30 Eylül 2013 Pazartesi

Dantelli Masa Örtülerine Yeniler

Herkese merhaba!

Çoktandır masa örtülerinde yeni model paylaşmamıştım. Yeni ciciler geldiğine göreeee size sunabilirim. Üstelik bu iki model örnek değil hemen teslime hazır, bitmiş ürünler. Sipariş verdiğiniz anda ertesi gün kargoya verilebilecek. Bu güzeller kuru temizlemeye gerek olmadan makinede 30 derecede düşük ayar sıkmayla yıkanabilir.

Pembe İsviçre Keteni kumaş dantel aplikeli - Ölçü: 160 x 215 cm
Fiyat: 300 TL





Tıpkı çocukken oynadığımız "komşuculuk" oyunundaki çay saatlerimiz gibi...
Pembe saflığında, dedikodusu bol, kahkahası sonsuz ama en samimi duyguların döküldüğü çay sofralarınız için...





Ekru İsviçre Keteni kumaş Fransız dantel aplikeli - Ölçü: 165 x 240 cm
Fiyat: 350 TL

Ekrunun kibar duruşu Fransız dantelinin asaletiyle birleşince işte çıkan sonuç...
İster çay sofralarınız şenlensin, ister yemekli misafirlerinizin gözü kamaşsın ;)





 Hemen kargo avantajından yararlanmak istiyorsanız bu iki modeli kaçırmayın derim. Sipariş için decorideatr@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.


27 Eylül 2013 Cuma

Aslında "O" Bir Peyzaj Mimarı! Röportaj #2

Geçenlerde de bahsetmiştim, yaz bitip sonbahar geldi mi yaz paniğim tutar. Bu yaz yapılacak başka bir şey var mıydı yok muydu diye bir sorgularım kendimi. Yine bu durumdan hareketle son yaz temalı ama aynı zamanda sonbahara girişi yapan bu yazıyı paylaşmak istiyorum....

Bu ayki röportaj konum peyzaj mimarisi ve konuğum peyzaj mimarı Mine Beşoğul Açık. Aslında siz onu Moda Meleği olarak tanıyorsunuz. Mesleğini severek seçmiş olsa da günlük hayatta hobisinin ağır basmasından dolayı modaya kaymış durumda ve benden kıdemlice bir blog yazarı :) üstadlara saygı!

Bugün onu peyzaj mimarı kimliğiyle tanıyacağız bir de.


* Merhaba Mine bize biraz kendini tanıtır mısın?

1987 İstanbul doğumluyum. Anne ve babamın mimar olmasının etkisiyle bir heves 2007 yılında İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümüne girdim. Girdikten sonra biraz pişman olsam da artık her şey için çok geçti. Başa gelen çekilir diyerek yola devam ettim :) Şu an e-ticaret sektöründe ve blogger olarak faaliyet gösteriyorum.




* Peyzaj mimarlığının kapsamına neler giriyor?

Yaptığımız iş tam anlamıyla çevre düzenlemesi. Yaşam alanlarını görsel ve fonksiyonel olarak kullanıcıya tasarlamak. Villa bahçeleri, otel peyzajları, rekreasyon alanları, ana yollarda etrafınızda gördüğünüz tüm düzenlemeler peyzaj mimarlarına ait.

* Sence iyi bir bahçe tasarımının sırrı nedir, nelere dikkat edilmeli?

 Peyzaj mimarları çevre düzenlemesini genelde şöyle tanımlar: Çok güzel bir kadının makyajlı ve makyajsız halini düşünün; makyaj güzelliği ön plana çıkarır, gösterişli kılar. Bizim işimiz de böyle, bir yapı ne kadar güzel tasarlanmış olursa olsun eğer başarılı bir peyzaj düzenlemesi yoksa bu çok bir anlam ifade etmez.




* Yeni yapılan sitelerde yeşil alan var gibi görünse de göz alabildiğine çim, dönemsel birkaç çiçek ve cılız birkaç ağaçtan öteye gidemiyor bu durum. Bunun önüne nasıl geçilebilir sence? 

Kullanıcılar hala peyzaj düzenlemesi konusunda yeterince bilinçli değil. Örneğin bir toplu konut içerisinde çim alan ve havuz varsa onlar için bu iyi ve yeterli bir peyzaj uygulaması. Bir yönden hak veriyorum aslında, insanlar yeşil alana o kadar hasretler ki, az bir çim alan bile onları tatmin edebiliyor. Fakat bu durumun önüne geçilmesi, sizin de söylediğiniz gibi bilinçlenmesi gerekiyor. Firmaların maliyetlerden kaçmaması ve işi uzmanlarına bırakması burada kilit nokta oluşturuyor.

