepten dolayı da kabakların şerit halinde ince doğranmış olması önemli aksi takdirde somonlar çoktan pişer kabaklar çiğ kalır. Geniş bir vok tavada sıvıyağda kabaklar, dereotu ve soğanlar birkaç dakika çevrilsin. Sonrasında somonları ekleyin çiğden tatlı pembe renge dönerken krema ve limon suyunu da ekleyin. Biraz daha ekşili tatlardan hoşlanıyorsanız yarım limon suyu daha ilave edebilirsiniz. Hepsi piştikten sonra makarnalarınızla beraber servis edebilirsiniz. Misafirlere ikrama nasıl daldıysam o telaşta bitmiş halini fotoğraflayamamışım ne yazık ki :( Ama size şimdiden afiyet olsun :)

O günkü soframın görseli.



6 Eylül 2013 Cuma

Bir Mutfak Notu ve Yeşil Domates Çorbası

Aylardan eylül.. Anında serinleyen hava artık yaz modundan çıkmamız için uyarıyor bizi, yiyip içtiklerimizle beraber... O zaman madem son kalan yazlık meyve sebzeleri kullanıyoruz hepsinden bolca stok yapıp buzluğa atmakta fayda var. Bu hafta yediğimiz sanırım en son ve en lezzetsiz enginardı :( seneye yaza görüşmek üzere.. Bezelyeyi ise bu sene alıp ayıklayıp dolaba atamamış olmanın vicdan azabındayım. Geçen kışın ortasına kadar idare etmiş olan o son bezelyenin tazeliği hala damağımda. Neyse artık seneye yaza kaldı o da.. Size tavsiyem barbunyanın da mevsimi geçmeden ayıklayıp ayıklayıp buzluğa stok yapmanız.

Eski okul kitaplarımızda anlatılan kışa hazırlık olarak yapılan reçeller, kurulan turşular, hazırlanan salçalar birkaç sene öncesine kadar "artık kimse uğraşmıyor böyle şeylerle" dedirtiyordu. Ancak son yıllarda her şeyin yapaylaşması insanları kendi gıdalarını mümkün olduğunca kendilerinin hazırlamasına yöneltti. Bundan işte tüm bu reçel, salça ve buzlukta stok yapma girişimleri. Hayatımı kolaylaştıran diğer iki seçenek ise annemin hazırladığı kabuğu soyulmuş, doğranmış, yemeğe anında eklemelik domatesler ve kayınvalidemin hazırladığı domates-biber konservesi ile bamya konservesi. İçlerinde sıfır katkı olduğunu bilerek bunları gönül rahatlığıyla kullanmak gibisi yok. 

Bu ara ben bu işlere biraz ağırlık verdiğimden sizlerle de paylaşmak istedim hem bu yaza dair son notumu hem de güzel bir çorba tarifini. Yaz güzeli domatesin de son lezzetli demleri; o yüzden kızarmadan önce yakalanan son yeşil domatesler değerlendirilmeli. Birkaç sene önce iftar için gittiğim İstanbul Fatih' teki Osmanlı saray mutfağı lezzetleri sunan Asitane Restaurant' ın menüsünde ilk kez tatmıştım yeşil domates çorbasını ve o zamandan aklımın bir ucuna yazmıştım, mutlaka yapılmalı denenmeli diye.



Bu lezzetli çorbanın saray mutfağından gelişi gözünüzü korkutmasın benim gibi, yapılışı çoook basit. Domateslerin sertliğine de aldanmayın, birazdan hepsi pelte gibi oluverecek. Kabuklarını soymadan 4-5 parçaya böldüğünüz 1 kg orta boy domatesi üstünü kapatacak kadar suda 10-15 dakika pişiriyorsunuz. Sonrasında sudan arındırarak süzgeçle veya el blenderıyla püre haline getiriyorsunuz. Diğer bir kapta 2-3 çorba kaşığı tereyağında 2-3 çorba kaşığı unu kavurup meyane haline getiriyorsunuz. 3 su bardağı etsuyunu eklerken mutlaka çırpma teliyle hızlıca karıştırın ki dibi tutmasın. Kaynadıktan sonra ise başrol oyuncumuz domatesleri, tuz, karabiber ve pul biberi ekleyip bir taşım daha kaynatıp servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun :)

   
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...