8 Kasım 2013 Cuma

Sessizlikse Vardır Sebebi

Merhabalarrr,

Mutlu bir cuma ile capcanlı bir haftasonuna başlangıç yapalım.. Kasım ayına yavaş başladığımın farkındayım. Ama sanmayın ki boş duruyorum. 2 gündür Bumerang' ın davetlisi olarak gittiğim Webit 2013 Kongresi' ndeydim. Bugün siz bu postu okurken ben yollara dökülmüş kitap fuarını turluyor, sizin için fotoğraflıyor olacağım. Haftasonu için de Contemporary İstanbul sergisi ve bir tiyatro gösterisi var. İşte kışın bu kültür sanat aktiviteleri de olmasa hiç çekilmeyecek.

Pazartesi günü içinse blogda yayınlayacağım sürpriz bir söyleşinin randevusu ve çekimi var. Kısacası bu bir fırtına öncesi sessizlik, haftaya birbiri ardına bomba postlar gelecek, hazırlık aşamasındayım haberiniz ola ;)


5 Kasım 2013 Salı

Orası Bir Dans Mabedi

Bugün farklı bir çekim var sizler için. Burası bir dans atölyesi hatta bir tık ötesi belki, bir dans mabedi. 



"Melis Cangüler Dans ve Müzik Atölyesi" ve aynı zamanda "AzulMavi- Endülüs Kültürü ve Flamenko Derneği" burası. Kurucusu ise Türkiye' nin önde gelen flamenko dansçılarından Melis Cangüler. İstanbul' da yaşadığı dönem öğrencisi olmuş olmak benim için büyük bir şanstı. Güzel enerjisini muhteşem dansıyla birleştiren dünya tatlısı bir insan. Flamenko aşkının götürdüğü Ankara' dan dönüş yaptıktan sonra İstanbul' da bu kez kendi stüdyosunu açmaya karar verdi. Ve dernekle beraber Azul oluştu. 

Azul İspanyolca' da mavi demek, adına yakışır bir giriş.

Ve logoyu oldukça anımsatan bir aydınlatma.

Flamenkonun yanında tango, vals, pilates, yoga, zumba, oryantal, tango gibi pek çok dansı bünyesinde barındıran stüdyo oldukça keyifli bir hale getirilmiş. 
Daha önce birkaç farklı stüdyoda dans ettiğimden biliyorum, İstanbul' daki birçoğuna taş çıkarır :)



Dansla ilgili yine Melis Cangüler tasarımlı ürünleri satın alabiliyorsunuz mağaza kısmında. Süsler, şal, baskılı t-shirtler, mouse pad ve saatler...




Fulya' daki stüdyo epey geniş, aydınlık ve ferah. Küçücük odalarda sıkışarak değil böylesi rahat bir mekanda çalışmak gibisi yok. Mekan çekimimiz erken kararan kış tarifesine maruz kalmış olsa da ortamın sevimliliği sizi cezbetmiştir diye düşünüyor, siz bir de gün ışığının enerjisiyle görün burayı diyorum.


Şirin soyunma odası


Mini cafe alanının bulunduğu bölümde Endülüs tarzı mobilyalar ve detaylara yer verilmiş. Flamenkonun doğduğu bölge Sevilla' dan posterler ise olmazsa olmaz.


Müzik ve notalar her yerde...



Dans arası kahve molası verdiğinizde kütüphaneden dansla, flamenkoyla ve İspanyol kültürüyle ilgili kitapları karıştırabilirsiniz. Bu arada yakında burada çok renkli bol müzik ve danslı tapas geceleri de düzenlenecek şimdiden bilgisini vereyim. Katılmak isteyenler olursa blogda bilgilendirme yapacağım.


İşte flamenkoda kemik ve eklem sağlığı açısından rahat çalışabilmek ve istenilen sesin çıkabilmesi için gereken kontrplak zeminli stüdyo.



Zaman zaman çeşitli workshoplara ve yabancı eğitmenlere de ev sahipliği yapan AzulMavi' yi ziyaret ettiğim gün Iida Shigemi yönetimindeki Japon Şaman geleneğinden 3 hazine paylaşımı atölyesi vardı. 



Dansla ilgileniyorsanız mutlaka uğramanız gereken bir stüdyo burası. İletişime geçmek isterseniz 0507 651 3622 veya 0212 211 5133 numaralı telefonlardan ya da azuldernek@gmail.com mail adresinden Melis Cangüler' e ulaşabilirsiniz. Detaylı bilgiler ise http://azuldernek.com/ veya http://meliscanguler.blogspot.com/ya da http://melisdanskursu.com/ adreslerinde. 

4 Kasım 2013 Pazartesi

Bordodur Kasımın Sofrası

Güzel bir haftayla merhaba,

Kasıma girdik mi derin bir romantizm çöker herkese. Ünlü filmden de miras kaldığı şekliyle “kasımda aşk başkadır”, “ahh, olsa da havamızı bulsak” nidaları sarar her yeri. Eylülde sararıp ekimde kahverengiye dönen yapraklarda, doğada daha bir kızıl, bordo hakimdir artık, sanki ünlü söze daha romantik bir ambiyans yaratmak istercesine. İşte bu yüzden bende de bordodur kasımın rengi ve ilhamın kaynağı.


Evimize ilk kez gelecek olan eşimin kuzenlerine yine içinde bulunduğumuz aydan sebep sonbahar temalı bir sofra hazırlamaya karar verdik eşimle. Menüyü oluşturduktan sonra aklımdaki fikirle çiçekçinin yolunu tuttum. Yolumun üstüne düştüğü için fırsat bu fırsat deyip gelin buketimi de hazırlamış olan, elinde her zaman farklı çiçekler bulunduran eski çiçekçime (çınar çiçek - 0212 441 3747) uğradı
m. Sıradan bir gün olsa çeşit çok ama ben aklımda ille de bordo-mor olacak diye gidince  seçenekler azalıyor.



Elindeki bordo-vişne çürüğü tonlarındaki iri gülleri yeşil-pembe minik çardak gülleriyle birleştirmeye karar verdik. Elinde bulunan minik siyah tomucuklu dallar, şu an için Latincesini hatırlayamadığım lahana da denen yeşil bitkiyi ve yaprağından yaprak açan diri yeşil ruskuslarla kombinleyip buketi tamamladık.


Kaynaklar kısıtlıysa ve içime sinmiyorsa her koşulda kendi kaynağımı yaratmakta üstüme yoktur :) Rahat duramadım yine, annemi de alıp Bahçeşehir Gölet’ te biraz turladım. Gözüme kestirdiğim bordoya kombin olabilecek her türlü kökünü terk etmiş bitki benim hedefimdi. Bu şekilde algınızı açtınız mı yapamayacağınız şey yok.



Eve gelip bitkilerin temizliğini de yaptıktan sonra çiçekçiden aldıklarımla karıştırarak yeniden tanzim ettim. Pembe örtümüzü serince de arka plan tamamlanmış oldu ve işte bu sofra çıktı meydana. Önceki sofrada peçetelik yaptığım kahverengi çınar yaprakları bu kez bordolarıyla yer değişti ve asıl peçeteliğe yardımcı oyuncu olarak geldi. İşte ortaya çıkan soframız. 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...