* Mevcuttaki bir ormanlık koruluk alanda tüm ağaçları kesip sıfırdan bir şeyler yapmadan ormanı koruyarak yaşam alanı oluşturulamaz mı? Ulu çınarların bulunduğu bir sitede oturamayacak mıyız?

Mümkün olabilir. Esasen buna en güzel örnek babam. Altunizade Hilal Konakları' nın projesi babama ait. Alanda çok yıllık çam ağaçları bulunuyordu. Sırf ağaçların kesilmemesi için bina yerleşimlerini projede ağaçların arasına dağıtarak tasarladı.

* Harika! Benim de hayalimdeki bir görüntü işte bu :)

Aynen öyle. Kaldırılması zorunlu olan birkaç ağacın da taşınarak yeri değiştirildi. Aslında mimarların da bu konuya hassasiyet göstermesi gerekiyor.Mimar ve peyzaj mimarları bir proje söz konusu olduğunda kesinlikle koordineli çalışmalı. 

* Çiçek tanziminde dikkat etmemiz gereken noktalar nedir?

Bir alanın bitkilendirilmesini yapmadan önce başarılı bir survey çalışması yapılmalı. Alanın toprak yapısı, hava şartları, bitkilerin o alana uyumlu olup olmadığı, bakı ve benzeri özellikler iyice değerlendirilmeli. Daha sonra ise görsellik tabii ki ve kullanılan bitkilerin renk ile yapı uyumu-yerleşimi. Gerekli değerlendirmeler yapılmadan önce görsellik ön planda tutulursa yapılan çalışmadan belki de bir yıl sonra eser kalmayabilir. Daha uzun vade düşünülerek görsellik ikinci sıraya konulmalıdır.

* Gözünü kapadığında hayalinde canlanan, olmasını istediğin bahçe/park/rekreasyon alanı nasıl bir yer?

Bence Green Park ve Hyde Park başarılı peyzaj örnekleri. Gözümü kapattığımda şu an tam da orada olmak istiyorum! :)




* Önümüz sonbahar malum. Bu mevsimde bahçemizde balkonumuzda yaratabileceğimiz yeşil alanlarla, çiçeklendirmeyle ilgili birkaç tüyo verebilir misin takipçilerime?

Tabii ki. Sonbahar aylarında dikime uygun çiçekler nergis, sıklamen, sümbül, çiğdem ve tabii ki kasımpatı.



Çiçeği burnunda anne olarak bu yoğun bebekli günlerinde teklifimi geri çevirmeyen ve bu keyifli röportajı veren sevgili Mine' ye tekrar teşekkür ediyorum.

25 Eylül 2013 Çarşamba

Müziğin Sarmaladığı Evler

Bazı evler vardır kapıdan adımını attığın anda kucaklar seni. Evin kokusu mu, rengi mi bu enerjiyi yaratan daha anlayamadan o enstrüman çıkar karşına. Karşı duvarda bir piyano veya öbür köşede bir gitar süsler salonu ya da en güzel koltuğun yanına bir çello kurulmuştur. İşte o an anlarsın ki o ev müzikle yönetilir, sanat kokar. 

Kiminin tüm dünyasıdır müzik, her köşeden başka bir enstrüman, her odadan ayrı bir nota çıkar, en güzel senfoniye dönüşür evin tam kalbinde. 






Bazen de bir zaman makinasıdır, müzik kutusudur çoook eskilerden çıkıp gelen, nostaljiyle sarar sarmalar seni.

Meleklerin çaldığı dünyanın en saf, en huzur saçan müzik aleti arp değil midir peki?* 

Vivaldi yaylıları siner kimi zaman "dört mevsim"i yaşayan evlerin sessiz duvarlarına.

Rock ruhunu damarlarında hisseden bir gençtir bazı bazı, evi canlandıran yeniden gençlik aşılayan...



Bir gün bir çılgın mimar çıkar evlere sığdıramadığı müzik tutkusundan yola koyulur, evi müziğin içine sığdırır...

Kitabın, kütüphanenin en can yoldaşıdır manzarasındaki o kuyruklu piyano.

Ne olursa olsun müziğin yoğurduğu bir evse adım attığın, çıkana kadar gördüğün her şey melodili bir ruhun fısıltılarıdır.


* Not: Yazının ahengini bozmamak için yukarıda belirtmedim ama gördüğünüz gerçek bir arp değil. Arp formunda bir radyatör. Arp çalmayan ama onun tınılarına aşık biriysen benim gibi, bu radyatöre ölür bitersin, nerede bulsam da evin neresine koysam diye düşünür durursun ;) 


İşte bunlar da "decoridea" nın evinin müzik köşeleri





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...